Böyle bir mutluluk yok ama ya!

1dk okuma

O yalnızca bir filozof değil… O bir zooloji uzmanı, bir astrolog, o bir tarihçi, politika bilirkişisi, bir kavram yaratıcısı! O Aristoteles! Geçen hafta Sokrates ve Platon’un ardından sıradaki düşünürümüz Aristoteles; belirtmeden geçmeyelim kendisi Büyük İskender’e hocalık yapmış, tarihe adını altın harflerle yazdırmış zehir gibi bir beyin!

Haberin Devamı

1- Aristoteles Platon’un, Platon da Sokrates’in öğrencisiydi.

Büyük zihinler genellikle yoktan var olmazlar, büyük çalışmalarla, emekle ortaya çıkarlar. Yani yazar burada şunu söylemek istiyor, sıkı çalışmak ve sıkı örneklere, iyi yönlendirmelere sahip olmak gerekir. Dâhilerin ortaya çıkışı için, ilham alabilecekleri akıl hocaları gerekir.

 

2- Fakat bu demek değil ki, her biri diğerinin devam filmi!

Asla… Her biri, kendine has çalışma ve ifade tarzları ile kendi yollarını çizen büyük isimler. Mesela Sokrates muazzam hitabet yeteneğini konuştururken, Platon çok başarılı bir yazar olarak eserlerini ortaya çıkardı. Aristoteles ise her şeyle ilgilenmeyi tercih etti. Sokrates ve Platon gördüğümüz dünyayı, yalnızca soyut felsefi düşünceyle ulaşılabilecek olan hakiki gerçekliğin soluk bir yansıması olarak düşünüyordu; Aristoteles ise tam aksine, çevresindeki her şeyin ayrıntısıyla büyülenmişti.

 

3- Her şeyden biraz kalır, Aristoteles de en fazlası!

Haberin Devamı

Aristoteles yalnızca bir filozof değildi. Aynı zamanda, zooloji, astronomi, tarih, politika ve dramayla da ilgilenmişti. Platon’la birlikte çalıştıktan ve Büyük İskender’e hocalık yaptıktan sonra Atina’da Lyceum denilen kendi okulunu kurdu. Burası antik dünyanın en ünlü öğretim merkezlerinden biriydi ve biraz da modern üniversitelere benziyordu.

 

4- Ona göre hepimiz mutsuzluktan ölmüşüz o zaman!

Ona göre “Nasıl yaşamalıyız?” sorusunun cevabı, “Mutluluğu arayarak!” Lakin böyle bir mutluluğu kim kaybetmiş ki biz bulalım! Aristoteles diyordu ki; “Nasıl açan bir tek çiçek ya da yaşanan bir tek sıcak gün yazın geldiğini kanıtlayamazsa, size haz veren birkaç ânın ardından da gerçek mutluluğu bulduğunuzu söyleyemezsiniz.” Ona göre hakiki mutluluk kısa süreli bir haz hali değildir. Ona göre mutluluk, gelip geçici mutluluk anları (sınavdan yüksek notu almak, hatta dersi geçmek değil yani) kendinizi nasıl hissettiğiniz ile ilgili değildir. Bundan daha derindir. Günümüzün mutluluk anlayışı, kendimizi nasıl hissettiğimiz olduğundan bunu kavramak biraz zor elbette. O diyordu ki; “Mutluluk, yaşamdaki tüm başarılarınız ve önemsediğiniz insanların başarılarından etkilenebilecek şeylerdir.” Bu durum siz ölseniz dâhi devam ettiğinden biraz imkansızı istediği doğru!

Mutlu olmanın yolunu ise şöyle çiziyordu; “Doğru karaktere sahip olun. Doğru zamanda doğru duyguları hissederseniz bunlar sizi doğru kararlara götürür.”

Haberin Devamı

 

5- Ne geliyorsa başa, hep bu hayranlardan!

Aristoteles’in dehasının tek talihsiz yanı, her söylediğini doğru kabul eden hayran kitlesi. Öyle zekiydi ve araştırmaları o kadar kapsamlıydı ki, eserlerini okuyanların çoğu onun her konuda haklı olduğuna inandı. Bu durum Sokrates’in başlattığı gelenek içindeki felsefe ve ilerleme açısından kötüydü.

 Yazan: Buğu Begüm Orhan

Haberle ilgili daha fazlası: