Konu insan yönetimi olunca, yöneticilerde birden çok eksiğe rastlanabilir. Bir yöneticinin çalışanlarla etkili iletişim kurmasını sağlayan değer verme, duyarlılık ve farkındalık duygularının eksik olması ise doğru iletişimi büyük ölçüde engeller. Beceri, teknik bilgiler kolayca öğretilebilir ancak bir kişiye değer vermeyi, inanmayı ve doğru davranmayı öğretmek çok zordur.
Araştırmalara göre çalışanların işten ayrılmalarının en önemli nedenlerinden biri yöneticiler. Yani çalışanlar, aslında işi veya çalışma arkadaşlarından değil, yöneticilerinden ayrılıyorlar.
İK uzmanı Susan M. Heathfield, makalesinde şirketlerin yönetici seçerken hem liderlik becerilerinin hem de şirket kültürü ile uyumunun göz önüne alınması gerektiğini yazıyor. İnsan odaklı çalışmayı benimseyen bir kurumun, çalışanlara değer veren, iletişim kurmayı beceren, dinleyen ve ekip çalışmasına inanan bir yöneticiyi işe alması gerekiyor. Sadece yeteneklerine bakılarak işe alınan yöneticiler ise çalışanları ile iletişimde hatalar yapıp ve çalışanları şirkete küstürebiliyor.
Yöneticilerin en çok yaptığı hatalar
Çalışanları insan olarak tanımama
İnsan yönetiminde çalışanlar ile iletişim kurmak çok önemli. Yöneticisi olduğunuz kişinin aynı zamanda evlilik danışmanı olmak zorunda değilsiniz. Ancak, bu kişinin hayatında neler olup bittiğine kayıtsız da kalmamalısınız. Tatilde nereye gideceğini, çocuklarının hangi sporla ilgilendiğini sormak çalışanların sempatisini arttırır.
Doğru yönü gösterememe
Çalışanlarına, kendilerinden ne beklediklerini net olarak anlatamayan yöneticiler, başarısızlığın nedenini de bir türlü bulamazlar. Her görevin ‘öncelikli görev’ olarak tanımlanması ise çalışanların görevleri önem sırasına sokamamalarına neden olur. Daha da önemlisi, hiçbir zaman ‘önemli bir işi başardım, hedefe ulaştım’ duygusunu yaşayamazlar.
Çalışanları dinlememe
Dinleme, en kritik yönetici becerilerinden biri olarak görülüyor. Çalışanını dinleyen bir yönetici, aslında onun farkında olduğunu ve ona değer verdiğini gösteriyor. Bu da çalışanda kendisine saygı duyulduğu hissini yaratıyor ve kendine önem verildiğini görüyor. Ekibindekileri dinlemeyen bir yöneticinin, çalışanların sempatisini kazanma ihtimali az.
Kararı aldıktan sonra sormak
Bazı yöneticiler, kendisiyle beraber çalışanlara, bir konuyla ilgili düşüncelerini sanki halen karar aşamasındaymış gibi sorarlar. Ancak, karar çoktan alınmıştır. Bu hatalı davranışın sonucunda, artık hiçbir çalışandan işlerin ilerlemesi hakkında bir öneri bekleyemezsiniz. Görüşüne önem verilmediğini düşünen çalışanlar artık fikir üretmeyi de bırakırlar.
Sorunları zamanında çözememek
Çoğu yönetici, çalışanları arasındaki anlaşmazlıkların kendiliğinden yok olacağını düşünür. Ancak bu hiçbir zaman böyle olmaz. Tam tersine, giderek
daha da kötüleşir.
Şeffaf olamamak
Şirketlerde sadece yöneticilerin bildiği bilgilerin olması normal. Ancak, çalışanlardan her şeyi saklamak normal değil. Yöneticilerin mümkün olduğu kadar şirketle ilgili gelişmeleri çalışanları ile paylaşması gerekir.
Çalışanlara eşit davranmamak
Yöneticilerin sadece belli çalışanlarla yakınlaşması ve diğerlerini çemberin dışında tutmaları önemli bir hata. Bu, dışarıda kalan çalışanlarda, diğer çalışanların kayırıldığı izlenimi yaratır. Dolayısıyla, ekip çalışması ve ekip içi düzen yıkılır.
Çalışanları suçlamak
Projelerde sorunlar çıkabilir. Böyle durumlarda, hatanın sorumluluğunu üstlenmek yerine belli bir çalışanı ya da çalışanları suçlamak, şirket yönetiminin önüne itmek, yöneticilerin kaçınması gereken davranışlardandır. Bu davranış, çalışanların tümünün söz konusu yöneticiye saygılarının azalmasına, güvenlerini tamamen yitirmelerine hatta ondan nefret etmelerine neden olur. Yöneticinin, o işe uygun olup olmadığı tartışmaları başlayabilir.