Bu hafta Girişimcilik sayfamızda “Dâhi” kelimesinin eş anlamlısı sayılan bir isim ile karşınızdayız.
Çalıştığı her alanda ufuk açan Einstein’ın girişimcilik ve girişimciliğin en kilit noktalarını açıkladığı fikirlerini derledik sizin için. Hata yapmaktan asla korkmayan, her zaman sorgulayan, merak eden ve dahasını isteyen dehanın girişimcilik için yol gösteren, ışık tutan yöntemleri nelermiş hadi birlikte bakalım!
Deha ile eş anlamı olarak adı da kullanılsa bu onun asla yanılmadığı anlamına gelmedi hiçbir zaman. Einstein daima tecrübelerin değerini övdü. “Hiç hata yapmamış bir kişi, yeni bir şey denememiş demektir. Hata yapmaktan korkmayın. Hatalarınızın sayısını ne kadar arttırırsanız, o kadar başarılı olursunuz,” diyerek hata yapmanın aslında ne kadar kıymetli olduğunu paylaşmaktan da hiç çekinmedi.
Elbette, hangi kitabı ne zaman isterseniz okuyabilirsiniz ama birisi doğru anda doğru kitabı okuduğunda bu onun hayatını derinden etkileyerek değişimler yaratabilen bir güç haline gelebilir. Kitapların gücü bu noktada da karşımızda duruyor ve kullanılmayı bekliyorlar. Yeni fikirler üretmek, ilham almak, daha derinlemesine düşünebilmek için okumayı asla ertelemeyin.
Einstein “düşünce deneyimi” olarak adlandırdığı ve aklındaki tüm fikirleri hayata geçirmesine olanak sağlayan bir yöntem geliştirmişti. Yetenek demek daha doğru olabilir aslında. Düşünce deneyimi ile büyük deha aklına düşen her fikri hayal ederek gözünde canlandırır, ona mental olarak canlılık verir ve bu sayede hayata geçirirken daha rahat hareket ederdi. Einstein’a göre, “Hayal gücü her şey demektir. Sizi bekleyen güzelliklerin bir fragmanı gibidir. Hayal gücü bilgiden bile daha önemlidir.” Aklınızdaki bir fikri somutlaştırmayı denediğinizde daha net sonuçlara eriştiğinizi siz de göreceksiniz!
Zayıf noktalarınızı bir güç kaynağı olarak kullanmanız mümkün. Einstein çocukluk dönemini oldukça zor geçirdi, sosyal ortamlarda son derece sıkıntı yaşayan, uyum sağlayamayan bir bireydi. Baron-Cohen gibi uzmanlar, Einstein'ın hafif bir otizm biçimi olan Asperger Sendromu'na (AS) tutulmuş olabileceği hipotezini ileri sürdüler. Bu kişiler sosyal açıdan uzak, duygusal olarak kopmuş, sosyal ve duygusal iletişim eksikliği gibi toplumsal olarak uygun olmayan davranışlar sergiliyor. Ancak, Asperger Sendromu'nun bir başka özelliği, tek bir konu veya nesne üzerinde obsesif bir ilgi. Dolayısıyla, Einstein sosyalleşmeye çok az ilgi duyduğu halde, yetenekli zihninden iyi bir şekilde faydalanırken yalnızlık içinde zevk aldı. Böylece sonsuz merak ve odaklanma yeteneği ile evrenin şifresini gözler önüne serdi.
Hayır, bu doğa dostluğunu içeren bir madde değil. Küresel ısınmaya karşı farkındalık daima önemli ama bu madde daha çok zamanınızı nerede ve kimlerle geçirdiğiniz hakkında. Ünlü deha onu bir kalıba girmeye zorlayan, kendi koşullarını dayatan insanların arasında bulunduğu yıllarında hiçbir yere varamadığının ve bu sınırların içinden çıkması gerektiğinin farkındaydı. Dolayısıyla onu özgürleştirecek, istediği çalışmaları yapmasına yardım edecek bir çevre ve insanlar kazanmaya odaklandı. Sizde başlangıç olarak sizi olumsuz etkileyen insanlar yerine ilham olacak dostlar kazanmaya çabalayarak bu işe başlayabilirsiniz!