Çalışanlara "ailen için ne yaparsın" diye sorduk

1dk okuma

Diyabet tedavisi alanında hizmet vermek üzere 1923 yılında Danimarka’da kurulan Novo Nordisk, bugün dünya genelinde 41 bin çalışana sahip bir vakıf firması. Türkiye’de 300 çalışanıyla hizmet veren firma bu yıl En İyi İşyeri Ödülü ve kadın istihdamından dolayı Fırsat Eşitliği Sertifikası aldı. 1 yıl önce göreve geldiğinde şirkette aile kültürünü yaymak için çalışmalara başladığını söyleyen Novo Nordisk Türkiye Genel Müdürü Dr. Burak Cem sorularımızı yanıtladı.

Haberin Devamı

Bir vakıf firması olmak ne katıyor?
Yüzde 51’imiz hâlâ vakfın sahip olduğu bir firma, dolayısıyla alınamayız, satılamayız. Bu ne özellik sağlıyor. Mesela benim gibi doktor olan bir kişi bu firmada gurur duyarak çalışıyor çünkü amacı dünyadan diyabeti temizlemek. Bir firma dünyadan tedaviyi bulacaksa bu Novo Nordisk olacak. Elbette finansal hedefleri var firmanın ama bunun arkasında tüm cirosunun (şirketin cirosu 15 milyar Euro) yüzde 14’ünü araştırma geliştirmeye harcıyor.

Türkiye’de kaç çalışanınız var?
Türkiye’de 300’ün üzerinde çalışanımız var. Yüzde 10’u klinik araştırmalar dediğimiz araştırma geliştirmede çalışıyorlar. Türkiye’de 13. ilaç firmasıyız. Diyabet alanında birinciyiz, diyabette yüzde 31 pazar payımız var, insülin alanında ise yüzde 51. Dünyanın insülin üretim lideriyiz.

TÜRKİYE’DE 7 MİLYON DİYABETLİ VAR
Bu yıl yeni alımlar olacak mı?
Biz geçen senenin başı itibariyle 50 yeni arkadaşı aramıza kattık. Türkiye stratejik bir pazar ve ülke. Diyabet prevelansına (görülme sıklığı) bakarsanız her 10 yılda iki katına çıkıyor. Bundan 10 yıl önce prevelans 7.2 idi, şimdi 13.7. Bu da 7 milyon diyabetli hasta var Türkiye’de demek oluyor. 10 yıl sonra ikiye katlanacak 14 milyon kişi olacak. Biz 90 yılımızı bu alana harcadığımız için burada yatırımlarımız aynı hızla devam edecek, şu an yeni ürünleri nasıl Türkiye’de hekimlerin kullanıma açarız diye çalışıyoruz. Bunun dışında çok büyük klinik araştırmar yatırımlarımız var. Türkiye 5.’siyiz klinik araştırmalarda. Bunun için her yıl Türkiye’de 14 milyon TL yatırım yapıyoruz.

Dünyada kaç diyabetli var?
425 milyon diyabetli var dünyada. 2025 yılında 640 milyon olması bekleniyor.

Neden bu kadar hızlı artıyor?
Teknolojiyle birlikte sedanter yaşam, fast-food alışkanlıkları, hızlı yemek, tv karşısında geçirilen vakit hem obeziteyi tetikliyor hem de diyabet prevelansını arttırıyor, genetik geçiş de söz konusu. Bu arada diyabet önlenebilir bir hastalık. İyi bir egzersiz ve diyetle diyabeti geciktirebilir veya hiç diyabet olmayabilirsiniz.

BU ŞİRKETTE İSKANDİNAV KÜLTÜRÜ VAR
Çalışma hayatında da pek çok diyabetli var. Siz diyabeti engellemek, çalışanlarda bilinç yaratmak, onlara daha sağlıklı iş ortamları sunmak için bir şeyler yapıyor musunuz?
Novohealth denilen bir sağlıklı yaşam konsepti var. Sağlıklı ve düzenli beslenmelerini sağlamak adına çalışanlarımıza gün içinde kahvaltı, sağlıklı atıştırmalıklar, meyve, sebze ve sağlıklı içecek ikramları sunuyoruz. Dolabımızda şekerli içecekler asla olmaz.
Çalışanlarımızı fiziksel aktivitelerini arttırmayı teşvik ederiz. (walk&talk meetings, count your step gibi uygulamaları ilham vermesi için paylaşıyoruz.)

Dumansız hava sahası ve sigara içilmeyen ofis kültürünü benimsiyoruz.

Bulunduğumuz fiziksel ortamı da değiştirdik. Masaların boyu ayarlanabilir, aşağı inip yukarı çıkabilir, uzun süre aynı noktada oturmalarını istemeyiz. Bilgisayarlar da inip çıkıyor, masanın altında da ayaklıklar var…

Bu firma biraz İskandinav kültürüyle büyüyen bir ülke. Açık, dürüst iletişim yanında insana odaklı, kişilere saygılı bir ortam yaratmaya çalışıyoruz. Hiyerarşinin minimum olduğu bir yapı bu. Bizim CEO’muz Danimarka’da bisikletle ofise gelirdi. Kültürlerinde var, bu diğer çalışanları da etkiliyor.

Çalışan bağlılığını arttırmak için neler yapıyorsunuz?
Göreve 1 yıl önce başladım. 8 kişiyiz yönetim kurulunda. Biz Novo Nordisk ailesiyiz dedik. Geçen yıl tüm saha ekibinin de katıldığı dönem toplantısında “ailen için yaparsın”, “ailen için ne yapmazsın” diye sordum. Böyle düşününce biraz daha dokunuyorsunuz çalışanlara, sözde kalmıyor. Aileni seversin, korursun, yan yana durursun, desteklersin, açık, dürüst olursun, bunu organizasyonda her bireye hissettirmeye çalıştık, bir çok etkinlik yaptık bununla ilgili. Her ay yaptığımız benim şirketim toplantılarının öncesinde yönetime sor diye bir web sayfası açtık, buradan isimsiz sorular sordular.

Neler sordular size?
Sene başında maaşlar, eğitim konuları gelirken sene sonunda öneriler gelmeye başladı. Her şeyi paylaştık, konuştuk. Genel müdür kahvaltıları düzenledik. Her ay en azından bir defa. ‘Sen varsan iş değişir’ dedik…

Tüm çalışanlara iklim anketi yapıyoruz, bu anket globalden geliyor, sonunda yurtdışından her departmana raporlar geliyor, aksiyon planları çıkıyor.

Türkiye genelinde iklim nasıl çıktı? Nelerin değişmesini istiyorlar?
Bizde en yüksek skorlar şunlardan gelir “Novo Nordisk’in diyabetin lideri olduğunu düşünüyorum,”, “bu firmayı başka firma çalışanlara tavsiye ederim” “şirketimle gurur duyuyorum”… Gelişime en açık yön ise ‘iş-özel yaşam dengesi’ olur hep. Ama 2015 yılında Mümessil Dayanışma Derneği (MÜDAD) tarafından 1.700 kişiyle yapılan anket sonuçlarına göre Novo Nordisk “Çalışan Memnuniyeti” ve “Çalışılabilecek En İyi İlaç Şirketi” kategorilerinde 1. oldu, ki bu araştırmada mümessiller kendi firmalarını oylayamıyorlar…

Yönetimin yarısı kadın
Novo Nordisk Türkiye’de çalışanların yüzde 35’i kadın, üst yönetime bakıldığında ise bu oran yüzde 50’ye çıkıyor. Bu yıl KAGİDER’den Fırsat Eşitliği Sertifikası almaya hak kazandıklarını söyleyen Novo Nordisk Türkiye İK Direktörü Didem Özkan, “Kadınların iş yaşamına katılımında ve üretkenliklerinin artmasında, yalnızca çalışan olarak değil, stratejik kararların alındığı yönetim düzeyinde de yer almalarında, fırsat eşitliğinin sağlanmasına yönelik yaklaşım ve uygulamalar kilit rol oynuyor. Şirket olarak biz de bu konuyu tüm süreçlerimizde büyük bir duyarlılıkla ele alıyor ve 20 yılı aşkın bir süredir kadınların yönetimde daha etkin rol almalarına yönelik çalışmalar yürütüyoruz” diyor.

Haberle ilgili daha fazlası: