Kemik suyundan iş yarattılar

1dk okuma

*

Haberin Devamı

İki arkadaşın markası MeyaneRu. İdil Ocak ve Ebru Ergüler Karadeniz. Kemik suyu, tavuk suyu, sebze suyu ve çorbalar üretiyorlar. Hepsi doğal. Hiçbirinde katkı yok. Biri 3, diğeri 2 çocuk annesi olan ortaklar, “Sağlıklı yemek, doğal yemek” arayışları sonucunda profesyonel iş hayatlarını bırakarak 5 yıl önce girişimcilik dünyasına katıldılar. Her ikisi de 40 yaşındaydı bu yeni fikirle heyecanlandıklarında ve “40’ımdayım, birçok şeyin farkındayım” diyerek ve risk alıp yapılmayanı yaparak önce kendilerini mutfağa soktular. Denemeler uzun sürdü, işin standartlarına kafa yordular, bu arada bir restoran da açtılar. Her şeyi yüzde 100 doğal yapmak ve cam kavanozlarda içinde hiçbir katkı olmadan raf ömrü olan ürün çıkarmak için çalıştılar. Sonuçta da başardılar. Artık ürünleri marketlerde satılıyor. İdil Ocak ve Ebru Ergüler Karadeniz, girişimlerini ve hedeflerini anlattılar.

Sizler ne okudunuz?
Ebru Ergüler Karadeniz: Finans okudum.

İdil Ocak: Ben de marka yönetimi okudum.

Nasıl tanıştınız?
İdil Ocak: 20 yaşında yurtdışında bir yaz okulunda tanıştık. O zamandan beri de hiç ayrılmadık. Hep yakın arkadaş olduk.

Ebru Ergüler Karadeniz: Her ikimizin de bu iş öncesinde farklı iş deneyimleri oldu.

Ne yapıyordunuz?
İdil Ocak: Ben marka yönetimi yapıyordum. Yurtdışından gelen markalarla da çalıştım.

Ebru Ergüler Karadeniz: Ben aile şirketimizde çalıştım. Tekstil üzerine çalışan bir aile şirketimiz var.

Birlikte iş kurma fikri nasıl oluştu?
İdil Ocak: Beraber seyahat etmeyi, yemek yemeyi seven çocukluk arkadaşıyız. Hayalimizi ileride hep birlikte yapabileceğimiz bir iş süslüyordu. Uzun yıllar geçtikçe, çok çocuklu kalabalık bir aile olduk. Önceliklerimizin değişmeye başladığı çocuklu hayatta, lezzet düşkünlüğümüzün yanına annelik refleksiyle bir de sağlıklı yemek yapma merakımız eklendi. Çocuklarımıza sağlıklı ve lezzetli yemekler hazırlamak her anne gibi bizim de önceliğimiz oldu.

Artık günümüzde bunları yapanlar azalıyor. İhtiyacı görmüşsünüz…
İdil Ocak: Aynen öyle oldu. Çalışan anneler olarak hep zamanla yarışırız. Yurtdışı seyahatlerimizde gördüğümüz et suyu, tavuk suyu gibi ürünlerin Türkiye’de olmadığını gördüğümüzde iyi bir markayı Türkiye’ye getirmeyi düşündük. Benim işim biraz da bu olduğu için başta bunun için baktık. Ama içimize sinmedi bir marka. Üstelik büyük zorluklar zardı et ithalatı ve et ürünleriyle ilgili.

Ebru Ergüler Karadeniz: Yüzde 100 doğal, istediğimiz standartlarda ürünler bulamayınca ‘Çocuklarımıza yedirmediğimiz hiçbir şeyi üretmeyeceğiz ve satmayacağız’ diye bir misyon edindik, içinde katkı maddesi olmayan et suyu, tavuk suyu, kemik suyu ve sebze sularını üretmeye karar verdik.

Var olan işlerinizi hemen bıraktınız mı?
Ebru Ergüler Karadeniz: Ben bu arada MSA’nın kurslarına gitmiştim. Yemek yapmaya hep meraklıydım. Profesyonel iş hayatlarımızı bırakıp hiç bilmediğimiz bir sektöre daldık, zorlandık ama yeni şeyler öğrenmek bizdeki heyecanı arttırdı en iyisini yapmak adına kolları sıvadık. El ele vererek 2012’de markamızı kurduk. Uzun bir ARGE dönemi sonrasında ilk standardizasyonu oluşturmak için çok çalıştık.

İdil Ocak: Türkiye’de üretilen ilk katkı maddesi içermeyen sıvı lezzet sularını kendi reçetelerimizle ürettik. Sonunda ortaya çıkan sonuç yüzümüzü güldürdü. İlk ürünlerimizi (Etsuyu, Tavuk Suyu ve Sebze Suyu) 2013’te de Eataly’nin rafına koyduk. Türkiye’de üretilmiş ilk katkı maddesi içermeyen et suyu, tavuk suyu ve sebze suyunu biz yaptık.

Siz bu işe başladığınızda çevrenizdekiler ne dedi?
Ebru Ergüler Karadeniz: İşe ilk başladığımızda fikri söylediğimizde bir çok insan tarafından önce kaygıyla karşılandık. Anlamsız bulundu hatta yatırım yapmanın Türkiye’de çok anlamsız olduğu tabiri caiz ise elinizin hamuru ile hiç denenmemiş bu işi yapmamamız gerektiği söylendi. İşin heyecanı ve dinamiği de buydu aslında iki kadın olarak bu işin yaratıcılığı ve bilmediğimiz bir yolda ışık olmaya çalışmak bizi biz yapan markamızın doğmasının en büyük ilhamı oldu.

İlk olmak hep çok zordur. İlk nerede üretim yaptınız?
İdil Ocak: İlk yerimiz Kabataş’taydı. Sonra üretimimiz büyüdü. Etleri ve sebzeleri doğal üretim yapan şirketlerden alıyoruz. Hijyen konusunda büyük hassasiyetimiz var. Bu yüzden de personel çok iyi eğitim aldı. 10 kadınla çalışıyoruz.

Kaç ürününüz var?
Ebru Ergüler Karadeniz: İlk başladığımızdan bugüne günde sadece 50 adet ürün üretebilirken şimdi günde 2 bin/4 bin adet üretim bandına geldik.

Hedefiniz nedir?
İdil Ocak: Hedefimiz yurtdışı pazarında da markamızla yer edinebilmek.

Haberle ilgili daha fazlası: