Bu aşk nasıl başladı? Kendi seyrinde giden hayatıma niye dahil oldu? Günüme geceme etkisi neden bu kadar fazla? Annem bu kadar güzel pasta yapmayı nereden öğrendi?
Her şeyin yolunda gittiği bir hayat yaşasak bile, kötü giden bir ilişkimiz varsa tepetaklak oluyoruz. Dünya yıkılıyor, altında bir biz kalıyoruz. Böyle aşkın ızdırabını diye başlayan hayıflanmalarla hayatı bize zehir ediyor. Elimizde olmayan sebeplerden dolayı çok seviyoruz. Bir insanı hayatımızın merkezine en kısa yoldan alabilirken, o merkezden çıkarmak için navigasyonlar bile yeterli gelmiyor. İnsanlar bile türlü türlüyken aşkın da halleri olduğunu biliyor muydunuz? Bu hafta size Birincil Aşk Çeşitleri hakkında bir şeyler söyleyeceğim. Bakın bakalım, siz aşkın hangi halindeymişsiniz.
TUTKULU AŞK - EROS
Naber Eros? Hoş geldin. Atış mükemmeldi valla, görüş açına sağlık.
Adından anladığınız üzere siz bir Eros tarafından vurulmuşsunuz. Aşkın bu halinin adını Yunan Aşk Tanrısı Eros’tan almasından mütevellit, fiziksel çekim alanını vurguluyor. Kanadalı sosyolog John Alan Lee’ye göre aşkın bu biçiminin rengi de kırmızıymış. Vuhuu, inanılmaz ateşli! Tamamen çekiciliğe dayanan tutkulu aşkların aşık tarafları, karşısındaki kişinin fiziksel özellikleriyle ilgilenir ve bu nedenle ilk görüşte aşka inanırlarmış. Yani bu aşıklarımıza “önemli olan dış güzellik değil be oğlum, önemli olan ruh güzelliğidir” gibi entelektüel yaklaşımlarda bulunmak hiç anlamlı değildir.
Genelde tek eşlilikten yana olan tutkulu aşıklar, bir aşkı bitirmeden diğerine başlamazlarmış. Evet, evet yanlış duymadınız! Sevdiceğini mutlu, mesut yaşatmak için ellerinden geleni artlarına koymaz, ilk buluşma, ilk hediye gibi detayları da mutlaka hatırlarlarmış. Yalnız tüm bunları karşısındaki kişiden de bekliyorlarmış, söylemiş olayım.
He bir de bu halli aşıklarımız, deliksiz uyku uyur, tazelenmiş ve dinlenmiş olarak uyanırlarmış. Tabii dert yok, tasa yok uyursun öyle. Bu nedenle tutkulu aşk yaşayanlar bir anda aşık olabildiği gibi bir anda da bitirebiliyorlarmış. Karşımdaki ideal sevgili mi yoksa ben aşırı mı yanılıyorum gibi belirsizlikleri hiç sevmezlermiş. ‘Ne olacaksa olsun, ay ben şiştim’cilerden yani. Öyle saplantılı, aşırı kıskanmalı ilişkiler de hiç bunlara göre değil tahmin edebileceğiniz gibi. Kafası rahat olacak.
OYUN GİBİ AŞK – LUDUS
Ludus kelimesinin Eski Yunancadaki karşılığı “oynamak”tır. Oyun gibi aşk, eğlenceli, oyunu andıran aşkları anlatan, bağlayıcılığı düşük, eğlencesi ön planda, kısa süreli ve çok eşliliğe açık bir aşk biçimidir.
Aşkı bir oyundan ibaret ve zaman geçirmek odaklı yaşadıklarından bizim pek tasvip etmediğimiz aşklardan olsa da alıcısı çoktur. Düşünsenize birlikte olduğunuz kişiye hayatınızda çok bir yer ayırmıyorsunuz. İlişkide beklenti yaratmıyorsunuz. Öyle sadakat, bağlılık falan da hiç size göre değil. Aşkı oyun gibi oynayıp, sıkılınca bırakıyorsunuz. Oh ne âlâ memleket!
Lee’ye göre, aşkı bir oyun gibi görenler, birlikte oldukları kişilerin hepsini eşit düzeyde sevdiklerine inanabilirlermiş. Valla tanıyorum ben bu tipleri! Ve yine Lee’nin dediğine göre bu durum onlar için sorun değilmiş. İnanın değil, biliyorum. Hazır mısınız, daha fenasını söyleyeceğim şimdi! Oyuncu aşıkların sevdikleri yanında değilse, yanındakileri de sevebilirlermiş. Vallahi pes!
Dikkat, dikkat! Uzun süreli ilişkilerini yeni bitirmiş kişilerin de bir müddet oyun gibi aşk biçimine sahip kişiler gibi hareket ettiği görülmüş.☺
ARKADAŞÇA AŞK - STORGE
Eski Yunanca’da, aile bireylerinin birbirlerine duyduğu sevgiyi anlatmak için storge kelimesi kullanılırmış. Lee, bu kelimenin anlamından yola çıkarak, bu aşkları arkadaşça aşk olarak adlandırmış.
Arkadaşça aşklar, arkadaşlıklarımızda da yaşadığımız dinginlik ve sakinlik üzerine kurulmuştur. Aynı arkadaşlık ilişkilerimizde olduğu gibi başladığımız ilişki hali zamanla kendini aşka bırakır. Eğer bu aşk yürümezse yeniden eski arkadaşlık haline geri dönebilirmiş. Başımıza gelmedik iş de değildir hani. Uzun zamandır arkadaş olduğumuz kişiyle kendimizi bir anda ilişki içinde bulabiliyoruz. Bunun bir sebebi de alışkanlıklar ve tembellik aslında. Ay şimdi yeni biriyle tanış, kendini yeniden tanıt, ne yer ne içer nerelerde gezer öğren falan derken buna harcayacak zamanımız olmadığından, zaten yakinen tanıdığımız o arkadaşımızla aramızda başlayan seviyeli ilişkiyi bir anda aşka dönüştürebiliyoruz.
Bu aşk biçiminde dürüstlük, sadakat ve yakınlık duygusu pek mühimmiş. Fiziksel özelliklerin de önemli olmadığı arkadaşça aşklarda ilişkiler rahat ve oldukça kaygısız yürürmüş. Kaygısız olur tabii. Biterse arkadaşız oh tertemiz.
Sizin aşk hangi türe dahil bilemiyorum ama haftaya ‘Tutkulu aşk’ ve ‘Oyun gibi aşk’ türlerin bir kombinasyonu olan İkincil Aşk Çeşitleri üzerine konuşacağız.
Vur bizi Eros, hak ettik.☺
Yazan: Tuğba Badal