MAYIS AYI, FOTOĞRAF AYI DEDİLER…
Fotoğraf, teknolojiden binlerce yıl önce, “iğne deliği kamera” olarak bilinen “camera obscura” tekniği ile hayatımıza girmişti. Fransız mucit Nicéphore Niépe tarafından ilk kez 1827 yılında çekilen o ilk kareden bugüne neler değişmedi ki… Şimdilerde hepimizin elinde bulunan akıllı bir telefonla “selfie” yolculuğuna kadar uzanmış bir dönüşümden bahsediyoruz. İlk zamanlarda bir fotoğrafın hazır olması günler sürebiliyorken şimdi onu elimizin altında tutmak çocuk oyuncağı… Fotoğraf ayının kutlanmasının gelişen teknolojiyle bir alakası yok aslında. Hatta beraberinde getirdiği tüketim kültürüne karşı bir tepki olarak doğmuş diyebiliriz. Böyle bir günde bir “selfie” çekip sosyal medya kanallarınızdan paylaşım yaparak da kutlanmıyor üstelik. Bu kolaya kaçmak olurdu doğrusu. Fotoğraf sanatını bir etkinlik günü olarak kutlamanın en güzel taraflarından bahsedelim o halde. Çocukluk fotoğraflarına bakmaktan hoşlanan kaç kişiyiz? Analog makinelerin revaçta olduğu dönemde fotoğrafları basmak ve onlardan bir albüm yapmak yaygın bir hobiydi. İşte şimdi o albümleri kurcalayıp zamanda keyifli bir yolculuğa çıkmanın tam vakti… Ya da bir yenisini yapmaya ne dersiniz? Güzel hikayeleri hatırlamak onları biriktirmek kadar heyecan verici!
8 MAYIS ÇORAPLARDAN KURTULUN!
Oradalar, ayaklarımızın üzerinde duruyorlar ve genellikle onları oldukça rahat tutuyorlar. Hadi ama, her zaman değil. Kış aylarında işimizi görür ama özellikle yaz aylarında bu gün ayaklar için gerçek bir kurtuluş günüdür. Ayaklarının vahşi dünyanın toprakları, otları ve taşları üzerinde özgürce dans etmesini sağla. Parkta, ince kumları olan bir plajda ya da berraklığıyla göz kamaştıran bir su birikintisinde çoraplarından kurtul ve yeryüzünün enerjisini tüm bedeninde hisset. Baharı iyiden iyiye hissettiğimiz bu günlerde bizi olduğumuzdan daha huzurlu hissettirecek ve doğayla kurduğumuz eşsiz ilişkiyi güçlendirecek bu etkinliği es geçme. Dışarı çıkmak için üşeniyorsan, çoraplardan kurtulup halıya basmak bile işe yarayabilir. Unutmadan, eğer çorabının tekini kaybettiysen ve hala dönmesini bekliyorsan üzgünüz ama ona sonsuza dek veda etmenin vakti geldi.
11 MAYIS ALACAKARANLIK KUŞAĞI ZAMANI!
“Başka bir boyuta, sadece görme ve sese değil; zihnin bir başka boyutuna girmek üzeresiniz. Harika bir hayal dünyasına yolculuk. Bir sonraki durak: Alacakaranlık Bölgesi!”
Uzay kadar geniş ve sonsuzluk kadar zamansız bir boyut… Işıkla gölgenin, bilim ile inançların kesişme noktası. Korkularımızın dipsiz kuyusuyla bildiklerimizin en uç noktası arasında akıl almaz bir boyut. Beşinci boyuta hoş geldiniz, burası Alacakaranlık Kuşağı! 1959 ve 1964 yılları arasında yayınlanan ve her bölümü çılgınca popüler olan Rod Serling imzalı kült bir TV klasiği olan Alacakaranlık Bölgesi, bilimkurgu hayranları için ürkütücü arka plan müziği ve açıklanamayan olaylar zinciriyle gizemli bir etki yakalamıştı. Bu klasiği böyle bir günde anmamızın sebebi ise her şeyin garip ve gerçeküstü olduğu ve hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını düşünmemizi sağlaması… Bir televizyon dizisi için yaptığı şey fazla iddialı, değil mi? Tanışmanın tam zamanı!