Üç çalışanın whatsapp’taki yazışmalarını ele geçiren işveren, bu çalışanları tazminatsız işten çıkardı. Çalışanlar bu yazışmalarda aldıkları prim ücretlerini beğenmeyip çok fazla gayretli çalışmanın boşa olacağını belirtiyorlardı. Ancak çalışanlar, yazışmaların hukuki olmayan yollarla ele geçirildiğini savunarak dava açtı. Yerel mahkeme davayı reddedince dava Yargıtay’a taşındı. Yargıtay’ın aldığı karar ise yazışmaların kişisel veri niteliğinde kabul edilmesi gerektiği yönünde oldu. Şimdi dosya tekrar yerel mahkemede görülecek.
Haberin Devamı
İnternet artık insanların hem özel hem de çalışma hayatlarının ayrılmaz bir parçası oldu. Bir akıllı telefona sahip olan hemen herkes, iş veya özel hayatlarından bahsetmek üzere birbirleriyle iletişim kurarken internet üzerinde çalışan çeşitli mesajlaşma uygulamalarından faydalanıyor. Ancak bu durum, kişisel verilerin gizliliği anlamında bazı hukuki çatışmaların ortaya çıkmasına neden olabiliyor. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 10.01.2019 tarihli bir kararı bu durumu gösteren örneklerden biri.
TAZMİNATSIZ ÇIKARILIYORLAR Kararda, internet üzerinden mesajlaşmayı sağlayan whatsapp uygulamasında bir grup kurarak burada çalıştıkları işyeri hakkında yorumlar yapan üç çalışanın, bu yazışmaların şirket yöneticisi tarafından ele geçirilmesi üzerine tazminatsız işten çıkartılmaları değerlendiriliyor. Yazışmalarda çalışanlar kendilerini ve özellikle satış primlerini yetersiz bulduklarını belirtiyorlar. Bu nedenle çok gayretli çalışmalarına gerek olmadığını ve çabalarının boşa olacağını savunuyorlar. Bu yazışmalar çalışanlara ait telefon numaralarından yani özel hatlarından gerçekleşiyor. Ancak, iddiaya göre söz konusu yazışmalar işveren tarafından hukuka aykırı bir şekilde, çalışanlardan birine baskı yapılarak ele geçiriliyor. Çalışanlar, bunun özel hayatın gizliliğine müdahale olduğunu iddia ediyor ve kıdem tazminatlarını, ihbar tazminatlarını ve yıllık izin ücretlerini talep ederek dava açıyor.
Yerel mahkeme, çalışanların mesajlarda ‘fazla gayretli çalışmama’ yönündeki konuşmalarının haklı bir fesih nedeni olarak kabul edileceğini, ayrıca işverenin ‘bu mesajlara yasadışı yollarla ulaştığına dair çalışanlar tarafından somut bir delil ortaya konulamadığını’ gerekçe göstererek davayı reddediyor. Bu karar çalışanlar tarafından temyiz ediliyor ve konu Yargıtay’a taşınıyor.
İşte Yargıtay 9. Hukuk Dairesi bu noktada devreye giriyor ve yerel mahkemenin davayı reddedemeyeceği yönünde bir karar alıyor. Yargıtay’ın bu kararının nedeni hakkında görüştüğümüz ve aynı zamanda davacı tarafın da avukatı olan Av. Serhan Vatansever, Yargıtay’ın hukukun temel ilkelerine bağlı olarak öncelikle yazışmaların nasıl ele geçirildiği konusuna odaklandığını belirtiyor. Vatansever şöyle diyor, “Yerel mahkeme, yazışmaların hukuka aykırı bir şekilde ele geçirildiğinin çalışanlar tarafından ispatlanması gerektiğini söylüyor. Yargıtay ise tam tersi, yazışmaların hukuka uygun bir şekilde elde ettiğini işverenin kanıtlaması gerektiğini belirtiyor.” Yani Yargıtay, öncelikle yazışmaların tehdit, şantaj gibi yöntemlerle değil, hukuka uygun bir şekilde elde edilip edilmediğine bakıyor. Ancak o zaman savunma bu yazışmalara dayandırılabiliyor. Bu, hukukun temel bir ilkesi.
Ayrıca, gerekçede whatsapp uygulamasının kendi içinde korunan ve üçüncü kişilere kapalı olduğunun vurgulandığı kararda bu sistem ile herkesin gurup kurarak iletişim halinde olabildiğini, iş akışını bozmadığı ve çalışmalarını etkilemediği sürece bunun yasak olmadığı belirtiliyor. Bunun yanında, whatsapp konuşmalarının gizlilik içeren kişisel veri niteliğinde olduğunun altı çiziliyor. Vatansever’e göre davalı taraf eğer tersini iddia ediyorsa çalışma düzeninin bozulduğunu da ispat etmesi gerekiyor. Örneğin, kasti olarak performansın düştüğü ve ayda 100 ürün satarken bu sayıda ciddi bir azalma olup olmadığı araştırılmıyor.
KİŞİSEL VERİ KABUL EDİLİYOR Konu hakkında görüşlerini aldığımız Av. Alper Yılmaz ise kararda geçen en önemli ifadenin çalışanların bu tür iletişimlerinin kişisel veri olarak da korunmasının esas olduğunun belirtilmiş olması diyor. Yılmaz, karar hakkında “Özellikle, whatsapp yazışmalarının kişisel veri olarak kabulü ve korunması yönünde verilmiş önemli bir karar olduğunu düşünüyorum. Bu mesajların içeriğinden önce nasıl elde edildiğinin sorgulanmış olması da kişisel verilerin korunması anlamında son derece önemli. Son olarak mesaj içeriğinde eleştirel düşüncelerin dile getirilmiş olması ve iş akışını bozan beyanların bulunmamasının feshe neden olmayacağının belirtilmiş olması da kayda değer” diyor.
Yargıtay’ın daha önce de buna benzer kararlar aldığını aktaran Yılmaz, yine 9. Hukuk Dairesinin 01.06.2017 tarihli kararını örnek gösteriyor. Bu kararda da whatsapp grubu kuran ve işyeri uygulamalarını eleştiren çalışanların bu konuşmalarının gizli nitelikte olduğu belirtilerek, işyeri uygulamaları hakkında görüş bildirmenin demokratik talep niteliğinde olduğu vurgulanıyor. Ayrıca, bu görüşmelerinin mesai saati dışında yapılmasının barışçıl nitelikteki iletişimlerin fesih konusu yapılmasının hukuka aykırı olduğuna karar veriliyor. İşyeri e-mailinden yapılan kişisel yazışmaların ise ayrıca tartışılması gereken bir konu. Bu konuda yakın zamanlı bir örnek veren Yılmaz, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 14.02.2019 tarihli kararında, işyeri e-maili üzerinden küfürlü ifadeler içeren maillerin özel yazışma dahi olsa işyeri düzeni ve çalışma huzurunu bozacak nitelikte olduğu sonucuna varılarak işe iade davasının reddi yönünde karar verildiğini aktarıyor.