BANKACILIK Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun (BDDK) “Bankalarda İyi Ücretlendirme Uygulamalarına İlişkin Rehber” adıyla yayınladığı düzenleme, çalışanlara ödenen prim sistemine ilişkin getirdiği yeni kriterlerle primlere sınırlamalar getiriyor. 31 Mart’ta yürürlüğe girecek olan BDDK düzenlemesinde, Avrupa’da 2014 yılında yürürlüğe giren uygulamalar baz alındı. Bugüne kadar nakit ödenen prim sistemi yerine, uzun vadeli prim sistemini teşvik etmeyi amaçlayan BDDK, düzenlemeyle primlerin en az yüzde 40’ının minumum üç yıl vadeye yayılarak ödenmesi şartını getiriyor. Hay Group Finansal Hizmetler Sektörü liderlerinden Serkan Şener, yeni düzenlemeyle primlerin yüzde 30’u nakit, yüzde 30’u nakit dışı yatırım araçlarla ödenirken, geri kalan yüzde 40’ının ise üç yıla yayılarak ödenebileceğini söyledi.
Uygulamadan bankaların yönetim kurulu üyeleri, genel müdür ve genel müdür yardımcıları gibi üst yönetim ekibi ile hazine, yatırım bankacılığı gibi banka risk profilinde önemli etkisi bulunan departmanlarda görev yapan yöneticiler etkilenecek. Şener, “Buradaki özellikli konu, bu uygulamadan etkilenen bir yönetici ile denk veya daha fazla ücret alıyorsanız sizin de bu uygulamaya dahil olmanız. Yani iş risk unsurları taşımasa bile bölge müdürleri ve genel müdürlük içerisindeki pek çok birimi banka dinamikleri çerçevesinde bu kapsama dahil olabilir. Bu çerçevede bankaların bölge müdürlüklerindeki yöneticilerin etkilenmesinin daha olası olacağını düşünüyoruz. Doğrudan şube personeli için bir zorunluluk olması beklenmiyor“ diyor.
İlk yıllarda kaçışlar olur
Çalışana verilen toplam nakdin ve primin sınırlandırılmasıyla bankaların yetenekli çalışanları elde tutmalarının zorlaşacağını söyleyen Şener, “Uzun dönemde ertelenen primlerin bir düzene oturması bekleniyor ancak ertelemenin başladığı ilk yıllarda özellikle hazine, proje finansmanı gibi alanlarda yüksek risk yöneten yöneticilerin Avrupa uygulamalarında private equity (girişim sermayesi) veya hedge fund gibi şirketlere de geçtiği görüldü. Ancak esas zorluğun bu zor dengenin üst düzey yöneticiler tarafından yönetilmesinde olacağını öngörüyoruz. Avrupa uygulamalarına göre halen daha iyi olmakla birlikte sektörün, sermaye yeterlilik rasyosu, sermaye getirisi, net faiz marjı gibi kritik göstergelerde son yıllarda gerilemeye başladığını görüyoruz. Ancak yatırımcı ve ortakların getiri beklentisi değişmedi. Diğer taraftan regülasyonlar arttı ve müşteri beklentileri çeşitlendi. Tüm bu ihtiyaçları karşılamak ve bankaların performanslarını artırmak için çoğu şirket çalışanlarını prim ile motive etmeyi tercih etti. Ancak, yeni uygulamanın primleri sınırlandırmasıyla, şirket ve üst düzey yöneticiler için liderlik becerileri büyük önem kazanacak” diyor.
Müşteri odaklı olacaklar
Kısa vade yerine uzun vadeli ve nakit dışında da yatırım araçlarının kullanılmasını teşvik eden düzenleme, çalışanların performanslarının ölçümlenmesinde de yeni kriterler getiriyor. Yeni uygulamaya göre, çalışana verilecek prim miktarını belirlemede kişinin bireysel başarısının yanı sıra çalıştığı ekip ve bankanın başarısı da etkili olacak. Kişinin bireysel başarısının ölçümlenmesinde sadece kâr, satış adedi gibi finansal kriterler değil; müşteri memnuniyeti gibi finansal olmayan kriterler de dikkate alınacak.
Düzenlemenin bankacılık sektöründe müşteri odaklı yönetim anlayışını güçlendireceğini söyleyen Şener, “Müşteri odaklılık konusunda finans sektörünün ortalamanın gerisinde kaldığı görülüyor. Hay Group ve Fortune dergisinin tüm dünya genelinde gerçekleştirdiği en beğenilen şirketler araştırmasına göre müşteri odaklılık endeksi, yüksek performans gösteren şirketlerde 79, ortalamada 69 iken, finans sektörü 67 puan ile her iki grubun gerisinde kalıyor” diyor.
Ücret ve primler şeffaflaşacak
BDDK’nın düzenlemesiyle, bankaların ücret politikaları daha şeffaf hale gelecek. Buna göre bankalar, ücretlendirme politikalarıyla ilgili bilgileri her yıl kamuoyuna açıklayacak. Yönetim kurulu ve üst düzey yönetime ödenen toplam baz ücret ve prim miktarları, işten ayrılma tazminatlarının toplamı gibi bilgiler de yer alacak.
Çalışma ortamı demotive ediyor
Çalışana verilen toplam nakdin ve primin sınırlandırılmasıyla bankaların yetenekli çalışanları elde tutmalarının zorlaşacağını söyleyen Serkan Şener, “Çalışanların daha cazip sektörlere geçişini önlemek için bankalardaki yöneticilerin liderlik becerilerine büyük rol düşüyor. Ancak, finans sektöründeki şirketlerin bu konudaki karnesi çok parlak değil. Hay Group’un gerçekleştirdiği organizasyonel iklim araştırmasına göre; finans sektöründeki şirketlerin yüzde 59’una demotive edici bir çalışma ortamı hakim” dedi.