İngiltere’ye Türkiye’den CEO transferi

2012 yılından bu yana Sodexo Türkiye’de CEO olarak görev yapan Burçin Ressamoğlu, Sodexo İngiltere Avantaj ve Ödüllendirme Hizmetleri İcra Kurulu Başkanı oldu.

Ressamoğlu, Sodexo İngiltere’yi çalışan yan hakları, teşvik ve ödüllendirme ve tüketici sadakat programları alanlarında büyütmeyi hedefliyor.

Viyana doğumlu olan Ressamoğlu, ortaokulu Türkiye’de Avusturya Lisesi’nde okumuş, orta sınıfta zorlanınca annesi tarafından liseyi okuması için Viyana’ya gönderilmiş. Viyana’da çok disiplinli bir okulda 4 yıl okuyan Ressamoğlu, aldığı bu disiplinin sonraki hayatında kendisine çok etkisi olduğunu söylüyor: “Bir Alman disiplini var bende. Erken gelirim, herşeyin zamanında yapılmasını beklerim, söylenen şeyin olduğunu düşünürüm. Bunlar benim orda aldığım kültürün etkileri.”

Ardından Bilkent Üniversitesi’nde uluslararası ilişkiler ve işletme okuyan Ressamoğlu, “Hep dış işlerine girmek, bir gün konsolos olmak, başbakan olmak gibi hayallerim var. Uluslarası ilişkiler okurken staj yaptım bakanlıkta sonra başka alanlara yöneldim. İşletme ağırlıklı dersler almaya başladım” diyor.

TÜRKİYE 3 KAT BÜYÜDÜ
Burçin Ressamoğlu iş hayatına STFA Ogden’de başladı. Daha sonra 2 yıl Siemens’te ve 14 yıl Philips’in farklı organizasyonlarında yöneticilik yaptı. Türkiye dışında Philips’in İsviçre ve Hollanda organizasyonlarında görev aldı. 2007 yılında Asya Pasifik’ten sorumlu İş Geliştirme Direktörü olarak atandı, Çin dışında 10 ülkeden sorumlu oldu. O dönem eşi ve biri 2, diğeri 8 yaşında olan iki kızıyla Shenzhen’e yerleşen Ressamoğlu, sorumlu olduğu 10 ülkeye sürekli seyahat etmek zorunda olduğundan 3 yılın sonunda geri dönmek istemiş. İstanbul’a dönerek Philips Orta Doğu ve Türkiye Direktörü olarak görev alan Ressamoğlu, fakat yine çok sık seyahat etmek zorunda kaldığı için dışarıda iş arayışına girdi. 2012 yılında Philips’ten ayrılarak bugüne kadar yürüttüğü Sodexo Türkiye Avantaj ve Ödüllendirme Hizmetleri İcra Kurulu Başkanlığı görevine atandı. Göreve gelince yeni bir takım kurup, tüm süreçleri gözden geçirdi, insan kaynakları ve pazarlamayı yeniden oturttu, dijital ürünler çıkardı.

Burçin Ressamoğlu, 2012’de Sodexo Türkiye’ye başladığında şitket ürünlerini kullananların sayısı 300 binlerdeydi. Ressamoğlu’nun görev aldığı 6 yılın sonunda müşteri sayısı 20 binin üzerine kullanıcı sayısı da 1 milyonun üzerine çıktı. Türkiye, Avrupa Bölgesi’nde Belçika ve Fransa’dan sonra üçüncü büyük ülke.

Son dönemde yine kariyerinde bir değişiklik isteyen Ressamoğlu’na Sodexo İngiltere CEO’luğu teklif edildi. Kızı da bu sene İngiltere’de üniversite okuyacak olan Ressamoğlu bu teklifi hemen kabul etti.

İngiltere’de Sodexo’nun 450 çalışanı var. 7 bin civarında müşteri ve 700 bin kullanıcıya hizmet veriyorlar. İngiltere’de işyerlerinde öğlen yemeği anlayışı bizdeki gibi olmadığı için Sodexo orada yemek kartı hizmeti vermiyor, en büyük hizmetleri ödüllendirme platformları, kreş yardımı ve devletin göçmenlere yaptığı sosyal yardımları yönetmek.

Ressamoğlu, “Sodexo’nun vizyonu çalışanların yaşam kalitelerini arttırmak olduğu için yaptığımız hizmetlerde artık daha çok çalışanların hayatlarını kolaylaştırmaya, çalışanları bağlamaya çalışıyoruz. Böylece müşterilerimiz de çalışanları mutlu olduğu ve bağlılıklar arttığı için bizimle olan işbirliklerini devam ettiriyorlar. İngiltere’de ana amacımız büyümek” diyor.

CİNSİYET DENGESİ CEO’LARIN PRİM HEDEFİ
Burçin Ressamoğlu kadın istihdamına önem veren bir yönetici. SWIFt - Sodexo Women’s International Forum for Talent’ın onur üyesi, Türkiye’de iş hayatında cinsiyet dengesi ve kadın temsilinin büyümesi konusunda çalışmalar yapıyor. Şirket içinde yetenek olarak görülen kadınların kariyerlerinde ilerlemesi için kurulan bu grubun yaptığı bir araştırma ile cinsiyet dengesinin yüzde 40’a 60 olduğu yerlerde verimliliğin, bağlılığın ve karlılığın arttığı tespit edilmiş. 40-60 dengesi, yüzde 40 kadın yüzde 60 erkek de olabilir, yüzde 60 kadın yüzde 40 erkek de olabilir, yöneticiler bu dengeyi sağlarsa verimlilikleri de arttırıyor. Tüm dünyada Sodexo liderleri eğitim, mentoring gibi programlarla bu 40-60 dengesini tutturmaya çalışıyor. Bu dengeyi sağlamak için çabalıyor olmak tüm CEO’ların prim hedeflerinin yüzde 10’unu oluşturuyor.

"DÖNÜM NOKTAM SATIŞA GEÇMEK OLDU"
“Philips’te çalışırken ülke müdürü olmayı bekliyordum, yüzde 100 ülke müdürü olacağım diye beklerken, başkanımız geldi ve başka bir ismi açıkladı. O zaman duvara çarptım. Bana ‘Burçincim çok iyisin de hayatında hiç satış yapmamışsın, sahaya inmemişsin’ dedi. ‘Aa öyle mi, peki o zaman’ dedim ve satışa geçtim. 3-4 yıl satış deneyimledim, sonradan anladım ki pazarlama da satış bilmeden yapılmazmış. Aslında yöneticiliği hakkını vererek yapmak için bir işi 360 derece görmek gerekiyor. Ondan sonra pazarlamaya bakış açım da değişti. Her pazarlamacının bir satışçıyla çalışması için, satış deneyimi olması için de zorlarım.

Sonra yurtdışı görevler de bir diğer dönüm noktası oldu, farklı kültürle çalışmanın ne kadar önemli olduğunu Çin’e gidince, orada da ayrı bir duvara çarpınca gördüm.

İletişim kurduğumu düşünüyordum ama kuramamışım, insanlar size saygı gösteriyor ama aslında o masanın sahibisiniz diye, anladım ki insanların kalbine dokunmak, size güvenmelerini sağlamak gerekiyor. Her ülkenin kültüründe farklı dinamikler var, bunları anlamadan başarılı olamayacağımı anladım, ondan sonra gittim çalışmaya başladım, Avustralya’daki insanlarla Malesya’dakilerin ne farkı var anlamaya çalıştım. Başarının sırrı insanları dinlemek, anlamak, onların kültürünün gerekliliklerine göre de kendini adapte etmek.”