Türkiye’nin İstanbul, Ankara gibi metropollerinde birkaç senelik iş deneyiminden sonra hemen hemen her çalışanın hayali, emekli olunca sayfiye bir yere yerleşmek oluyor. Bu hayalin temelinde ise şehir hayatının stresi ve yoruculuğu yatıyor. Her gün trafikte geçen zamanlar, şehrin neresine kaçarsak kaçalım bitmeyen kalabalıklar, hatta zaman zaman karşılaşılan kabalıklar derken, hafta içi günler kayıp gibi geliyor insana. Hafta sonları ise ruh hâlimizi tedavi etmekte, enerjimizi tazelemekte yetersiz kalıyor çünkü şehirde nefes alınacak sakin yerlerin bile her köşesi tutuluyor. Şurada bir hafta sonu kahvaltısı yapalım dediğiniz bir mekânda, oturacak bir masa bulamıyor, aracınızı park edecek bir yer arayıp, duruyorsunuz öyle değil mi?
Tüm bunları yaşadıktan sonra da emekli olunca Bodrum’a, Ayvalık’a, Antalya’ya, İzmir’e vb. yerleri yerleşeceğim gibi sözleri, kendimize ve çevremizdekilere tekrar edip, duruyoruz. Akdeniz’de, Ege’de veya Karadeniz’de yaşamayı arzu etmemizin nedeni ise yılda 1 veya 2 kez olsa da tatil huzurunu oralarda buluyor olmamız öyle değil mi?
Elbette tatilin rahatlığı kadar olmasa da metropollerin dışında kalan yerlerde stresten ve kabalıktan arınmış bir şekilde yaşamak mümkün hem de çalışırken. Yani, aslına bakarsanız emekliliği beklemeden ülkemizin sayfiye yerlerine yerleşip, günbegün solduğunu düşündüğünüz hayatınızı yeşertebilirsiniz. Eminiz ki çevrenizde bunu başarabilen arkadaşlarınız vardır. Eğer sizin de böyle bir hayaliniz varsa yıllar sonra gelecek emekliliği beklemek yerine harekete geçip, hayalinizdeki şehirde hem çalışmak hem de yaşamak için iş fırsatlarını değerlendirebilirsiniz.
Metropollerdeki yüksek kiralar, gürültü, market kasalarındaki uzun kuyruklarda geçirilen zamanlar, işe yetişebilmek için sabahın köründe uyanmalar, trafikten dolayı hem işe hem eve geç kalmalar derken, bir günü diğerine bağlıyoruz ve yoğun stres hissediyoruz.
Elbette büyük şehirlerin zorluklarının yanı sıra keyifli tarafları da var. Mesela İstanbul Boğaz’ının güzelliğini dünyaya değişebilir miyiz? Tabii hayır! Veya uzun bayram tatillerinde boşalan şehirde tüm yolların, parklardaki piknik masalarının size kalmış olmasının tarifsiz mutluğu gibisi var mı? Normalde şehir içinde 1,5 saatte ulaşabildiğiniz bir noktaya, herkes tatildeyken 15 dakikada varabildiğimizde yüzümüzde oluşan tebessümün tadı, damağımızda kalıyor olsa gerek. Metropollerde çalışmanın tüm zorluğuna karşın eminiz ki bu hızlı hayatı seven, “oralarda sıkılırım ben” diyen yüz binler de vardır. Ama benim hayalim, sayfiye bir yer diyorsanız, emekliliği beklemeden Akdeniz’de veya Ege’de yaşamak, çalışmak için iş fırsatlarını değerlendirebilirsiniz. Belki siz, oraları; oralar da sizi arıyordur.