Gelecek 5 yıl içerisinde 83 milyon iş tanımı yok olacak, buna karşın 69 milyon yeni iş tanımı hayatımıza girecek ve bu işlerin büyük çoğunluğu da yeşil işler. Sürdürülebilir istihdam, yeşil işler, yeşil istihdam, yeşil yaka kavramları son birkaç yıldır iş dünyasının literatürüne girdi ve her geçen yıl daha da popüler hale geliyor. Nedeni ise; iklim değişikli, karbon ayak izi, net sıfır karbon, Çevresel, Sosyal ve Yönetişim (ESG) konularındaki hassasiyet. Öyle ki, çalışanlar, işveren tercihi yaparken çalışacağı şirketin karbon ayak izini azaltmak için neler yaptığını, çevreye ne kadar duyarlı olduğunu sorgular hale geldi. Günümüzde şirketler artık karbon ayak izlerini azaltmak için çevre mühendisliği ve sürdürülebilir iş uygulamalarına yöneliyor.
Peki, nedir sürdürülebilir istihdam ve yeşil işler? En basit anlatımıyla, çalışanın, sağlık ve refahını korurken, sürekli olarak verimli çalışmasını sağlamak; sürdürülebilir istihdam anlamına geliyor. Bir de bu işin sürdürülebilir işyeri boyutu var. O da, çalışanların, sağlık ve refahını korurken, ekolojik denge için verimli ve temiz kaynak kullanımına imkan tanıyan işyerleri; sürdürülebilir işyeri olarak tanımlanıyor. Bu iki tanımı bir araya getirdiğimizde de karşımıza ‘yeşil iş’ kavramı çıkıyor.
24 MİLYON YENİ İSTİHDAM
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) yeşil işi, çevresel sürdürülebilirlik taşıyan ekonomik faaliyetler içeren aynı zamanda insana yakışır standartta çalışma koşulları sunan işler olarak tanımlıyor. İnsana yakışır işleri de yeterli ücret ve iş güvencesine sahip olmakla birlikte güvenli çalışma koşullarını sağlayan, çalışan haklarına saygılı ve kariyer imkanı sunan işler olarak nitelendiriyor.
Yeşil ekonomiye ve yeşil işlere geçişin temel nedeni ise iklim değişikliğinin yol açtığı aşırı ısınma ve bunun istihdam üzerindeki olumsuz etkisi.
Araştırmalara göre dünya genelinde bundan en olumsuz etkilenecek sektör, tarım. Dünyada 940 milyon kişi tarım sektöründe çalışıyor ve 2030 yılına kadar çalışma saatlerinin yüzde 60’ı ısı nedeniyle kaybedilecek. Benzer şekilde inşaat sektörü de olumsuz etkilenecek sektörler arasında yer alıyor. Burada da kaybedilen çalışma saatlerinin yüzde 19’u inşaat sektöründe olacak.
Bu olumsuz tablo beraberinde fırsatları da getiriyor. Küresel ısınmadaki artışı 2 derecenin altında tutma hedefi dünya ekonomisinde 24 milyon yeni istihdam yaratacak. Bu istihdamın büyük kısmı da yeşil işlerden kaynaklanacak. Yenilenebilir enerji gibi alanlarda daha fazla iş imkanı doğacak, buna karşın fosil yakıtlara bağlı endüstrilerde iş gücü kaybı yaşanacak ki, tahminlere göre bu da 6 milyon iş kaybı anlamına geliyor. Sadece yenilenebilir enerji alanında elektrik araçların kullanımında ve binalardaki enerji verimliliğindeki artış ile sürdürülebilir uygulamalar yeni istihdam alanları yaratacak.
YEŞİL İŞLER HIZLI BÜYÜYOR
Örneğin, yenilebilir kaynaklardan elektrik elde etmek için gereken makineleri üretmek, elektrikli araç üretmek 2 milyondan fazla ek istihdam sağlayacak. ILO’nun analizine göre yeşil geçiş, inşaatta 6.5 milyon ve elektrikli makine ve aparat üretiminde 2.5 milyon daha fazla ek iş yaratacak. Yüzdesel olarak en büyük iş talebi artışına neden olması beklenen ilk üç sektör; güneş enerjisi, jeotermal enerji ve rüzgar olmak üzere elektrik üretimiyle ilgili.
Yeşil işler dünyada en hızlı büyüyen işler arasında yer alıyor. Örneğin, Avrupa’da, güneş enerjisi alanındaki işlerin 2050’ye kadar 4 milyon yeni iş yaratması bekleniyor. ABD’de de 2030 yılına kadar toplam işlerin yüzde 14’ünü yeşil işler oluşturacak ve bu da 24 milyon yeni iş potansiyeli anlamına geliyor. En büyük iş kazanımlarının ise elektrik verimliliği, enerji üretimi ve otomotiv sektöründe gerçekleşmesi bekleniyor. Biyoenerji ve son kullanım yenilenebilir enerji kaynakları ve yenilikçi teknolojiler, kritik mineraller gibi tedarik zinciri kaynakları muhtemelen 3.3 milyon iş yaratacak.
Bu gelişim, beraberinde ‘yeşil yaka’ ihtiyacını da ortaya çıkıyor. Yönetici seviyesinde konumlandırılan yeşil yakalılar çalıştığı kurumları sürdürülebilirliğe ve çevresel sorumluluğa odaklıyor. Yeşil yaka pozisyonlar –ki, bunlar yönetici, yönetim kurulu üyeleri olabiliyor- çevresel girişimleri iş stratejilerine entegre ediyor. Bu kişilerin sadece yönetici olmaları da gerekmiyor, yeşil iş becerisi olanlara yeşil yaka deniyor.
YEŞİL İŞE YEŞİL YAKA
Bu aşamada yeşil işler konusunda LinkedIn’in raporuna değinmeden geçmek olmaz. 2022 ila 2023 yılları arasında yeşil ekonomi alanında bir iş deneyimi olan veya profillerinde en az bir yeşil ekonomi becerisi bulunan işçilerin oranının ortalama yüzde 12.3 arttığı tespit edildi. Buna karşın yeşil ekonomi ağında en az bir yeşil beceri gerektiren iş ilanlarının payıysa yüzde 22.4 arttı. Platformdaki yeşil yeteneklerin payı yüzde 9.6’dan yüzde 13.3’e yükseldi ve bu, sadece altı yıl içinde yüzde 38.5’lik bir artış anlamına geliyor.
Bu artış yeşil becerilere olan talebin sadece belirli sektörlerle sınırlı olmadığını da ortaya koyuyor. Özellikle yenilenebilir enerji ve çevre sektöründeki işlerde büyük bir artış gözlemleniyor. ABD’de bu sektördeki işlerin son 5 yılda yüzde 237 oranında arttığı gözlemleniyor. Son bir yıl içerisinde, beceri gereksinimi olan iş ilanlarının yaklaşık yüzde 10’u, en az bir yeşil beceri gereksinimi belirtti. Bu oran, aynı dönemde yeşil veya yeşillenmekte olan işlere yapılan işe alımların da yaklaşık yüzde 10’una denk geliyor.
İŞVERENLER YEŞİL YETENEK ARIYOR
ManpowerGroup tarafından hazırlanan rapora göre ise yeşil dönüşüm, çevresel, sosyal ve yönetişim (ÇSY) önümüzdeki beş yıl içerisinde en çok istihdam yaratacak alanlar olacak. İşverenlerin yüzde 94’ü ÇSY hedeflerine ulaşmak için ihtiyaç duydukları yeteneklere sahip olmadıklarını söylüyor. Rapora göre, şirketlerin yeşil yetenekler için işe alım savaşı çoktan başladı. Küresel ölçekte işverenlerin yüzde 70’i yeşil dönüşüm için yetenekleri aktif olarak işe aldıklarını ya da almayı planladıklarını söylüyor. Sektörlere bakıldığında ise işverenler en çok üretim, imalat ile operasyon ve lojistik gibi teknik vasıflara ihtiyaç duyulan sektörlerde yeşil pozisyonlar için işe alım yapmakla ilgileniyor. Bu pozisyonlar dışında, bilgi teknolojileri, satış ve pazarlama, mühendislik, yönetim ve ofis desteği, insan kaynakları alanlarında da yeşil yetenekler aranıyor.
TÜRKİYE YEŞİL İŞLERDE NEREDE?
Peki, Türkiye’de sürdürülebilir istihdam, yeşil işler, yeşil yaka konusunda durum ne? Açıkça söylemek gerekirse Türkiye bu konularda henüz yolun çok başında ama yeşil ekonomi, yeşil işler yavaş yavaş gündemde yer edinmeye başlıyor. Özellikle son birkaç yıldır sanayiden finans kesimine kadar büyük şirketler, sürdürülebilirlik ve sürdürülebilir istihdam politikalarını yıllık raporlar halinde açıklamaya başladı. Hemen hemen hepsinde de; iş ve yaşam koşulları, çevreye saygılı iş süreçleri, daha az karbon ayak izi bırakma taahhüdü, kabul edilebilir çalışma saatleri, şikayet mekanizmaları, yetenek geliştirme, fırsat eşitliği, cinsiyet eşitliği maddeleri ana başlıklar halinde yer alıyor. İşin iyi tarafı, son yıllarda Türkiye’deki yenilebilir enerji potansiyelinin keşfedilerek bu alana yatırımlar yapılması, güneş ve rüzgar enerji santrallerinin kurulması, inşaatlarda enerji verimliliğinin öne çıkması yeşil işlere olan talebi de artırıyor. Kötü tarafı ise önümüzdeki 5 yılda bu alanlara yapılacak yatırımların artacak olmasına karşın yeşil çalışan bulmakta zorluk yaşanacağı.
İŞVEREN-ÜNİVERSİTE ORTAK ÇALIŞMALI
Uzmanlar, bu gelişeme ayak uydurabilmek için işverenlerin, üniversitelerin ve mesleki eğitim programlarının ortaklaşa istihdam piyasasını yeşil işlere hazırlaması gerektiğinin altını çiziyor. Aynı şekilde, staj veya çıraklık için sağlanan desteklerin yetenek havuzlarını doldurmaya yardımcı olabileceği vurgulanıyor. Örneğin, dünyada ve Türkiye’de elektrik otomobiller hızla yayılırken, Türkiye’de bu alana yönelik mesleki eğitimin, çıraklık eğitimlerinin biran önce yaygınlaşması gerekiyor. Hatta uzmanlar, üniversitelerde bu alanda yeni bölümlerin biran önce açılması gerektiğinin altını çiziyor.
SÜRDÜRÜLEBİLİR İSTİHDAM İÇİN SÜRDÜREBİLİR İŞLETME NASIL OLUNUR?
Evden çalışma ya da hibrit çalışma modeli yaratılmalı: Zehirli gaz emisyonlarını azaltmak, çalışanların işe gidiş-gelişlerinde karbon ayak izine katkı sağlamak için evden çalışma, olmuyorsa da hibrit çalışma modellerinin uygulanması öneriliyor.
Basılı kağıttan vazgeçilmeli: Kağıt kullanımını sonlandırmak, dijitalleşmek sürdürülebilirliğin sağlanması için temel şart. Bu sayede işletmeler ağaç ekosistemini korumuş oluyorlar, sıcaklığın artmasının önüne geçilmiş oluyor.
Enerji verimliliği artırılmalı: Şirketler enerji tüketimini azaltarak, daha verimli hale getirerek sürdürülebilirliğe ciddi katkı sağlıyor ve daha da önemlisi iklim değişikliği ile mücadeleye katkı sağlıyor.
Çalışanları eğitmek ve farkındalık yaratmak: Sürdürülebilirlik konusunda rapor hazırlamak veya kurallar oluşturmak yetmiyor, bu konuda çalışanların eğitilmesi ve çalışanlarda farkındalık oluşturulması gerekiyor. Çalışanlar da sürecin bir parçası haline getirilmeli.
Verimlilik: Sürdürülebilir istihdam için işyerindeki verimlilik önemli. Yöneticilerin çalışanlara verdiği değer, ortak katılımlı iş süreci, işe verilen değer sürdürülebilir istihdam için kilit rol oynuyor. Çalışana değer verilmeyen bir işyerinde sürdürülebilir istihdamdan da bahsedilemez.
Ekolojik Dönüşüm: İşyerinde plastik ve doğaya zarar verecek materyallerin kullanımının kaldırılması geri dönüşümü olan ihtiyaç maddelerinin kullanımına geçilmesi gerekiyor.
GELECEĞİN YEŞİL MESLEKLERİ
Elektrikli Otomobil Mühendisliği
Yeşil Tasarım Uzmanlığı
Hava Kalitesi Mühendisliği
Solar Teknisyenlik
Gıda Bilimi
Toprak Koruma Uzmanlığı
Çevre Sağlığı ve Güvenliği Uzmanlığı
Su Kalitesi Teknisyenliği
Peyzaj Mimarlığı
Koruma Bilimi
Yenilenebilir Enerji Mühendisliği
Geri Dönüşümcülük
Dalga Enerjisi Üreticiliği
Rüzgar Enerjisi Üreticiliği
Yeşil Yatırımcılık