İK ANALİTİĞİ EKİBİ VAR
DenizBank İK ve Akademi Grubu’ndan sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Yavuz Elkin: “Özellikle DenizBank gibi büyük organizasyonlarda gelen verinin hacmi oldukça fazla, yılda ortalama 2 bin 500 kişiyi işe alırken 500 bin kişilik bir aday havuzunu yönetiyoruz. Burada verinin akışı ve yönetimi konusunda önlemler alarak aradığımız adaya çabuk ulaşmanın ve ona ‘özel’ davranmanın yollarını arıyoruz. Alabildiğimiz kadar çok kaynaktan veri topluyoruz, bölümdeki çalışan bağlılığı sonuçları, çalışanın tuttuğu takım, hobileri, kişiye özel görüşme notları, çocuklarıyla ilgili detayları karar sistemlerine aktarıyoruz. İK analitiği ekibimiz mevcut iş tanımlarında başarılı olan çalışanların özelliklerini tespit ederek bu özelliklere benzer, pozisyona uygun aday profillerine ulaşmak için sistemler geliştiriyor. Hangi çalışanımızın ayrılmaya daha yakın olduğunu geçmiş istatistiklere dayanarak hesaplayabileceğimiz bir altyapı kurguladık.”
TÜM İŞ GÜCÜ PLANLAMALARI DATA ÜZERİNDEN YAPILIYOR
PepsiCo Türkiye İK Direktörü Birsen Çevik Akgünlü: “PepsiCo Türkiye İK ekibi olarak veri analizi araçları ile stratejik kararlara etki ettiğimiz en kritik dönem 2010 yılında başlayan Pepsi Cola ve Frito Lay şirketlerimizin birleşme süreci oldu. Her iki organizasyon için stratejik yetkinlik analizinin yapılması, PepsiCo şirketini başarıya ulaştıracak kritik yetkinliklerin belirlenmesi gibi tüm süreçlerde, yaptığımız veri analizi çalışmaları doğrultusunda karar aldık. Birleşmeden sonraki dönemde yapacağımız eğitim ve geliştirme yatırımlarına bu analizler ışığında karar verdik. İş gücü planlamasında her şey data üzerinden çalışıyor, 5 yıl sonra nereye gideceğimiz, dışarıdaki trendler, bendeki yetkinlikler neler vs tüm bunların data üzerinden bir resmini çıkarıyor merkez. Örneğin yöneticisi sık değişen kişilerde daha çok istifa görüldüğünü gösterdi bize veriler. Ayrıca terfi ya da maaş artışıyla insanların elde tutulamayacağını ispatladı. PepsiCo olarak, 80 ülkedeki 264 bin çalışanımız için tek bulut tabanlı İK platformuna geçiş yapan ilk çok uluslu büyük işveren konumundayız.”
VERİ, ALTIN KADAR KIYMETLİ OLACAK
Microsoft Türkiye İK’dan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Esra Gaon: “Büyük veri kullanımı ile İK, başarılı adayların çalışan havuzuna kazanılmasında daha analitik ve stratejik olma fırsatı yakalar. Bu veriler işverenlerin yanlış kişileri işe almasının önüne geçebilir. İşe alım sırasında paylaşılan öz geçmişlere ve iş görüşmesi sırasında bırakılan izlenimlerin ötesine geçerek büyük veri ile çeşitli sosyal medya profilleri, çevrimiçi özgeçmiş veri tabanları, istihdam kayıtları, uygulamalar, testler ve hatta rekabet tabanlı oyunlarla potansiyel çalışanlar hakkında daha fazla bilgi edinilebilir. LinkedIn’in satın alınması, Microsoft’un yetenek gelişimi ve etkili insan kaynağı yönetiminde büyük veri teknolojisine ne denli önem verdiğinin somut bir kanıtı. Endüstri 4.0 ile birlikte veri şirketler için altın kadar kıymetli, petrol kadar değerli bir yatırım olacak. Veriyi akıllı kullanan ve ona yatırım yapan şirketler de daha çok kazanacak.”
‘İŞİN GELECEĞİ’ DİYE ROL ATADILAR
GE Global Yetenek ve Organizasyon Geliştirme Direktörü Belgin Ertam: “Bir çalışan daha şirketimize katılmadan önce, elektronik ortamda şirketimize başvuru yapıyor, olumlu olan adaylar şirketimize katıldığı anda bilgiler otomatik olarak çalışan profiline kayıt ediliyor. Çalışana, performansına, atamalarına, eğitim ihtiyaçlarına, mobilitesine kadar her türlü bilgi ortak bir veri tabanında tutuluyor. Dünyanın 180 ülkesinde, 300 binden fazla çalışanı olan bir şirket olarak, bu bizim icin çok önemli. Bu anlamda istediğimiz demografik bilgiye çok kısa sürede ulaşabiliyoruz. Örneğin, bir ülke ya da bölgenin, orta ve uzun vadede büyüme planlarını göz önünde bulundurarak ve liderlerimizle yakından çalışarak uzun vadeli stratejik iş gücü planlama çalışması yapıyoruz. Yedeklenme planları için özel bir algoritma kullanıyoruz ve bazı roller için en uygun yedekleme olasılıklarını sistem bize getiriyor. Bazen aklımıza gelmemiş olan olasılıkları teknolojinin yardımıyla fark etmemiz daha bütünsel kararlar verebilmemizi sağlıyor. Gelecekte big data çok daha fazla kullanılacak, hayatımızın her aşamasında olacak. Bunun farkında olan bir şirket olarak, üst düzey bir yöneticimiz ‘Future of Work’ adı altında bir role atandı.”