Son yılların en çok tartışılan konusu; yapay zekâ işgücü piyasası için fırsat mı, yoksa tehlike mi? CEO’lardan insan kaynakları yöneticilerine, iş arayan gençlerden üniversite öğrencilerine, hatta akademisyenlere kadar kadar herkes bu sorunun cevabını merak ediyor. İşin ilginci, kesin bir cevabın olmayışı. Öyle ki, uzmanlar bile ikiye ayrılmış durumda. Yarısı kötümser tablo çiziyor, yarısı ise fırsat olarak görüyor. Raporlar hazırlanıyor, iş dünyası ile anketler yapılıyor, farklı farklı senaryolar ortaya atılıyor.
Önce, kötümser yaklaşımdan başlayayım. Mesela, Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) raporuna göre, yapay zekâ, dünyadaki mesleklerin yüzde 40’ını doğrudan etkileyecek ve bazı meslekleri ortadan kaldıracak. Gelişmiş ekonomilerde makine ile yapılan işlerin yüzde 60’ını etkileyecek, bu alandaki çalışanların yarısı olumsuz etkilenecek. Bir başka rapora göre ise teknoloji her zaman insanların işlerini yapmalarına destek olmayacak, işlerin yerini alacak. Yine bir başka raporda, yöneticilerle yapılan ankette, katılımcıların yüzde 25’i yapay zekânın işlerin yerini alacağını söylüyor.
Gelecek 5 yılda tüm işlerin en az dörtte birinin büyük ölçüde yapay zekâ gibi ileri teknolojilerin benimsenmesinin artması nedeniyle değişmesi bekleniyor. Oxford Economics’e göre, yapay zekânın yarattığı robotlar 10 yılda dünya genelinde imalat sektöründe çalışan 20 milyon kişiyi işsiz bırakacak. İşsiz kalacak bu kişilerin, otomasyon nedeniyle hizmet sektöründe de iş bulmakta zorlanacağı da belirtiliyor.
10 KİŞİDEN 6’SI İÇİN TEHDİT
Peki, Türkiye’de durum ne? Türkiye’de de, yapay zekânın istihdam üzerindeki etkisi konusunda çokça anket yapılıp, raporlar hazırlanıyor. Çoğunluğuna bakıldığında, her 10 kişiden 6’sı yapay zekâya olumlu bakmıyor ve büyük tehdit olduğunu düşünüyor; hatta yarısına yakını yapay zekâ yüzünden işsiz kalmaktan endişe duyuyor. Fırsatlar sunduğunu savunan kesim ise yüzde 40’larda. Yeni nesiller için yapay zekânın yeni iş imkânları yaratacağını düşünenlerin oranı ise sadece yüzde 15’lerde. Mesela, muhasebecilik, sekreterlik, noterlik, emlakçılık, satış danışmanlığı gibi mesleklerin yapay zekâ nedeniyle yok olacağı da yapılan tespitler arasında.
Buraya kadar anlattıklarım yapay zekânın iş gücü piyasası üzerindeki olumsuz etkilerine yönelik analizler. Tabi durum bu kadar karamsar değil. Bir de madalyonun diğer yüzü var. Şu bir gerçek ki, şirketler yapay zekâ teknolojilerini iş süreçlerine entegre etmeye ve insan kaynakları mevcut operasyonlarına, stratejilerine yapay zekâyı adapte etmeye çalışıyor. Bunun da temel nedeni teknolojileri kullanarak verimliliği artırmak ve operasyonel maliyetleri azaltmak. Bunun için de iş gücü planlarının gözden geçirilmesi gerekiyor.
Araştırmalar şunu gösteriyor; şirketler tüm süreçlerinde yapay zekâyı kullanmak istiyor. Yapay zekâ dünya çapında kuruluşlar tarafından giderek daha fazla benimsenirken, bu konuda görüş bildiren uzmanların yüzde 50’ye yakını yapay zekânın iş yaratmada katalizör olacağını, yüzde 23’ü ise işten çıkarmaların artacağı görüşünü savunuyor.
YENİ İSTİHDAM YARATACAK
Mesela, Goldman Sachs’ın bir araştırması, yapay zekânın eninde sonunda günümüzün 300 milyon işini otomatikleştireceğini ortaya koyuyor. Dünya Ekonomik Forumu araştırmaları da şirketlerin neredeyse yüzde 50’ye yakının yapay zekânın yeni istihdam yaratacağını gösteriyor ki, yapılan ankete göre, bu oran, yapay zekânın işlerin yerini almasını bekleyen katılımcıların yüzde 23’ünün çok üstünde. Bunun da nedeni yapay zekânın yeni iş türlerini ortaya çıkaracak olması. Veri bilimcileri, büyük veri uzmanları, iş zekâsı analistleri gibi yapay zekâ bağlantılı işlerin yüzde 30 ila 35 oranında artacağı tahmin ediliyor. Benzer şekilde otomotiv ve havacılık sektörlerinde bu oran yüzde 73’e kadar çıkıyor. Araştırma, tasarım ve işletme yönetimi hizmetleri, bilgi ve teknoloji hizmetleri ile elektronik sektörlerinde yapay zekâ istihdamı ciddi artıracak.
Dünya Ekonomik Forumu’nun araştırmasına göre 27 sektörden yalnızda 4’ü yapay zekâ nedeniyle iş kaybı bekliyor. Petrol ve gaz endüstrisi, gayrimenkul, medya, eğlence ve spor endüstrileri yapay zekânın istihdam üzerindeki etkisini olumsuz hissedecek alanlar. Bu aşamada sorulacak kritik soru şu; yapay zekâdan kimin yararlanacağı ve kimin en fazla risk altında olacağı? Bir rapora göre, Çin’de, tüm bölgelerde imalat sanayinde düşük vasıflı işgücüne olan talebi azalttığı, ülkenin doğusunda ise yüksek vasıflı işgücüne talebi artırdığını ortaya koyuyor. Benzer şekilde ABD’de yapılan bir araştırma ise yüksek eğitimli ve yüksek maaşlı mesleklerin yapay zekâya en çok maruz kalan meslekler olduğunu gösteriyor. Buradan da anlaşılacağı üzere yapay zekânın ülkelerdeki, hatta ülkelerdeki bölgelerdeki istihdama katkısı bile farklı olacak.
Dünya Ekonomik Forumu’nun İşlerin Geleceği Raporu’na göre, küresel iş için gereken beceriler gelişiyor ve yapay zekâ bu durumu daha hızlandıracak, 2030 yılına kadar işlerin hızlı değişimi yüzde 65’e ulaşacak. Örneğin, makine öğrenimi gibi yapay zekâ ile ilgili becerilere yönelik talepte bir artış yaşanıyor. LinkedIn’de GPT veya ChatGPT gibi yapay zekâ teknolojilerine atıfta bulunan İngilizce iş ilanları son bir yılda 21 kat arttı. Yapay zekâ becerileri teknolojiden diğer sektörlere de yayılıyor.
Hangi sektörlerde istihdamı olumsuz etkileyecek?
Petrol ve gaz endüstrisi
Gayrimenkul
Medya
Eğlence
Spor endüstrisi
Muhasebe
Teknik yazarlık
Sekreterlik
Noterlik
Emlak danışmanlığı
Hangi sektörlerde istihdamı artıracak?
Otomotiv
Havacılık
Tasarım
İşletme yönetimi
Bilgi ve teknoloji hizmetleri
Elektronik
Finans
Sigorta
Makine öğrenimi
Üniversite ve yüksek öğrenim
YETENEK AÇIĞI OLUŞACAK
Tabi bu gelişmeler yetenek açığını da doğuracak. Mercer’ın CEO’lara yönelik yaptığı araştırmaya göre, yöneticilerin yüzde 68’i yakın dönemde yetenek açığı oluşacağını öngörüyor. Yetenek açığının daha çok bilgi teknolojileri, veri analizi ve yönetimi, üretim ve tedarik zinciri yönetimi iş kollarında olacağı düşünülüyor. Türkiye’de de benzer bir durum söz konusu. Türkiye’den araştırmaya katılan her 10 CEO’dan neredeyse 7’si önümüzdeki üç yılda üretken yapay zekânın rekabeti artıracağını, iş modellerini değiştireceğini ve yeni yetenek ihtiyacı doğuracağını düşünüyor. Yapay zekâ araçlarının işte kullanımına baktığımızda ise çarpıcı bir sonuçla karşılaşılıyor. Katılımcıların yarısından fazlası bugüne kadar işlerini yaparken yapay zekâ araçlarını hiç kullanmadığını veya nadiren kullandığını ifade ediyor. Bu durum, yapay zekânın iş hayatındaki potansiyelini gerçekleştirme noktasında Türkiye’de yolun başında olunduğunu gösteriyor. Türkiye’deki insan kaynakları uzmanları ise yapay zekânın istihdama etkisi konusuna karamsar yaklaşmıyor ve büyük bir endişe duymuyor. Uzmanlara göre, çalışanlar, tekrar eden işlerin otomotize edilmesine sıcak bakıyor. Öyle ki, yapay zekânın çalışanların işini elden alması yerine işe farklı boyut katması, hızlılık ve çeviklik sağlaması olduğu düşünülüyor. Uzmanların bir uyarısı da var, çalışanlar açısından yapay zeka ile robotlar karıştırılmaması.