Öncelikle sizi tanıyarak başlamak isteriz. Ufuk Beydemir kimdir? Müziğe nasıl başladınız?
Aslında ilk olarak Cem Karaca hayranlığımdan bahsetmek isterim. Cem Karaca’nın sesi, müziği her zaman bana ilham olmuştur. Sahneye ilk çıkışım ise 15 yaşındayken bir kutlamada oldu. Sahneye çıkıp şarkıyı söyledikten sonra gelen tepkiler, sahnenin büyüsü beni çok etkiledi. Ardından birkaç grupta vokal olarak yer aldıktan sonra kendime bir gitar aldım ve kendi şarkılarımı yazıp bestelemeye başladım. 2016 yılında “Ay Tenli Kadın” şarkımın akustik versiyonu, katıldığım Sofar Sounds İstanbul’un YouTube kanalında yayınlandıktan sonra sosyal medyada ilk altı ayda bir milyona ulaştı ve en çok ilgi gören şarkılardan biri oldu. Sofar Sounds İstanbul’a çok sevdiğim Derd’Ali abimle birlikte grup olarak katıldık. Gelen güzel yorumlar üzerine profesyonel anlamda müzik yapmaya karar verdim ve şu anki menajerim ve prodüktörüm de olan sevgili Engin Akıncı ile tanıştık. Kendisi bana ve şarkılarıma öyle inandı ki, hemen albüm çalışmalarına başladık.
Sevda Gibi albümünüz yeni çıktı ama “Ay Tenli Kadın” çok önceden keşfedilmiş ve sevilmiş bir şarkıydı. Nedir Ay Tenli Kadın’ın hikayesi? Sound ve müzikal anlamda bir değişiklikten söz edebilir miyiz?
Ay Tenli Kadın şarkı söylemeye ve gitar çalmaya başladığım ilk zamanlarda çıktı aslında. Amatör olarak, metronomsuz, tek bir gitar vokal kaydıyla YouTube’a yüklemiştim. Şarkı çok sevildi. Şarkının bu kadar sevilmesinin şarkının sözleriyle ilgili olduğunu düşünüyorum. Şarkıda sürreal bir dünya var çünkü. Bir de sanırım vokal tarzından kaynaklı. Aslında bu vokal tarzı Avrupa’da ve Amerika’da çok uzun yıllardan beri var ama bu şarkıyla birlikte Türkiye'de duymaya çok da alışık olmadığımız bir vokal tekniğiyle karşılaşılmış oldu.
Bir piyasa gerçekleri var elbette. Artık öyle kolay kolay 10-12 şarkılık albümler yapılamıyor. Single ve türevlerinin büyük alan kapladığı piyasada sizin gidişatla ilgili fikirleriniz ve albüm çıkarma kararınızın gerekçeleri nedir?
Albümde şu an 11 şarkı var. Hepsinin sözü bestesi bana ait. Albüm yapmaya karar vermeden önce de altmışa yakın bestem vardı zaten. Bu nedenle ilk başta 10-11 şarkılık bir albüm hazırlığı beni hiç korkutmadı çünkü neredeyse hazırdık. Bunun dışında müzik konusunda ben biraz eski kafayım sanırım. Genelde de 70’ler, 90’lar müziklerini sevdiğimden hep o dönemlerdeki albüm yapmak fikri ben de hala yaşıyor. Devamlı ürettiğim için albüm yapmayı risk olarak görmedim. Ama öncesinde de bir hazırlığım olmasaydı ilk çıkışımı yine single olarak düşünmezdim. Eğer daha önce bir albüm çalışmam, profesyonel anlamda müzik çalışması yapmış olsaydım belki, evet. Bu albüm benim için bir cv, bir öz geçmiş gibi. Bu nedenle her ne kadar dijital dünyayı takip etsem de, yeni çıkan müzik türlerini buradan keşfedip kendime yatırım yapsam da, ilk çıkışımı bir albümle yapmayı düşündüm.
Engin Akıncı’nın da bu anlamda bana güvenmesi yatırım yapması hayalimi gerçek yaptı diyebilirim.
“Yıllardır gitar çalıp şarkı söylediğim için klip çekiminde silahsız düelloya çıkmış gibi hissettim.”
İlk klip de çekildi galiba, nasıldı ve zorlu yolun ilk adımları atılıyor, diyebiliriz sanki. Bu yolda en büyük destekçilerin kimler oldu?
Aslında biz grup olarak yola çıktık. Davulda Canberk Cebecioğlu, bas gitarda Cihan Reşit Köse, gitarda Ergin Kandemir, klavye ve back vokallerde Cevdet Berkay Yavuz ve bu arada kayıtları alan, aynı zamanda perküsyonları da çalan Mert Kasap var. Aslında Mert Kasap hariç biz bu kadroyla neredeyse şarkıların tamamını hazırlamıştık.Tüm aranjeleri birlikte yapmıştık. Engin Akıncı, sevgili prodüktörümüzde işe inandı ve bize güvendi. Bunun dışında bir diğer prodüktörümüz ve aranjörümüz Tolga Görsev de bana ciddi anlamda destek verdi. Klibimin yönetmenliğini yapan Devrin Usta ise yine bize çok büyük destek oldu. Klibin kurgusu fikri tamamen ona aitti. Hepsinin desteği benim için çok önemliydi.
Son olarak sizi dinlemek isteyen, konserlerinize gelmek isteyenlere gelecek programlarınızdan bahseder misiniz?
İlk konserimizi 5 Nisan’da albümümüzün tanıtımını Moda Kayıkhane sahnesinde yaptık. 11 Nisan’da albüm sonrası ilk kez Ankara'ya giderek IF Performance’da bir konser verdik. Şimdi önümüzde 24 Nisan Beşiktaş IF Performance ve 5 Mayıs’da Salon IKSV konserleri var. 11 Mayıs'da ise Teoman'la birlikte Uniq Açıkhava Sahnesi’nde CityFest konserimiz var.
Röportaj: Tuğba Badal