Dijitalleşme pek çok iş yapış şeklini değiştiriyor. Bu değişime ayak uydurabilmek için başta yöneticiler olmak üzere tüm çalışanların kendi zihniyetlerini değiştirmesi gerekiyor.
Haberin Devamı
Teknoloji firması IBM’in Global CEO Araştırması’nda çıkan sonuçlar, dijital değişimle ilgili yöneticilerin ne hissettiklerini açıkça ortaya koyuyor. Çalışmaya katılan 1.500 CEO değişim hızını ve bu sürecin karmaşıklığını, karşılaştıkları en büyük güçlük olarak belirtiyorlar. Bunun yanında, büyük verinin getirdiği bilgi yükü, eski iş yapma biçimlerini değiştiren yeni teknolojiler de geleceğin liderlerini zorlayacak konular arasında görülüyor. Dijitalleşmeyle birlikte görülen değişim sadece iş yapış şekilleriyle sınırlı kalmıyor. Yöneticilerin ve çalışanların da bu değişime ayak uydurmaları, yani kendilerinin de değişmesi gerekiyor.
Dijital akıllı liderler High Dreams Koçluk ve Mentorluk Hizmetleri kurucusu Aylin Bozkurt Tüzmen, dijital dönüşümle beraber liderlerin mevcut özelliklerine ek olarak hangi özelliklere sahip olması gerektiğine dair çok kritik üç nitelik belirlediğini söylüyor. Bunlar ‘dijital akıllı olmak’, ‘fütürist akıllı olmak’ ‘işbirlikçi ve rekabetçi akıllı olmak’. Tüzmen, “Liderler dijital akıllı olmalı çünkü günümüzde inovasyon ve akıllı çözümler, iş yapış şekillerini bir gecede bile değiştirebiliyor. Sürekli olarak ekosistemi şekillendiren yenilikler ortaya çıkıyor. Liderlerin bu yeniliklerin şirketleri nasıl etkiyeceğine ya da müşterilerin ihtiyaçlarını nasıl karşılayacağına dair vizyon sahibi olması gerekiyor. Bu vizyona sahip olmak için sürekli araştıran, soran, öğrenen bir zihniyete sahip olmak şart.
Fütürist akıllı özelliğe sahip liderler ise konfor alanında kalmayan, değişimi takip eden ve buna önderlik eden nitelikte oluyorlar. Bu, yeniyle iç içe ve yeniyle rahat olmayı gerektiren bir zihniyet. Girişimciler gibi belirsizlikte bile rahat olmayı gerektiriyor. Fütürist akıllıların müşterilerin sadece şu anki değil, gelecekteki taleplerini de düşünmesi gerekiyor” diyor.
Bunun yanında, bugün Endüstri 4.0’ın etkisiyle oluşan büyük bir bağlılık var. Bu bağlılık içinde şirketlerin rakipleriyle bile işbirliği halinde olması gerekiyor. Şirketlerin kaynaklarını, bilgilerini, tecrübelerini bazen yeni bir şey üretebilmek için biraraya getirmesi gerekiyor. Liderlerin bulundukları ekosisteme etki edebilmesi için mutlaka tüm paydaşların fikirlerini dinleyip aksiyona geçmesi gerekiyor. Bu da liderlerde işbirlikçi ve rekabetçi akıllı olma özelliğini gerektiriyor. Tüzmen, liderliğin bireyselden kolektif liderliğe dönüştüğünü belirtiyor ve “Artık, liderlik bir rol olmaktan çıkıp bir süreç haline geliyor. Ekosistemlerde herkesin güçlü, dinamik olduğu, birbirini etkilediği ve paylaşım yaptığı, liderin kim olduğunun önemli olmadığı sistemler oluşuyor” diyor.
İSTEKLİ VE AZİMLİLER FLOW Coaching International Akademik Direktörü Talyaa Vardar, bugün 40’lı yaşlarda bulunan yöneticilerin çoğunun teknolojiye ayak uydurmakta çok zorlanmadığını, hatta bu konuda istekli ve azimli olduklarını gözlemlediğini belirtiyor. Yöneticilerin asıl zorlandığı konu ise dijitalleşen kuşakları yönetmek ve bu kuşakları çalıştırmak. Özellikle finans sektöründe dijitalleşmeye önemli yatırımlar yapıldığını, bu alandaki yöneticilerin yaşadıkları en büyük zorluğun ise dijital dünyayı anlamak için zaman bulabilmekte olduğunu belirtiyor. Vardar’a göre yeni dünyada yöneticilerin sabit zihniyetli ve her şeyi bilen modelden, öğrenen yönetici modeline geçmesi gerekiyor. Gençleri tehdit olarak görmek yerine onlardan öğrenmenin keyfine varmaları önemli. Yeni nesillerden yeni teknolojileri kullanma konusunda koçluk ve mentorluk desteği almaları, yeni nesillerle bir araya gelip onların zihinlerinin nasıl çalıştığını öğrenmeye çalışmaları gerekiyor. Ayrıca, her ne kadar dijitalleşme pek çok şeyi değiştirse de bu süreçlerin yönetimi için deneyim çok önemli olmaya devam edecek. İdeal dünya, bu ikisinin harmanlandığı bir iş ortamı olacak.
YÖNETİCİLER NE YAPMALI? Aylin Bozkurt Tüzmen, bugün teknolojinin getirdiği yeniliklerin iş hayatını nasıl dönüştüreceğinin tam olarak bilinmediğini ve bu nedenle oluşan belirsizliğin tüm çalışanları korkuttuğunu belirtiyor: “Bu noktada, liderlerin yapabileceği en iyi şeylerden biri ekip arkadaşlarına rol model olmak. Çalışanlara, yeni çağa nasıl ayak uyduracağını gösterip, onlara “Ben yapabilirsem, sen de yapabilirsin, ben de seni destekliyorum” mesajını vermek gerekiyor. Liderlerin önce kendi zihniyetlerini değişime hazırlamaları daha sonra çalışanları bu konuda desteklemeleri, güçlü liderlik yerine güçlendiren liderlik vizyonunu kabullenmeleri gerekiyor.”
Talyaa Vardar, çoğu şirkette dijitalleşme çalışmalarını bir grup insanın yönettiğini ve kurumun genelinin günlük hayatına devam ettiğini aktarıyor: “Oysa, bu süreçlerin kurumla daha bütünleşik bir biçimde yürütülmesi gerekiyor. Bu konuda da yöneticilerin daha fazla insanı sürece dahil etmesi, bu konuda gerekli eğitimler organize ederek daha fazla çalışanın dijitalleşmeye ayak uydurması ve çıkan ürünleri kullanması için özendirilmesi gerekiyor. İnsanlar bilmedikleri şeyleri tehdit olarak algılıyor. Ancak, bir kere tanıştığında, bilinmeyen sır olmaktan çıkıyor ve korku ortadan kalkıyor.”