Y ve Z kuşağı danışma kurullarında

2dk okuma

Önceki kuşaklara göre farklı özelliklere sahip olan ve dijital dünyaya daha yatkın Y kuşağının talepleri de ezber bozuyor. Şirketler bu hızlı değişime uyum sağlayabilmek için farklı yollar deniyor. Yeni kuşağı daha iyi tanımak ve kendilerini onların yerine koymak isteyen yöneticiler, artık gençlerden oluşan geleceğin danışma kurullarından yardım istiyor.

Haberin Devamı

4. Sanayi Devrimi, dijitalleşme, yapay zeka, akıllı telefon ve benzeri terimler yakın zamanda hayatımıza girmesine rağmen bugün hemen hemen her yerde karşımıza çıkıyor. Bunun yanında, ‘millennial’ların yani 1980-1994 yılları arasında doğduğu kabul edilen Y kuşağının iş gücündeki sayısı da artıyor. Kurumlar da bu yeni çağa uyum sağlayabilmek için kültürlerini, iş yapış şekillerini, bakış açılarını değiştirmek zorunda kalıyorlar. Bu durumun farkında olan bazı şirketler yeni nesle ulaşabilmek için farklı yollar bulmaya başladılar. Bunlardan biri de gençlerden oluşan danışma kurulları oluşturarak onlardan danışmanlık almak.

Bir dönem İngiltere’de Kültür Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı yapan, şu anda üst düzey yönetici araştırma ve değerlendirme firması Odgers Berndtson’ın Global Yönetim Kurulu ve CEO Grubu Başkanı olan Virginia Bottomley Hürriyet İK’ya yaptığı açıklamada şirketlerde artık geleceğin danışma kurullarının oluşturulduğuna dikkat çekiyor. Kurumsal firmaların yönetim kurullarının işle ilgili teknik detaylar, denetim, ücretlerin belirlenmesi, strateji oluşturma, sermaye programı gibi pek çok idari görevi olduğunu belirten Bottomley, tüm bunların yöneticilerin zamanının büyük bir bölümünü aldığını aktarıyor. Öte yandan, dijital çağda hayat hızla değişiyor. Bottomley, İngiltere’de popüler alışveriş caddelerinin artık boş kaldığını, internetten alışverişin arttığını belirterek teknolojinin iş dünyasını ve müşterilerin davranışlarını değiştirdiği söylüyor. Bottomley’e göre bu değişim yöneticiler üzerinde büyük bir baskı oluşturuyor. Çünkü, ilgilenmek zorunda kaldıkları idari işler nedeniyle kendilerini hedef kitleleri olan yeni kuşağın yerine koyacak vakti bulamıyorlar. Değişen dünyada gençlerin hangi ürünlerden, hizmetlerden hoşlandıklarını takip etmekte zorlanıyorlar. Oysa Bottomley’e göre firmaların stratejilerini oluştururken öncelik vermesi gereken en önemli noktalardan biri gençlerin nelerden hoşlandığını, onları bir ürünü satın almaya nelerin ittiğini anlamaları.

KRİTİK KONULARDA ÇALIŞIYORLAR
Bottomley’e göre işte bu noktada geleceğin danışma kurulları, yönetim kurullarının imdadına yetişiyor. Dijital çağda hayatta kalabilmek için bu çağın gereklerine göre hareket etmenin bilincinde olan bazı firmalar Y ve Z kuşağındaki gençlerden oluşan danışmanlık kurulları kuruyor. Bu danışmanlık kurullarının, geleneksel idari görevleri bulunan yönetim kurullarından farklı olduğuna dikkat çeken Bottomley, “Burada aslında bütünleyici, tamamlayıcı bir kuruldan bahsediyoruz” diyor. Yani, buradaki amaç gençlerin bakış açısını, teknoloji gibi daha üstün oldukları bilgileri şirket stratejilerine aktarmak.

Virginia Bottomley, şu anda İngiltere’de büyük bir finans kuruluşunun danışma kurulu üzerinde çalıştığını belirtiyor. Bottomley, bu kurulu şöyle anlatıyor, “Üyeler sadece Y ve Z kuşağından oluşmayacak, tecrübeli çalışanlar da olacak. Bu ekip şirketin faaliyetlerini, müşterileri ve iş yapış şekillerini etkileyen konular üzerinde çalışacak. Örneğin, demografi kategorisinde nüfusun yaşlanması, emeklilik planlamalar görüşülürken iklim kategorisinde küresel ısınmanın ekonomilere, kaynaklara, yaşam biçimlerine etkileri tartışılacak. Teknoloji kategorisinde yeni gelişmelerin ürünlere, yapay zekanın, otomasyonun iş dünyasına etkileri konuşulacak. Küreselleşmede ise eşitsizlik gibi kritik konulara değinilecek.

ÖRNEKLER ÇOĞALIYOR
Geleceğin danışma kurullarını oluşturan firmaların sayısı yurtdışında giderek artıyor. Danışmanlık firması Deloitte’ta kurulan bir danışmanlık kurulunda sadece genç yöneticiler yer alıyor. Otel zincirleri Accor ve Mövenpick, büyük otel zincirlerine kafa tutan Airbnb ile rekabet edebilmek için gençlere danışan kurumlar arasında. İsviçreli saat firması Tag Heuer’in kurduğu geleceğin danışma kurulunun en genç üyesi 16, en yaşlısı 25 yaşında. Kozmetik firması Estee Lauder’in kurduğu danışma kurulu da yöneticilere sürekli olarak tavsiyelerde bulunuyor.

Bottomley, yöneticilerin yeni stratejiler geliştirmek için gençlere başvurmalarının bu yeni kuşak açısından çok motive edici olduğunu aktarıyor. Çünkü, hiyerarşiyi sevmeyen Y ve Z kuşağı temsilcilerinden, şirketlerin en tepesindeki isimlerin görüş alması, onların şirkete bağlılığını arttırıyor, kendilerini çalıştıkları şirketlerin geleceğinin bir parçası olarak görüyorlar.

‘ONLARDAN ÖĞRENİYORUZ’
Gençlerden oluşan danışma kurullarına Türkiye’den de örnekler bulunuyor. Unilever Türkiye, “M-Suite” adını verdiği ile yeni nesil danışma kurulu ile gençlerden oluşan bir danışma kuruluna sahip uluslararası firmalar arasında. Konu hakkında Hürriyet İK’ya görüş veren Unilever Türkiye İnsan Kaynaklarından Sorumlu Başkan Yardımcısı Steven Gross, geleceğin liderlerini yetiştirmeye odaklandıklarını, bu nedenle gelecek kuşağın beklentilerini anlamanın ve onlarla samimi bir ilişki kurmanın kendileri için çok önemli olduğunu belirtiyor. Gross, “Gençlerle diyaloğa odaklanıyor, şirketimizi ve iş yapma şeklimizi anlatırken, aynı zamanda onları anlamaya ve onlardan bir şeyler öğrenmeye çalışıyoruz. Bu bağlamda, onlara ihtiyaçları doğrultusunda çözümler sunuyoruz” diyor.
Çalışanların geri bildirimlerinden yola çıkılarak hayata geçirilen M-Suite, kariyerlerini Unilever Türkiye’de sürdüren 12 üyeden oluşuyor. Mevcut üyelerden en küçüğü 23, en büyüğü ise 35 yaşında. M-Suite üyeleri, adayların hazırladığı bir dakikalık videolara Unilever çalışanları tarafından verilen oylarla belirlenmiş. Üyeler belirlenirken cinsiyet eşitliğine de verilmiş.

Gross, yeni nesil çalışanların ve tüketicilerin görüşlerini düzenli olarak alabilecekleri ve değerlendirebilecekleri bu platformu kurarak, hem kendi hem de diğer sektörlerdeki yeni trendler ve sorunlar hakkında güncel bilgiye erişmeyi amaçladıklarını söylüyor. Ancak Gross’a göre asıl amaç, yeni neslin firma içinde ciddi kararlar verme yetisini güçlendirerek hiyerarşinin azaldığı bir çalışma ortamı oluşturmak ve bunun sonucunda taze fikirler duymak.

Gross’un verdiği bilgilere göre M-Suit’te iş gücünün paylaşılması adına farklı rol ve unvanlar bulunuyor. Üyeler, ekosistem temsilcisi, bilgi temsilcisi, ilişki temsilcisi, iletişim temsilcisi, yenilik temsilcisi, dijital temsilcisi, hikâye anlatıcı, gelecek bilimci, kullanıcı deneyimi temsilcisi, iç görü(fikir) temsilcisi, müşteri ve ürün temsilciliklerinden oluşuyor. M-Suite, yönetim kuruluna trendler ve sorunlar ile ilgili güncel bilgiler aktarıyor, yeni fikirler ortaya çıkarıyor.

Haberin Devamı

YETENEĞİ ÇEKİYORLAR
Odgers Berndtson Türkiye Yönetici Ortağı Ayşe Öztuna Bozoklar, firmaların danışma kurullarına gençleri alarak yetenekleri de kendilerine çekebildiklerini, bunun bir işveren markası stratejisi olduğunu vurguluyor. Çünkü, şirketler geleceğin danışma kurulları sayesinde genç yeteneklerin hangi özelliklere sahip firmalarda çalışmak istediklerini, nasıl motive olduklarını öğrenmiş oluyor.

Haberle ilgili daha fazlası: