Yaratıcılık nasıl geliştirilir?

1dk okuma

İş dünyası hızla değişirken şirketler de yaratıcı çalışanlara giderek daha çok ihtiyaç duyuyor. Yaratıcı Düşünme Sanatı kitabının yazarı Rod Judkins, gelecekte doktorların bile kitaplarda yer almayan hastalıklarla karşılaşıp yeni tedavi yöntemleri bulmaları gerekeceğini, yaratıcı bakış açısına sahip çalışanların değişime daha rahat ayak uydurduğunu söylüyor.

Haberin Devamı

İş dünyasının hızlı bir değişim ve dönüşüm içinde olduğu günümüzde, bu değişime adapte olabilmek bir çalışan için en önemli meziyetlerden biri haline geldi. ‘Yaratıcı Düşünme Sanatı’, ‘Kafanı Değiştir’ gibi kitapların yazarı olan ve Londra’daki Central Saint Martins sanat üniversitesinde öğretim üyeliği yapan Rod Judkins’e göre değişime adapte olmak için en gerekli yetkinliklerden biri yaratıcılık.
Bu konudaki görüşlerini Hürriyet İK ile paylaşan Judkins ile kendisinin de konuşmacı olduğu uluslararası iş analizi konferansı BAistanbul’da görüştük. Rod Judkins, yaratıcı bakış açısını benimseyebilen çalışanların değişime rahatlıkla uyum sağlayabildiklerini belirtiyor. Judkins bu konuda şu örneği veriyor, “Yaratıcı Düşünme Sanatı isimli kitabım yayınlandıktan sonra Londra’da bir hastanede görev yapan bazı cerrahlar benimle iletişime geçti. Benden, yanlarında eğitime devam eden tıp öğrencilerine yaratıcı düşünmenin yollarını öğretmemi istediler. Nedeni şuydu, gelecekte ameliyatlar robotlar yardımıyla yapılacak. Bu öğrencilerin şu an öğrendikleri bilgiler 20-30 yıl içinde yetersiz kalacak. Bunun yanında, bazı hastalar kitaplarda dahi görmedikleri sağlık sorunları ile karşılarına gelecekler. Bu gibi durumlarda yaratıcı düşünüp, yeni fikirler, yeni tedavi yöntemleri bulmaları gerekecek.” Bunun iş yapış şekillerinin hızlı değişimine iyi bir örnek olduğunu belirten Judkins, “Bir zamanlar doktorlara sadece bilim öğretilirken artık onlara daha yaratıcı düşünebilmeyi öğretmek istiyorlar. Bu, tüm sektörler için geçerli” diye vurguluyor.

HERKES DAHİ DEĞİL
Judkins, artık bazı sektörlerde bir ürünü yaratmak için kullanılan teknolojinin bir sonraki yılda değiştiğini söylerken, şirketlerin de hızlı değişime ayak uydurabilen çalışanlar bulmalarının ve yetiştirmelerinin şart olduğunu belirtiyor. Öyle ki, yeni bir bilgi ya da bir yöntem artık sadece öğrenilmekle kalmıyor, daha iyi nasıl yapılır, nasıl geliştirilir, bunların da düşünülmesi gerekiyor. Çalışanların düşünce yapılarının da bu yönde olması gerekiyor.

Yaratıcılığın sonradan öğrenilebilecek bir yetkinlik olduğunu aktaran Judkins, dünyaca ünlü sanatçıların ve tasarımcıların hepsinin dahi olmadığını, bu insanların yaratıcılıklarını arttırmak için kullandıkları farklı teknikler olduğunu aktarıyor. Bu noktada sanatçı Andy Warhol örneğini veren Judkins, onun yaratıcılığını sürekli olarak insanlarla fikir alış verişinde bulunmaya borçlu olduğunu, atölyesinin herkese açık olduğunu, buraya gelen insanlarla sürekli fikir alışverişinde bulunduğunu aktarıyor. Bundan şirketlerin de kendilerine pay çıkarabileceğini düşünen Judkins, “Günümüzde şirketlerde hiyerarşi mümkün olduğu kadar azaltılıyor. Yöneticiler ve çalışanların birbirleriyle daha çok iletişim kurmaları sağlanıyor. Organizasyonalar bunu daha çok fikrin oluşabilmesi için yapıyorlar. Şirketler en alt seviyeden en üste kadar tüm çalışanlarından fikir almalılar. Bu iyi bir şey. Çalışanlar da fikirlerinin değerlendirildiğini görünce şirkete bağlanırlar” diyor.