Ben de sizinle Mevlana’dan, Can Yücel’den, Özdemir Asaf’tan falan aşklı sözler paylaşmak isterdim. Fakat hepsi paylaşıldı.
Ben de müptelası olduğumuz bu duygunun derinine inmek istedim. Bizi bizden alanın, değiştirip, aldığı yere tekrar geri koyanın ne olduğunu öğrenmek istedim. Bu hafta aşkın ikincil halini konuşacağız. Hemen ağız burun kıvırmayın ne olur. Aşk bu, incelik ister canım, demiş Tarkan’cığımız.
MANTIKLI AŞK - PRAGMA
Adını da aldığı üzere bu aşıklarımızın olayı tamamen mantıktır. Kalbinin yerini sorsan bir an tereddüt edecek kadar hem de. Arkadaş aşk ve oyun gibi aşk türlerinin birleşiminden oluşan mantıklı aşıklar, birlikte olacakları kişinin eğitsel, mesleki, dini ve ailevi gibi özellikleri önemser, söz konusu özelliklerin çiftlerin uyumuna etki edeceğine inanılırmış. Yani özetle diyorlar ki, davul bile dengi dengine yavrum. Zengin kız fakir oğlan aşkları dizi senaristlerinin gözdesi. Yoksa biz bu masalları yutar mıyız be! Evlilik programlarına katılanları hemen toplumdan itelemeyin mesela. Onlar mantıklı aşıklar kategorisindeler.
Mantıklı aşkların en güzel örneği, kültürümüzde de var olan, görücü usulü tanışma ve bu tanışmayı evliliğe taşımak aslında. Evlilik programlarının olayı da bir nevi görücülük yapmak işte. Görücüler, tarafların yaşam standartlarını iyi bildiklerinden, adayları da buna göre eliyorlar. Ben de “Kraliyet ailesinden biri varmış” diye bana geleni görmedim zaten. Varsa yoksa, evinden işine, işinden evine tertemiz oğlan’lar bana denk görülüyor hala, hayret!
Pek çok şeyi paylaşabileceği -arkadaşça aşk- ve bilinçli bir şekilde manipüle edebileceği -oyun gibi aşk- bir partner seçerlermiş. Mantık işte. İlişki yürümezse -ortada kendini yerden yere atacağı bir aşk da yaşanmadığına göre- hemen yeni hedeflere yönelip, kriterlerine uygun bir başkasını arayacak.
Oh, sen sağ ben selamet.
SAHİPLENİCİ AŞK - MANİA
Bildiğin delilik! Mania, Eski Yunancada, “tanrılardan gelen delilik” anlamında olup çoğunlukla takıntı ve delilik gibi psikolojik bozuklukları anlatmada kullanılan bir kelime. Manik aşk, içinde kıskançlık, güvensizlik, takıntı, biraz da psikolojik hastalık barındıran bir aşk çeşididir.
Tutkulu aşk ve oyun gibi aşk biçimlerinin birleşimi olarak görülen bu takıntılı aşk halindeyseniz, vay halinize! Çok çabuk gelecek hayalleri kurup, onu her gün görmek gibi önlenemez istekleriniz varsa geçmiş olsun. Manik aşıklar, partnerinin onu sevip sevmediğinden emin olmak için ona oyunlar bile oynarmış. İlişkileri sorunlu bile olsa, genelde onu bitiremez, ilişkiyi bitiren de genellikle eşleri olurmuş. Ayrılığın olumsuz etkilerini de uzun süre üzerlerinden atamadıkları gibi, ilişkilerinde ve ilişki bittikten sonra da acı çekmekten hoşlanırlarmış.
Duygularında da sürekli inişler çıkışlar yaşadığından bir gün çok mutluyken, bir gün depresif olmak arasında gidip gelirlermiş. Kıskanç, kaprisli ve ilgi düşkünlüğü gibi sıralayabileceğimiz türlü türlü tatsız haller bu aşıklarımızın bünyesinde toplanmış. Sahiplenici aşıkların, oyun gibi aşkın kuralları ile tutkulu aşkın duygularını sürdürmeye çalıştıkları söylenebilir. Ancak genel olarak ikisinden de başarısız olurlar. Kendilerini aşklarına o kadar muhtaç hissederlermiş ki, ilişkilerini akışına bırakamazlar, bu da ironik bir şekilde onları mutsuz bir sona sürüklermiş.
“Ay bu galiba benimkine benziyor” diyorsanız, olay yerini hemen terk edin. Taksi!
ÖZGECİ AŞK - AGAPE
Hemen aklınıza tanıdığınız ne kadar Özge varsa onu getirmeyin. Özgelerin konumuzla ilgisi sadece isim benzerliği. Özgeci aşıklar, karşısındakini kusurlarına rağmen sever, onun iyiliğini kendi iyiliklerinin önünde tutarlar. Özgeci aşk, bazıları tarafından en ideal aşk biçimi olarak da kabul edilir. Özge değil bak, Özgeci aşk diyoruz.
Özgeci aşk, aşkı esas alır. Fiziksel görünüme önem vermez, varsa yoksa aşk der. Aşk için ölmeli aşk o zaman der. Dürüstlerdir mesela. Çok tatlı değiller mi? Özgeci aşk, arkadaşça aşk ve tutkulu aşk biçimlerinin karışımıyla meydana gelmiştir. Lee’ye göre bu aşk biçimi, sürekli bir sabır ve uysal bir ilgi ile mükemmel sevgili imajını barındırır. Ve bulunması en zor olan aşıklardanmış özgeci aşıklar. Ve bakın size güzel bir bilgi: Bir kişiye aşık olmuş ve sonrasında hiç evlenmemiş kişiler çoğunlukla bu aşk biçimine sahip kişilermiş. Merhaba ben.
Özgeci aşıklar, tutkulu âşıklar gibi yoğun duygular hissederler, arkadaşça âşıklar gibi sabırlı ve kararlıdırlar. Tutkulu âşıkların tersine özgeci âşıklar çok az kıskançtırlar ya da hiç kıskanç değildirler. Âşık oldukları kişinin diğer eylemlerinden yeterince doyum bulabildiklerinden, aşklarının karşılık bulup bulmaması onlar için önem taşımaz.
Sözün özü, yaşadığınız deneyimlere göre bir sonraki aşkta beklentileriniz değişebilir. Sahiplenici bir aşkı tercih ederken, aşkı arkadaşça yaşayanlara yanaşmayın. Özgeci aşıklardansınız, “mantık benim için her şeyden öte” diyenden hemen uzaklaşın. Üzülmeyin diye diyorum ben. Yoksa “Aşk laftan anlamaz ki” demiş Yıldız Tilbe. Noktasını da ben koydum, aha burada işte.
Kaynak: John Alan Lee - The Colours of Love: An Exploration of the Ways of Loving ”(1973) kitabı
Yazan: Tuğba Badal