İNŞAAT sektöründe bugünlerde çözüm bekleyen önemli sorunlarından biri iş gücü eksikliği. İşçilerin yurtdışındaki projelere yönelmesi, sonrasında 6 Şubat deprem felaketi nedeniyle başlayan yeniden inşa süreci krizi daha da büyüttü. Birçok iş kolunda çalışan bulmakta zorlanan sektör temsilcileri, kentsel dönüşüm ihtiyacını hatırlatarak, sorunun daha da derinleşeceği konusunda uyarıyor.
SORUN ZİRVE YAPTI
Türkiye’de inşaat sektörünün 1 milyon 700 bin civarında kişiye istihdam sağladığını söyleyen Gayrimenkul Yatırımcıları Derneği (GYODER) Başkanı Neşecan Çekici, “Sektörümüzün GSYH içindeki payı yüzde 7.8’lerde. Türkiye’nin modernleşmesinde önemli bir rol oynayan inşaat sektörü bugün itibarıyla 250’den fazla alt sektörde yarattığı mal ve hizmet talebiyle birlikte ekonominin lokomotif sektörlerinden biridir” diye konuştu.
“Sektörümüzün son yıllarda karşı karşıya kaldığı en büyük problemlerden birini iş gücü sorunu oluşturuyor. Türkiye’de inşaat sektöründe personel açığı son yıllarda zirveye çıktı” diyen Neşecan Çekici şu değerlendirmeyi yaptı:
“Pek çok yetişmiş, kalifiye personel çalışmak için yurtdışına gitti. Öte yandan 6 Şubat depremlerinin ardından 11 ilin ihyası çalışmalarında görev alacak işçilerin yaklaşık 200 bin kişiye yakın olduğunu hesaplıyoruz. Nasıl bir tesadüftür ki, 11 ilin ihyası için gereken iş gücü İstanbul için de gerekiyor. Bu şu anki durum. Kentsel dönüşümü de hesaba katarsanız çarpı iki diye düşünebilirsiniz. Sıvacısından kalıp ustasına, kule vinç operatöründen boya ustasına, iş sağlığı ve güvenliği şefinden proje müdürü ve mimara kadar pek çok iş kolunda mavi yaka ve beyaz yaka yoğun bir istihdam açığı ile karşı karşıyayız.”
MAAŞ 150 BİN TL’YE KADAR YÜKSELDİ
Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) Başkanı Erdal Eren de sektörün ara eleman sorununun iyice derinleştiğini kaydetti. Eren, “2023 yılının başında yaşadığımız büyük deprem felaketinin ardından, sektörümüz tüm olanaklarını deprem bölgesinin yaralarını sarmaya ve bölgenin yeniden inşasına seferber etti. Bu durum sektördeki iş gücünün büyük bir çoğunluğunun da bölgeye kaydırılması sonucunu doğurdu. Tüm bu gelişmelerin etkisiyle, inşaatlarda istihdam edilmek üzere iş makinesi operatörü, demirci, kalıpçı hatta düz işçi gibi mavi yaka olarak nitelendirilen orta kademe eleman bulmakta zorluk yaşayan sektörde, ücretler 2023 yılının sonunda aylık 150 bin TL seviyelerine kadar çıktı. Öyle ki mavi yakalı çalışanlar kurmuş oldukları gruplar ile ücret belirliyor, aralarında belirlenen ücretin altında çalışmıyor” şeklinde konuştu.
YURTDIŞINDAN GETİRİLİYOR
İnşaat sektöründeki istihdamın temel sorununun sadece sayısal olmayıp, nitelikli iş gücü açığı da yaşandığını dile getiren Erdal Eren şunları söyledi: “Sektörde kalifiye ara eleman ihtiyacı kronik bir soruna dönüştü. Öyle ki mavi yakalı çalışanlar, mühendis ve şantiye şefi gibi beyaz yakalı çalışanlardan çok daha yüksek ücretler talep eder hale geldi. Mavi yakalı çalışanlar kendi aralarında ücretlerini belirlerken, işleri yetiştirmek zorunda olan müteahhitler de yaşanan ara eleman açığı nedeniyle bu ücret taleplerini kabul etmek durumunda kalabiliyor. Bu durum, beyaz yaka-mavi yaka elemanlar arasında ücret dengesini bozduğu için yönetim sorununa da neden oluyor. Diğer taraftan, müteahhitlik firmaları, yüksek maaşlara rağmen kalifiye ara eleman ve işçi açığı sorunu nedeniyle yurtdışından işçi getirmeye yönelmiş durumda.”
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan verilere göre işçilik endeksinde yıllık artış, Ocak 2023’ten bu yana yüzde 100’ün üzerinde. Son açıklanan mart ayı raporuna göre malzeme endeksi aylık yüzde 2.54, yıllık yüzde 55.17 artarken, işçilik endeksi aylık yüzde 1.30, yıllık ise yüzde 108.04 yükseldi.
Eğitim sisteminde reform yapılmalı
ARA eleman açığının temel nedeninin eğitim sistemimizden kaynaklandığına vurgu yapan Erdal Eren, “Maalesef son yıllarda orta eğitime başlayan her öğrenci üniversite eğitimine yönlendiriliyor. Her yıl, akademik yetkinliği tartışmaya açık olan iki yüzün üzerindeki üniversiteden bir milyona yakın kişi mezun olurken, mezunlar iş, sektörler ise nitelikli ara eleman bulmak konusunda zorluk yaşıyor. Sektörün ihtiyaç duyduğu nitelik ve nicelikte elemana kavuşturulması, ülkemizde genç nüfusta yüzde 20 düzeyindeki işsizlik oranı dikkate alındığında, işsizlik sorununun çözümüne katkı sağlaması bakımından da önemli” dedi.
“Bu kapsamda, uzun vade için mesleki eğitim politikalarında köklü reform yapılmalı” diyen Erdal Eren önerileri şöyle anlattı: “Belli sayıda öğrenci üniversitelilere yönlendirilirken, diğer öğrenciler hangi mesleklere yönelik açık bulunduğu tespit edilerek bu mesleklerin ihtiyacını karşılayacak şekilde meslek liseleri ve teknik okullara yönlendirilmeli. Mesleki ve teknik okullara önem verilmeli, sayıları ve kapasiteleri artırılmalı, mesleki ve teknik lise mezunu çalışanlara ücret, sigorta primi, askerlik, sağlık giderleri gibi çeşitli alanlarda teşvik sağlanmalı. Ayrıca bu süreçte özel sektör ile işbirliği yapılmalı."
Önce tespit edilecek sonra sıra çözümde
İŞ GÜCÜ sorununu mercek altına almak hedefiyle, kapsamlı bir çalışma başlattıklarını belirten Neşecan Çekici, “Şubat 2024 itibarıyla, GYODER ve Bahçeşehir Üniversitesi (BETAM) birlikteliği ile yürüttüğümüz ‘İş Gücü Raporu’ araştırmamız kapsamında 12 bölgede 12 bin anket gerçekleştiriyoruz. Bu sadece bir saha test çalışması gibi olmayacak. Mevcut iş gücü arzını, gelecekteki talebi, maliyetler içindeki işçilik payını, işçi hareketliliğini inceliyor olacağız. Ne kadar inşaat var, kaç kişi çalışıyor, ne kadarı operatör vs. ortaya çıkaracağız.
Sonrasında mevzuat değişikliği, vergileme, teşvik mekanizması, ücretlendirme, eğitim sistemleri gibi elle tutulur, uygulamaya dönük önerilerimiz olacak. Örneğin istihdamla ilgili bölgesel teşvikler olabilir, vergi indirimleri olabilir... Yani bu rapordan çıkan sonuca göre mevzuatlarla ilgili de yetkililerle görüşüyor olacağız. Haziran ayında raporumuzu ortaya koymuş olacağız ve sektöre ne yapılması gerektiğini de söyleyeceğiz” ifadelerini kullandı.