Dünyada her yıl ortalama 2.2 milyon kişi iş kazalarında ölüyor, 160 milyon kişi de meslek hastalığına yakalanıyor. Türkiye’de ise yılda 240 bin iş kazası meydana geliyor. Sadece 2016 yılında 1.970 kişi iş kazaları sonucu öldü. 2013’te yürürlüğe giren İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) Kanunu’na rağmen iş kazalarında bir azalma olmadı. İSG yasası temmuz ayından itibaren kamuyu ve 50’den az çalışanı bulunan az tehlikeli iş yerlerini de kapsayacak.
Haberin Devamı
Türkiye’de 1987 yılından bu yana 4-10 Mayıs tarihleri “İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası” olarak kutlanıyor. Bu haftada iş güvenliğine ilişkin farkındalık ve bilinç yaratılmaya çalışılıyor. Türkiye ne yazık ki iş güvenliği açısında oldukça kötü bir tablo çiziyor. Türkiye’de her yıl on binlerce kişi iş kazası geçiriyor, binlerce çalışan da iş kazalarında hayatını kaybediyor. İş Sağlığı ve Güvenliği Meclisi’nin verilerine göre 2016’da 1.970 çalışan iş cinayetlerine kurban gitti. 2013’te uygulamaya giren iş sağlığı ve güvenliği kanuna rağmen işçi ölümlerinde bir azalma olmadı.
İSGHEDER Başkanı Yrd. Doç. Dr. Turhan Şalva, işçi ölümlerindeki artışı şöyle açıklıyor: “Ülkemiz dünya ekonomisindeki ortalamaların her zaman üzerinde büyümeye çalışan bir ülke konumunda. Büyüme yanında özellikle inşaat sektöründe çok hızlı bir gelişme var. Özellikle deprem dönemleri sonrası kentsel dönüşüm çalışmalarının artması ile inşaat faaliyetleri hızlandı. Çalışanların eğitim düzeylerine baktığımız zaman çok yüksek olmayan eğitim düzeyleri ile hızlı bir büyüme yakalamaya çalışan bir ülkenin yüksek sayıda işçi ölümleri ile karşı karşıya kalması doğal. Yapılan işin hızlıca bitirilme kaygısı da iş kazalarını ve ölümleri artırıyor. 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile 2013 yılından beri bir aşama kaydetmiş olmamıza rağmen elde edilen kazanımların sonuçlara yansımasının zaman alacağını düşünüyorum.”
EN ÇOK İŞ KAZASI İNŞAATTA SGK istatistiklerine göre, yaşanan iş kazalarının yüzde 23’ü inşaat, yüzde 21’i tarım, yüzde 15’i taşımacılık, yüzde 7’si ticaret ve büro, yüzde 6’sı genel iş kolu, yüzde 4’ü metal, yüzde 3’ü madencilik, yüzde 3’ü savunma/güvenlik ve yüzde 3’ü enerji sektöründe meydana geldi.
Ayrıca iş kazalarının, yüzde 28’i servis ve trafik kazaları, yüzde 17’si düşme ve yüzde 17’si ezilme ve göçük, yüzde 5’i elektrik çarpması, yüzde 4’ü zehirlenme ve boğulma, yüzde 3’ü patlama ve yanma olarak meydana geldi.
2.2 MİLYON KİŞİ İŞ KAZALARINDA ÖLÜYOR Dünyada 2.8 milyar iş gücü bulunmakta olup, işle ilgili her yıl ortalama 270 milyon iş kazasında 2,2 milyon ölüm yaşanmakta iken, 160 milyon kişi de meslek hastalığına yakalanıyor.
ILO kayıtlarına göre zararlı etkenler nedeniyle her yıl dünyamızda 500 bine yakın meslek hastalığına bağlı ölüm gerçekleşiyor, sadece tek başına 100 bin işçinin asbestoz’a bağlı nedenlerle hayatını kaybediyor. İşle ilgili ölümlerin yüzde 32’si ise mesleki kanser vakası. Türkiye’deki meslek hastalığı vakaları üç basamaklı rakamlarda kalıyor, oysaki gerçek sayısının 40 bin ila 120 bin arasında olduğu tahmin ediliyor. Meslek hastalıkları konusunda farkındalık olmadığından, hekimlerin de hastalarına yaptıkları işi sorma alışkanlıklarının olmamasından meslek hastalıklarının tanısı konamıyor. kamu da başlıyor
30.6.2012 tarihinde yayınlanarak 1.1.2013 tarihinden itibaren yürürlüğe giren 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile başlangıçta kamu hariç 50 ve üzerindeki iş yerlerinde İSG hizmetlerinin alınmasının zorunluluğu ile başlayan süreç, 1.1.2014 tarihinden itibaren 50’den az çalışanı bulunan tehlikeli ve çok tehlikeli iş yerlerinin tamamını kapsadı. Kamu ve 50’den az çalışanı bulunan az tehlikeli iş yerlerinde ise iki kez uzatılan süre ile, 1.7.2017 tarihinden itibaren Türkiye genelinde çalışan sayısına ve tehlike sınıfına bakılmaksızın tüm iş yerlerinde uygulamaya geçilecek.
Kamu kurumlarında bu hizmetin büyük oranda kendi bünyelerindeki iş güvenliği uzmanlığı belgesine sahip personel tarafından karşılanması bekleniyor. 10’dan az çalışanı olan iş yerlerinde ise işveren veya işveren vekili eğitim alarak kendi İSG hizmetlerini yerine getirebilecek.
Ocak 2017 itibariyle Türkiye’de 339 bin 366 iş yerinde iş güvenliği uzmanı ve 315 bin 821 iş yerinde iş yeri hekimi hizmet veriyor. Doğa HSE Group Genel Müdürü Sertaç Güven, “Bugün birçok endüstriyel iş yerinde, iş güvenliği tedbirlerinin ön plana çıkmaya başlamış olduğu, acil çıkış kapıları, yangın merdivenleri, sağlık güvenlik işaretleri, yangın söndürme sistemlerinin kontrol ve mevzuata uygun hale getirilmesi, çalışılan iş yerlerinde proaktif koruyucu önlemelerin alınması gibi çalışmalarla önemli bir değişim ve dönüşümün yaşandığı görülüyor. Çalışan personellerin periyodik sağlık muayenelerinin yapılması, yüksekte çalışabilir sağlık raporlarının iş yeri hekimleri tarafından düzenlenmesi, yüksekte çalışma, arama kurtarma ve yangın, kaza kök neden analizi, kapalı alan ve iskelelerde çalışma vb spesifik eğitimlerinin özel olarak verilmesi, birçok üniversitenin iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili bölümler açması son derece umut verici gelişmeler” diyor.
110 BİN İSG UZMANI VAR Türkiye’de 110.000 iş güvenliği uzmanı var. Bunların 15.000’i A veya B sınıfı uzman olup geri kalan kısmı C sınıfı uzman. İş yeri hekimi sayısı ise 30.000 civarında. Bu sayılar Türkiye’nin ihtiyacını karşılayabilecek düzeyde ama sektörel uzmanlık ve ihtisas alanlarına göre iş güvenliği uzmanı bulmakta sıkıntılar yaşanıyor. NASIL İSG UZMANI OLUNUR?Mühendis, mimar veya teknik elemanların İSG uzmanlık belgesi alabilmeleri için, bakanlıkça yetkilendirilen kamu kurum ve kuruluşları ile, üniversiteler veya bakanlık tarafından akredite olmuş özel eğitim kurumlarının düzenlediği eğitimlere katılması ve sınavda başarılı olması gerekiyor. Eğitimler 220 saat sürüyor. C sınıfı belgeye sahip olan İSG uzmanları 3 yıl bilfiil İSG uzmanı olarak çalıştıktan sonra B sınıfına ve B sınıfında da 4 yıl görev yaptıktan sonra da A sınıfı İSG uzmanlığına terfi edebiliyorlar.
YENİ BİR ERTELEME TÜM ÇABAYI YOK EDER Turhan Şalva, iş güvenliği açısından etkin bir bakış açısının olmadığını söylüyor: “Bakış açısını değiştirmeye çalışıyoruz. Ancak işverenler direniyor. İşçiler daha fazla direniyor. Topyekün bir İSG kültürü geliştirme çabamız boşa gidiyor. 2016 temmuz ayında kamu kurumlarının ve az tehlikeli iş yerlerinde 50 kişiden az çalışanı olan işletmelerin İSG hizmeti alma zorunluluklarının ertelenmesi sistemi çok yaraladı. Yeni bir ertelemeye sektörün tahammül gücü yoktur.”
EN ÖNEMLİSİYÖNETİMİN DESTEĞİ Sertaç Güven, iş sağlığı ve güvenliği kültürünün çalışanlar tarafından yeterli düzeyde algılanmasının ilk basamağının üst yönetim taahhüdü ve liderliği olduğunu söylüyor: “Yönetimin taahhüdünün açık bir şekilde ifade edilmekle kalmayıp eyleme dökülmesi gerekir. Üst düzey yöneticilerin tehlike yönetimi uygulamalarına katılım dâhil çeşitli iş güvenliği faaliyetlerini yürütmeliler.”