İş dünyası, her geçen gün yeni mezun ve genç profesyonellerin akınına uğruyor. İyi üniversitelerden, iyi eğitimler ile mezun olan birçok genç, iş dünyasının kapısını aralıyor. Bugün çalışma hayatına ilk adımlarını atan yeni mezunların, yarının liderleri olması bekleniyor. Ancak bu noktada bir sorun var.
Günümüz iş dünyası teknik bilgi ve becerilerin yanı sıra, duygusal ve sosyal becerilere de ihtiyaç duyulan zorlayıcı bir pazar haline dönüşmüş durumda. Ama öngörülemez bir hızla iş dünyasına giren, bilgisayarları, akıllı telefonları ve tabletleri ile ayrılmaz bir bütün haline gelmiş, her an “çevrimiçi” bu yeni nesil, yaygın ve genel adı ile “Y jenerasyonu”, iş dünyasında ihtiyaçları olacak duygusal ve sosyal becerilere yeterince sahip görünmüyor.
Yüz yüze iletişimden çok internet üzerinden iletişimi tercih eden genç profesyoneller, kendilerini sözlü olarak değil yazılı olarak ifade ediyorlar. Ancak iş hayatında ise takımlar arası işbirliği ihtiyacı ve dolayısıyla sözlü iletişimin önemi her geçen gün daha çok artıyor, başarı için en kritik faktörlerden biri, insan ilişkilerini iyi yönetmek haline geliyor.
İK’cılar endişeli
Yönetim danışmanlığı şirketi Hay Group’un, ABD, Çin ve Hindistan’dan 450 insan kaynakları yöneticisi ve 450 yeni mezun ile yaptığı araştırmaya göre İK yöneticilerinin yüzde 86’sı, yeni mezun profesyonellerin, gelecekte başarılı bir lider olabileceklerinden endişe duyuyor. Araştırmaya katılan;
- İK yöneticilerinin yüzde 92’si, iş hayatında kişilerin başarıya ulaşmasını sağlayacak en önemli faktörün duygusal ve sosyal beceriler olduğunu düşünüyor.
- Öte yandan yeni mezunların yüzde 69’u ise duygusal ve sosyal becerileri geliştirmenin, işlerini yaparken önlerine çıkan bir engel olduğu ve sosyal beceriler olmadan da başarıya ulaşabilecekleri inancını taşıyor.
- Yeni mezunların yüzde 48’i, işin yapılabilmesi için başkalarının hislerinin önemli olmadığını düşünüyor.
- İK yöneticilerinin yüzde 80’i, duygusal ve sosyal becerilere sahip genç profesyoneller bulmakta zorlandıklarını belirtiyor. Buna ek olarak yüzde 88’i de teknik bilgi ve becerilerin yanı sıra duygusal ve sosyal becerilere sahip genç profesyonellerin artık altın değerinde olduğunu vurguluyor.
Sosyal beceriler gelişim alanı olarak görülüyor
Türkiye’deki durum da dünyadaki gelişmelere paralel ilerliyor. Şirketlerdeki Y jenerasyonu oranı büyük bir hızla artıyor. Hay Group’un “Türkiye 2014 Ücret ve Yan Haklar Araştırması”na göre, şirketlerin yüzde 78’i, 2014 yılında yeni mezun aldığını bildiriyor. Bu demektir ki Türkiye’de neredeyse 10 şirketten 8’i, genç profesyonelleri şirketlerine çekmeyi başarmış durumda.
Hay Group Türkiye Genel Müdürü Gökhan Toğrul, şirketlerin bu genç profesyonelleri elde tutmak ve onları geliştirmek için gelişim planları sunmaları gerektiğine dikkat çekerek şu değerlendirmeyi yapıyor: “Genç profesyoneller, geleceğin yetenekleri olarak görülüyor. Sektöre göre değişiklik gösterse de Türkiye’deki şirketlerin büyük bir çoğunluğu yeni mezunlarına yönelik özel programlar açıyor. Bu programlar ile çalışma hayatına giren genç profesyoneller, diğer yaşıtlarına göre bir adım önde oluyor. Bu programlar, bir takım sınıf içi eğitim, koçluk ve pratik uygulamalar ile yeni mezunların işe alışma dönemlerini hızlandırmayı amaçlıyor. Fakat başarıyı getirecek olan sosyal ve duygusal becerilere yönelik kişiye özel bireysel gelişim planlarını yaygın olarak görmüyoruz. Genç yeteneklerin teknolojik dünya ile ilişkilerini ön plana alarak tasarlanan gelişim planı uygulamaları yapan şirketler azınlıkta. Ama yine de bir umut var. Çünkü Hay Group Türkiye’nin ücret ve yan haklar araştırmasına katılan şirketlerin yüzde 36’sı, sosyal ve duygusal becerileri bir gelişim alanı olarak görüyor ve bu alanda inovasyon yapmak istediklerini belirtiyorlar.”