36 yıldır uygulanan ambargonun kalkmasıyla dış dünyaya açılan İran, pastadan pay almak, iş ve yatırım fırsatlarını değerlendirmek isteyen pek çok ülkenin radarına girdi. İran’da tekstil, turizm, otomotiv, AVM işletmeciliği alanlarında Türk yatırımcılara ve profesyonellere fırsatlar doğacak.
Haberin Devamı
İran’ın P5+1 ülkeleri (Çin, Fransa, Almanya, Rusya, İngiltere ve ABD) ile sürdürdüğü nükleer müzakelerin olumlu sonuçlanmasıyla İran’a 36 yıldır uygulanan ambargo ortadan kalktı. Ve başta Avrupa ülkeleri olmak üzere pek çok ülke, bu dünyaya yeni açılan pazardan pay alabilmek için gözlerini İran’a dikti. Türkiye’ye 377 yıldır sınırı olan, 78 milyon nüfusa sahip bu koskaca bakir ülkede herkes iş fırsatlarını değerlendirmeye çalışıyor, bunun için de sürekli ticaret heyetleri ülkeye ziyaretlerde bulunuyor. Herkes pastadan pay alma derdinde ve görünen o ki, erken davranan kazanacak. Türkiye ise bu ülkeler arasında en şanslı ülkelerden biri. İran Türkiye’nin 30 yıl önceki hali gibi o nedenle hem Türk yatırımcılar hem de Türk profesyoneller için İran’da pek çok fırsat var. İran’da ambargo kalkmış olsa da İran bir İslam Cumhuriyeti ve korumacı bir ülke. Fakat ülkede Türklere çok sıcak bakılıyor ve halkın neredeyse yüzde 40’ı Türkçe konuşuyor.
Deneyimlerimiz anlamlı olacak Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Türkiye İran İş Konseyi Başkanı Bilgin Aygül, ambargonun kalkmasıyla İran’ın ilk önce sanayisini geliştireceğini söylüyor: “Çünkü ambargo sebebiyle dünya standartlarında olmayan, kalitesi ve fiyatı çok uygun olmayan ürünler üretildi piyasada. Şimdi tabii yeni yatırımcılarla, yeni aktörlerle bir rekabet oluşacak piyasada. Dolayısıyla Türkiye’den özellikle tekstil, AVM işletmeciliği, havalimanları, deniz limanları işletmeciliği, hastane işletmeciliği, otel işletmeciliği, bankacılık konusunda uluslararası deneyimli Türk profesyonellere oldukça iş çıkacak. İran batıya yönelik çalışmak istediğinden dolayı, özellikle 80’lerden sonra tamamen ihracata yönelik sanayileşme uygulayan Türkiye’nin deneyimleri burada anlamlı olacaktır. Onun için insan kaynakları piyasasına ciddi bir hareketlenme gelecektir.” Aygül daha çok yönetici kademesinde gidişlerin olacağını ama Türk mali müşavirlere ve hukuk şirketlerine de orada çok ihtiyaç olacağını söylüyor.
İran’a 20 yönetici gönderdi Orta ve üst düzey yönetici araştırma şirketi Data Expert’in Yönetici Ortağı Yasin Altunkaya, yaklaşık 7 yıldır İran ile çalıştıklarını, bugüne kadar İranlı ve İran’da iş yapan Avrupalı firmalara Türkiye’den 20’den fazla üst düzey yönetici gönderdiklerini söylüyor. 3 milyar dolarlık bir holdinge Türk CEO verdiklerini, bunun yanı sıra İran’a ototiv grup başkanı, pazarlama direktörü, tedarik zinciri direktörü, fabrika genel müdürü, teknik müdür, perakende grubu başkan yardımcısı, genel müdür, bölge müdürü, satış direktörü gönderdiklerini söylüyor. Gelen taleplerden dolayı İran’a şube açmayı düşündüklerini söyleyen Altunkaya, İran’da patlama yapacak sektörleri şöyle sıralıyor: Otomotiv çok ciddi patlama yapacak. Sebebi de şu an İran’daki tüm araç parkurunun 1970-80’lerden kalma olması. Şimdi İran’ın açılması ile oradaki tüm otomotiv parkuru değişecek. Perakandede patlama olacak. Organize perakende yok, bakkal mantığıyla işliyor herşey, bununla beraber AVM’ler artacak. İnşaat çok büyüyecek, Tahran’da çok ciddi yatırımlar var. İran’ın kapalı devre bankacılık sistemi olduğu için dünyaya adapte olması adına dünyaca kabul görmüş bankacılık sistematiğinin yerleşmesi gerekiyor, dolayısıyla burada da çok ciddi talep olacak. İran dünyadaki en büyük petrol üreticilerinden biri. Sınırları da kaldırdıktan sonra petrol, petrokimya ürünlerinin üretimi, dışarıya ihraç edilmesi ve enerji alanlarında ciddi büyüme olacak. Altunkaya, neden Türk yöneticilere talep olduğunu şu sözlerle anlatıyor: “İran Türkiye’ye çok benziyor. 78 milyon nüfusu var, Tahran’da 15 milyon kişi var. Eğitimli, genç nüfus var. Ancak kapalı kalmışlığın getirdiği bir know-how eksikliği var. Neyi nasıl yapacaklarını bilmiyorlar. Dünya standardında iş yapma deneyimi yeterli olmadığı için Türkiye’deki yöneticilere çok ciddi talep olacak önümüzdeki yıllarda. Ayrıca Türklerin dil avantajı var, Türkleri seviyorlar, kültürümüz de yakın.”
EĞER ERKEN DAVRANMAZSAK RAKİBİMİZ OLUR Birleşmiş Markalar Derneği (BMD), İran’daki bu dönüşüme en erken hazırlanan kurumlardan biri oldu. 1-4 Eylül arasında Tahran ticaret turunu organize ettiler. 32 markadan 50 kadar temsilci İran’a giderek bu ülkedeki fırsatları inceledi. Bugün İran’da 29 markanın 135 satış noktası bulunduğunu söyleyen BMD Başkanı Sami Kariyo, “Eylül’de yaptığımız Tahran ziyareti sonrasındaki değerlendirmelere göre, pazara 20 yeni Türk markasının gireceğini öngörüyoruz. Bu markaların önümüzdeki 3 yılda 500 mağaza açmalarını bekliyoruz. Zaten pazarda var olan markalarımızın da açacağı yeni mağazalarla İran’da 3 yılda toplam 1.000 kadar satış noktasına ulaşmamız mümkün olabilecek. Bu ise markalı ihracatımızın bu sürede 5 milyar doları yakalaması anlamına geliyor. Türk markaları olarak İran pazarına ne kadar erken girersek o kadar avantajlı olacağız. İran’a güçlü biçimde yerleşemediğimiz takdirde İran gelecekte perakende, sanayi, turizm ve hatta askeri alanda Türkiye’ye rakip olacaktır” diyor.
Haberin Devamı
Yeni nesil işlerde fırsat var GENÇ Yönetici ve İş Adamları Derneği (GYİAD) Başkanı Serkan Sevim, İran’da madencilik, turizm ve otelcilik, demir-çelik, kimya, makine, otomotiv, inşaat malzemeleri sanayi, inşaat ve müteahhitlik gibi geleneksel sektörlerin yanı sıra Türkiye’nin genç girişimcileri için de İran’da yeni nesil işlerde çeşitli fırsatlar doğacağını söylüyor: “Bilişim, yazılım, dijital işler gibi teknoloji tabanlı işlerin yanı sıra iletişim, lojistik, gayrimenkul geliştirme ve sağlık hizmetleri gibi alanlarda işler ve ortaklıklar olabileceği düşüncesindeyiz. Ancak bu ortaklıkların hayata geçirilebilmesi için, ambargoların kalkmasının ötesinde, İran’ın da uluslararası hukuk kurallarına uyumu ve bankacılık sisteminin entegrasyonu büyük önem taşıyacaktır.”