Çocuğumuzu yabancılarla başbaşa bırakıyoruz

1dk okuma

Psikiyatrist Prof. Dr. Bengi Semerci, aileleri uyardı: “İnternet, evinizde çocuğunuzun odasına kendi elinizle koyduğunuz bir sokak aslında. Çocukları sokağa çıktıklarında ‘sakın yabancılarlar konuşma’ diye uyarırız ama biz tanımadığımız insanları çocuğun odasına alıyoruz. Çocuk bir tuşla terör örgütüne de katılabilir, uyuşturucu da satın alabilir.”

Haberin Devamı

Sağlık ve Eğitim Vakfı (SEV), çocuğu ile teknoloji arasında sağlıklı ve dengeli bir bağ kurmanın yollarını arayan veliler için bir söyleşi düzenledi. Raffles İstanbul Otel’de yapılan “Teknoloji: Çocuklarımızla Aramızdaki Yeni Bir Bağ mı Yoksa Duvar mı?” konulu söyleşide konuşan psikiyatrist Prof. Dr. Bengi Semerci, velilere şu önerilerde bulundu:

- Şimdiki ergenlerin özgürce sosyalleşme alanı olarak seçtikleri yol sosyal medya. Ancak teknoloji ve sosyal medya, çocuklar için çok ciddi tehlikeler barındırıyor. Öyle sadece filmler falan yetmiyor çocuklar için, haberler, programlar, diziler, reklamlar da var. Taciz, cinsiyet ayrımcılığı, şiddet, korku, cinsellik, madde kullanma, suça özendirme gibi bir çok risk var. Çocuğu çok dikkatli izlemek gerekiyor.

- Tamamen yasaklamak mümkün olamıyor ama mutlaka sınır koyulmalı ve denetlenmeli. Çocukla bu konuda nerede didişmek, nerede korumak gerekiyor o sınırı da bilmek gerekiyor. Çocuklara ‘bu çok kötü bunu elleme’ demek yerine ‘ben bunu kontrol etmeliyim’ demek gerekiyor. ‘Benim izin verdiğim kadar yapabilirsin, ben bunu kontrol edebilirim’i çocuğa hissettirmekte fayda var.

- Çocuğunuzu takip edebilmeniz için teknolojiye hakim olmanız lazım. Onlar sizden çok daha iyi biliyorlar. Nasıl kullanacağımızı mutlaka bilmeliyiz. Çocuğunuz varsa öğreneceksiniz. Hiç olmazsa onunla paylaşacak kadar, ne yaptığını anlayacak kadar öğreneceksiniz. Bunu yapmak o kadar da zor bir şey değil. Bir oyunu çok seviyorsa oturun onunla oynayın. Bir görün gerçekten nasıl, ne zararı olabilir. Bunları çocuğunuz için yapmalısınız.

Bilgisayarı odasına koymayın
- İnternet, evinizde çocuğunuzun odasına kendi elinizle koyduğunuz bir sokak aslında. Halbuki sokağa çıktığında ‘yanına yabancı biri gelirse sakın konuşma’ deriz, çocuğu uyarırız. Ama biz tanımadığımız insanları üstüne para vererek alıyoruz ve çocuğumuzu odasına sokuyoruz.

- Çocuğun odasına bilgisayar koymak ve eline vermek çok büyük risk. Kontrol etmek, çok iyi denetlemek gerekiyor. Bilgisayarı ortak alanda kullanırsanız denetleyebilirsiniz. Bu nedenle odaya değil, örneğin evin salonunda kullanın.
- Küçük yaştaki çocuğa tablet ya da akıllı telefon almayın. Onun tableti olamaz, o sizin tabletinizdir. ‘Oyun mu oynamak istiyorsun, tamam benim tabletimde, şu saatte, şu kadar süre oynayabilirsin’ dersiniz. Sizin müsaade ettiğiniz kadar oynar bilgisayarda.
- Unutmayın, patron sizsiniz! Merak etmeyin ruh sağlığı etkilenmez tableti yok diye. Küçük bir çocuğa tablet ya da akıllı telefon alınmaz! Gece 11’de eve gelmek istese bu yaşta izin verecek misiniz? Hayır, çünkü yaşı uygun değildir değil mi?
- İnternette para harcama konusuna çok dikkat edin. Özellikle uyuşturucu tuzağına düşebilir. ‘Benim çocuğum yapmaz’ demeyin. Hepimizin çocuğu her şeyi yapabilir. Mesajlarını, bireysel hesaplarını kontrol çok önemli. En baştan sınırlama getirin, anlaşmanızı koyun. En başta bırakıp sonra yasaklamak işe yaramaz.

Çocuğa sınır koyun
- Bilgisayarda sınır koyup denetlemek, çocuğun özeline müdahale değildir. Türkiye’de bizim çok ciddi bir ‘sınır’ sorunumuz var. Kendi sınırlarımızı da başkalarının sınırlarını da bilmiyoruz. Çocuklarda da sınır koyamadığımız için onlar hep şanslarını zorluyorlar, sınırı aşmaya çalışıyorlar. Kural öğretmiyoruz, uygulamıyoruz. Saat dokuzda yatılacak deriz ama çocuk ‘beş dakika daha’ dedikçe izin veririz. Çocuk böylece aslında dokuzda yatılmadığını öğrenmiş olur.

- Teknoloji, çocuğumuzla aramızda bir bağ değil duvar, hatta duvar ötesi bir şey. Çocuğun teknolojiden sağlıklı ve dengeli yararlanması için her şeyden önce yetişkinlerin ona doğru örnek olması gerekir. Eğer bütün gün annenin elinden telefon düşmüyorsa, baba elinde kumanda gözünü televizyondan ayırmıyorsa, o çocuklar için anne ve baba modeli böyle bir şey oluyor. Bu anne ve babaların ‘hadi kalk biraz kitap oku faydalı bir şey yap’ demeye asla hakkı yoktur.

Uyuşturucu bir tuş ötede
- İnternetten çok rahat uyuşturucu madde siparişi verilebiliyor. Porno siteleri büyük bir tuzak. Tanınmış ve çok aranan isimleri aradığınızda karşınıza porno siteleri çıkabiliyor. Özellikle ergenleri hedefliyorlar. Aynı anda on sayfa peş peşe açılıyor ve durduramıyorsunuz. IŞİD gibi örgütlerin ergenleri etkilemek için kullandıkları son yöntemlerden biri de bu porno siteleri.

- Çocuklar, akıllı telefon istediklerinde özellikle ‘bütün arkadaşlarımın var, sadece benim yok’ diyerek anne ve babalarını ikna ediyorlar. ‘Bütün çocuklar bunu kullanıyor, herkesin var’ diyorlar. Oysa ki herkesin yok. Sınıfında olabilir ama 26 milyon çocuk var ve hepsinde telefon yok.

Akran zorbalığına dikkat
- Yurtdışındaki okullarda çok olan, Türkiye’de henüz gündeme gelmeyen ama yakında patlayacak olan akran zorbalığı ve siber zorbalık hızla artıyor. Orta ve lise düzeyinde daha sözel, acıtıcı, soyutlayıcı, yaralayıcı, daha depresyona hatta intihara sürükleyici boyutlara geliyor.

- Akran zorbalığına uğrayan çocuklar yani kurbanlar, durumu aileleriyle paylaşmıyorlar, kendi başlarına halletmeye çalışıyorlar. Okulda çocuğunuzun arkadaş çevresini bilin, yaşadıklarını sizinle paylaşmalarını sağlayın. Çok çok zorlanmadıkça asla paylaşmıyorlar. Çünkü ‘şikayet etti, bak bebek’ diyecekler ve iyice dışlayacaklar diye korkuyorlar. Onun için aile ve okul birlikte bu konuyu ele almalı.

Haberle ilgili daha fazlası: