Vizyonlarının ‘Şimdi ve gelecek için daha iyi bir çalışma hayatına liderlik etmek’ olduğunu söyleyen Berna Öztınaz, PERYÖN’ün önümüzdeki günlerde açacağı temsilciliklerle tüm Türkiye’ye yayılacağını söylüyor.
Haberin Devamı
3 bin 500 üyesi ile 2.5 milyon çalışana dokunan PERYÖN Türkiye İnsan Yönetimi Derneği, geçtiğimiz hafta 26. İnsan Yönetimi Kongresi’ni düzenledi. Kongre sonrası PERYÖN Yönetim Kurulu Başkanı Berna Öztınaz ile çalışma hayatının nasıl şekillendiğini konuştuk. Bu değişim ve dönüşüm döneminde İK profesyonellerinin, dijitalizasyonla ilgili alanların ve Sivil Toplum Kuruluşları’nın (STK) önünün çok açık olduğunu söyleyen Öztınaz, “Sivil toplum örgütlerinde çalışma isteyenler için çok doğru bir zaman. Sürdürülebilirlik çağın gerçeği. Mega trendlerde iklim değişikliklerinden, insan ömrünün uzamasından, göçten bahsediyoruz, tüm bunları göz önüne aldığınızda şirketlerin sosyal etkiyi hesaba katmamak gibi şansı yok. Sürdürülebilirlik projeleri gittikçe önem kazanacak, bu işin bir parçası olacak. Dolayısıyla STK tarafında da ciddi fırsatlar olacak” diyor.
2018 nasıl bir yıldı çalışma hayatı açısından? Dünya için de zorlu ve dalgalı bir yıl. Bence mega trendlerin etkilerini de görmeye başladığımız bir yıl. Baktığınızda hem ekonomik, sosyal, politik belirsizlikler ve dalgalanmaların yoğun olduğu bir yıl oldu hem de hep gelecek diye konuşulan mega trendler, mesela insan ömrünün uzaması, biyoloji ve bilimde yapılan bir takım keşifler artık elle tutulur hale geldi. İklim değişikliğinin ciddi etkileri ve tabii ki yapay zeka, sanayi 4.0 ve dijitalizasyon, artık ciddi ciddi günlük hayatın içine girmeyi başladı, bence insanoğlunun tam olarak bir kararla yüzleştiği bir yıl oldu. Biz kendi tutumumuzun nasıl olduğunu belirlemeye çalışıyoruz sadece. Türkiye zaten belirsizliklere alışık bir ülke. Bunda sonra da belirsizlikler olacaktır. Evet bir dönem moraller bozuldu, daha iyiye mi gidilir, daha kötüye mi gidilir diye soru işaretleri oldu. Ama benim en azından 2 bin 500 kişinin katıldığı kongreden süzdüğüm şey, ciddi bir umut havası, pozitif bir kararlılık, daha çok çalışmaya ve üretmeye yönelik de bir isteklilik idi. Herkeste bu moralsizlik havasından çıkıp önümüze bakalım havası var.
KİLİT ROLLER DEĞİŞTİ Şirketlerde durum nasıl? Şirketler için zor dönem. Çünkü değişim yönetimi ile tam olarak yüzleşti şirketler ve kendi içlerinde de çok değişiklik yaşadılar. Sadece ekonomik açıdan değil. Kilit kadroların, kilit isimlerin sıklıkla değiştiği, yerine yenilerinin konduğu, sistemlerde değişikliklerin yapıldığı bir sene oldu. Masraflı, maliyeti yüksek ve uygulanması zor sistemlerin birer birer elendiğini gördüğüm bir yıl oldu. Profesyonel açıdan baktığımda da bir dönüm noktası senesi aslında. Bence finansal zorlukla bazı açıdan kararların daha hızlı verilmesine daha sadeleşmeye yol açtı. Bu da olumlu kısmı. Ben 2018’in sonunu ve 2019’un başını daha çok bir toparlanma ivme kazanma yılı gibi görüyorum.
Önümüzdeki yıl outplacement’ın (işten çıkarılan çalışana sunulan iş bulma, işe yerleştirme danışmanlığı) artması bekleniyor, siz ne düşünüyorsunuz bu konuda? Bu doğru ama her tür olumsuzluk kendi içinde fırsatını barındırır. Evet bir takım küçülmeler var ama diğer taraftan baktığınızda hiç almadığı kadar alım yapan şirketler de görüyoruz.
HIZLI VE SADE OLAN KAZANIR Hangi sektörler mesela? İlaç mesela, ilacın yıllarca çok küçüldüğü dönemler vardır ama Türkiye’ye yatırım yapan ilaç şirketleri bugün işe alım yapıyorlar. Otomotivde enteresan gelişmeler var. Sistemleri elden geçirmek gerekiyor. Şu anda hızlı, hareketli ve sade şirketler kazanacak. Ne kadar hızlı olur, ne kadar çok değişime ayak uydururlarsa, sistemleri, yaklaşımları ne kadar esnekse o şirketlerin önü açık. Bu yaklaşımla ilerleyen şirketler ivme kazanıyor. Diğer şirketler de o zorluklarla bir öğrenme süreci geçirip, o zorlukları aşıp ilerleyecek. Aşamayacak olanlar da olabilir tabii ki bu iş hayatının gerçeği her zaman var ama senin ne kadar hızlı adapte olduğunla paralel ilerleyecek bütün gelişmeler.
Değişim hep devam edecek… Öyle tabii ki. Birkaç şey bir arada geldi. Sanayi 4.0’ın da etkilerini biz son 2 senedir yoğun hissediyoruz. Şirketlerin çoğu adını bilmeden sanayi 4.0’ı yaşıyor. Neyle karşı karşıya olduğunu çok da adlandıramadan onu yaşıyoruz. Bence şirketlerin kendi çalışanlarını farklı alanlarda kullanmaya başlayacakları, daha esnek çalışma saatleri, esnek çalışma sistemleri getirecekleri bir yıl, bir eşik de olacak. Akıllı yönetilirse içinde çok fırsat barındıracağını sanıyorum.
STL’LARDA ÇALIŞMAK İÇİN DOĞRU ZAMAN Bu dönmede öne çıkacak meslekler neler? İK profesyonelleri için çok önemli bir çağ. Geleceğin nasıl geleceğini 3 aşağı 5 yukarı kavrayabilen İK profesyonelleri ve tepe yöneticileri için altın çağ. Bu değişikliklere adaptasyonu yüksek, esnek düşünebilen, vizyonu geniş, kendine yatırım yapan, bütünü görmeye odaklı, detayda kaybolmayan, iç motivasyonu yüksek insanlar için çok doğru bir dönem. Mutlaka dijitalizasyonla ilgilenen her pozisyonun önü açık. Değişim yönetimini iyi bilen her pozisyonun önü açık. Sivil toplum örgütlerinin önü çok açık. Sivil toplum yöneticiliği, sivil toplum örgütlerinde çalışma isteyenler için çok doğru bir zaman. Sürdürülebilirlik, çağın gerçeği. Bir de mega trendlerde iklim değişikliklerinden, insan ömrünün uzamasından, göçten bahsediyoruz, tüm bunları göz önüne aldığınızda şirketlerin sosyal etkiyi hesaba katmamak gibi şansı yok. Sürdürülebilirlik projeleri gittikçe önem kazanacak, bu işin bir parçası olacak. Diğer tarafta da iletişim teknolojilerinin bu kadar hızlı ilerlemesi sebebiyle bir sürü boşluk ortaya çıkıyor ve STK’lar o boşluklarla alakalı çalışmak durumunda. Hükümetleri, kuruluşları, şirketleri desteklemek durumunda. Dolayısıyla STK tarafında da ciddi fırsatlar olacak. Zaten trendlere baktığımızda gençlerin STK’lara ciddi bir ilgisi var. Ama geleneksel STK’lar değil gençlerin baktıkları, daha fazla etkiyi, daha kısa zamanda bürokrasiden arınmış STK’larda çalışmak istiyorlar.
Dünyanın STK’lara hiç bu kadar çok ihtiyacı olmamıştır. Dünyadaki değişimin ayak uydurmaya tek başına hiçbir kurum ya da kuruluşun hızı yetmez. Bu kadar çok belirsizliğe bakarken her şeye cevap vermenin sihirli bir anahtarı yok. Dolayısıyla her alandaki STK’lara, sosyal inisiyatiflere, kişisel inisiyatiflere çok iş düşecek bir dünyaya bakıyoruz. STK’lar daha da büyüyecek, üzerlerine düşecek görevler daha da büyüyecek. O alandaki hazırlık gereğinin de farkında olmak lazım. Şimdi yapmaya çalıştığımız şey o ihtiyaca cevap verebilecek alt yapıyı, yaklaşımı da kurabilmek aynı zamanda.
Haberin Devamı
2019 ZAM ORANI YÜZDE 16.6 PERYÖN Türkiye İnsan Yönetimi Derneği tarafından düzenlenen, perakende, profesyonel hizmetler, otomotiv, endüstriyel üretim, ilaç gibi 20’yi aşkın sektörün ve holdinglerin 100’den fazla şirketin katılımıyla temsil edildiği araştırmanın sonuçlarına göre 2019 yılı için şirketlerin bütçeledikleri ortalama ücret artışı yüzde 16.6. Araştırma raporunda bu rakamın geçtiğimiz iki yıl ile kıyaslandığında dikkate değer bir şekilde yüksek olduğuna ama bunun sebebinin 2019 yılı için öngörülen enflasyon oranı olduğuna dikkat çekiliyor. Raporda şöyle deniyor: “Geriye dönük iki yılın oranlarına baktığımızda, 2017 yılında ortalama yüzde 9.6 ücret artışı bütçelenirken gerçekleşen oran ortalama yüzde 11.2 olmuş. 2018 yılında ise, bütçelenen ücret artış oranı yüzde 8-9 iken artış yüzde 10.8 olarak gerçekleşmiş. Çalışan memnuniyetini öncelikleri arasına alan şirketlerin bütçeledikleri artışın altına inmeyeceğini tahmin ediyoruz. Ücret artış oranlarını 2019 yılında en çok etkileyecek unsurların enflasyon baskısı ile döviz kurlarındaki dalgalanmalar olacağı aşikar, bu nedenle 2019’da gerçekleşecek ücret artışlarında herhangi bir değişiklik olup olmayacağını önümüzdeki yılın raporunda hep birlikte göreceğiz.”