75 ülkeyi Türkiye’den yönetiyor

2dk okuma

Pirelli ticari markasıyla kamyon, otobüs lastikleri üreten Prometeon’un Türkiye, Orta Doğu, Afrika, Rusya, Orta Asya ve Kafkaslar CEO’su Alp Günvaran, Türkiye’den tam 75 ülkeyi yönetiyor. Günvaran’ın kariyerini babasının Balıkesir’deki 9 metrekarelik şekerci dükkanı şekillendirmiş. Halen bayramlarda babasına yardıma giden Günvaran ile kariyerini konuştuk.

Haberin Devamı

Boğaziçi Ekonomi mezunusunuz, ekonomiye isteyerek mi girdiniz?
Boğaziçi Üniversitesi’nde ekonomi okudum ama bir süre sonra o bölümün benim için çok doğru olmayacağı kanatini getirdim. Üniversite hayatım boyunca her yaz farklı yerlerde çalışıp farklı deneyimler kazanmaya çalıştım. İlk yaz Balıkesir’de babamın muhasebecisinde staj yaptım, ikinci yaz bankada staj yaptım, 3. yazdan itibaren gazetecilik yapmaya başladım. 1996’da üniversite 3. sınıftayken Cumhuriyet Gazetesi spor servisine girdim. Benim işim yabancı ajansları takip edip oradan haberleri derleyip yayına hazırlamaktı. 2 sene gazetede kaldım. Sabahları okula gidip, akşamları ve haftasonları gazetede çalıştım.

Profesyonel kariyeriniz nasıl başladı?
Üniversitede kariyer günleri oluyordu, ben zaten insanlarla alakalı bir şey yapma konusunda Balıkesir’den aldığım o kodlarla ilerliyordum. O dönemde P&G’ye başvurdum, P&G’de müşteri temsilcisi olarak çalıştım. 2004 yılı aralık ayında Shell Türkiye’ye Şirket Operasyonları Müdürü olarak transfer oldum. 2006 yılında P&G’ye geri döndüm ve sırayla Türkiye Ulusal Müşteri Takımları Kanal Direktörlüğü, Doğu Avrupa Bölgesi Pazarlama Stratejisi ve Planlama Direktörlüğü, Doğu Avrupa, Orta Doğu ve Afrika Bölgesi Global Müşteri Direktörlüğü ve Türkiye ve Kafkaslar Bölgesi Ticari Operasyonlar Direktörlüğü görevlerini üstlendim. Toplam 18 yıl P&G’de çalıştım. 2010’da Pirelli Endüstriyel’e, şimdiki adıyla Prometeon’a Türkiye Genel Müdürü olarak başladım. İşe girdikten 6 ay sonra Rusya, Kafkasya ve Orta Asya’nın sorumluluğunu aldım. Yaklaşık 1 sene sonra da tüm Türkiye, Orta Doğu, Afrika, Rusya, Orta Asya ve Kafkaslar’dan sorumlu oldum. 75 ülkenin bağlı olduğu bölgenin başına geçtim.

75 ülkeyi yönetmek nasıl?
75 ülkenin içinde Rusya da var, Madagaskar da var, Birleşik Arap Emirlikleri de var. Bunların her biri farklı ekonomik, ticari yapıya sahip ülkeler, çeşitlilik anlamında çok zengin. Her ülkenin kendine has ticari faaliyeti içerisinde ona uygun bir plan hazırlamak hem zorlu hem de çok eğlenceli, hem de bizim bu pazarlar içerisinde lider olduğumuz ülkeler var, ikinci olduğumuz ülkeler var, yeni giriş yaptığımız ülkeler var o yüzden her anlamda her türlü tecrübeyi kazanabilmek adına çok heyecan verici bir görev.

Türkiye ne büyüklükte bu ülkeler arasında?
Türkiye Avrupa içerisinde ticari ve endüstriyel lastikler anlamında en büyük pazar. Bizim kategorimizde, Türkiye bir lojistik üssü, Türkiye’deki inşaat faaliyetleri bizim pazarımızı büyütüyor, kamyonlar ve kara yolu taşımacılığının yaygın olması pazarı büyütüyor.
60 yıla yakın süredir Türkiye’de faaliyetteyiz, Türkiye’nin ilk lastik üreten firmasıyız. 2 yıl önce Prometeon olduktan sonra da şöyle bir avantajımız oldu; hem 60 yıllık Pirelli birikimine sahibiz, hem de 2 yıllık bir firmayız, bir start-up mantalitesiyle işimizi yönetebiliyoruz. 1.3 milyar TL civarında bir ciromuz var. 2000’e yakın çalışanımız var, bunların 1.500’ü mavi yaka. Yıllık üretimimizin yarısını yurtdışına ihraç ediyoruz, ağırlıklı Avrupa’ya.

YETENEK İHRAÇ EDİYORUZ
İnsan kaynağı açısından nasıl Türkiye?
60 yıllık birikimimiz var ve biz sadece Türkiye’yi yönetmiyoruz, 75 ülke var yönettiğimiz, burada bir fabrikamız var. Biz burayı yönetim, üretim ve yetenek merkezi olarak görüyoruz. Biz son 2 yılda 17 yöneticimizi Türkiye’nin dışındaki coğrafyalara gönderdik, dolayısıyla yönetici ihraç ediyoruz. Bunun ötesinde bir başka avantajımız da bu yöneticilerin uluslararası deneyim kazanması için illa ki yurtdışına gitmeleri gerekmiyor, buradan bölgeyi yönettiğimiz için buradaki arkadaşlarımın da benimle beraber sorumlulukları var. Yönetim merkezi olmamızın bir avantajı da bizim burada geliştiridiğimiz bir çok best practice’leri (en iyi uygulamaları) başka ülkelere de ihraç ediyoruz.

Ülkeler arası çalışan farklılıkları nasıl?
İster istemez coğrafyalarda kültür farklılıkları var, alışkanlık var. Burada şirketin kültürü devreye giriyor. Eğer o farklılıkları doğru kültürle bir araya getirseniz avantaj oluyor. Getiremezseniz de bariyer oluyor, hep birbirine benzeyen kişilerle çalışmak gibi bir durumla karşılaşabilirsiniz. Ben bu anlamda Prometeon’da da diğer şirketlerde de şanslıydım, hep çokuluslu, çeşitliliğe önem veren şirketlerde çalıştım. Benim liderlik ekibimde Mısırlı, İtalyan, Türk, farklı farklı yerlerden gelen insanlar var, bu çok değerli.

İş hayatında en büyük başarınız nedir?
Çok büyük bir başarım olduğuna inanmıyorum. Ama kariyerimde en iyi ne gitti diye düşünecek olursak, Prometeon Türkiye’nin bu değişim sürecinde kendi başına bir işletme haline gelirken, aynı zamanda grup içersinde yetenek ve yönetim merkezi haline gelmesi, 75 ülkenin yönetildiği bir merkez olarak bu görevin bize verilmesi gurur duyduğum bir başarıdır.

160 ÜLKEDE 7 BİN ÇALIŞANI VAR
Prometeon Türkiye’nin bağlı bulunduğu Prometeon Tyre Group – Prometeon Lastik Grubu, tüm dünyada endüstriyel lastik odaklı tek şirket olarak 160 ülkede Pirelli ticari markasıyla kamyon, otobüs, zirai ve iş makinesi lastikleri üretiyor ve satışa sunuyor. 2017 yılının mart ayına kadar Pirelli Grubu bünyesinde faaliyet gösteren Prometeon Lastik Grubu, 7 binden fazla çalışana istihdam sağlıyor. Grubun üretim yapısını 2’si Brezilya’da, 1’i Mısır’da ve 1’i Türkiye’de olmak üzere 4 fabrika oluşturuyor. Grup 1.2 milyar Euro ciroya sahip.
Grubun 3 Ar-Ge merkezinden biri de Türkiye’de bulunuyor. Merkezde Prometeon dünyası için prototip lastik üretimi ve testi yapılıyor. Başlangıçta 20 kişilik bir ekip ile kurulan Ar-Ge merkezi şu anda 31 kişiye ulaştı. Türk mühendislerinin testini yapıp onayladığı lastikler yola çıkıyor.

Haberin Devamı

HER BAYRAM TEZGAHTARLIK YAPIYOR
O şekerci dükkanında öğrendikleriniz size nasıl fayda sağladı kariyerinizde?
Benim o 9 m2’lik şekerci dükkanında öğrendiğim şey 20 yıllık kariyerimde bana çok destek oldu. Bu kadar kompleks bir yapıda bir takım prensipleri tutarlı bir şekilde uygulamanız lazım. 3 şeye dikkat ediyorum birincisi dokunduğunuz herkesin sizin öncelikleriniz ve beklentileriniz hakkında bir netliğe sahip olması lazım. İkincisi, her ne yapıyorsak olabildiğince basit yapmaya çalışıyoruz. Üçüncüsü de olabildiğince çevik olmak zorundayız. Bu 3 prensibi ben hep o şekerci dükkanında öğrendim. Bu 9 karelik dükkandaki ciroyu maksimize edebilmeniz için müşteriyi çok hızlı anlayıp ona çok hızlı ve etkin bir servis vermeniz gerekiyor. Bugün bu kompleks işi yönetirken bile o günlerde edindiğim tecrübelerin büyük faydasını görüyorum. Bunları unutmamak için her bayram 2-3 gün Balıkesir’e gidip tezgahtarlık yapıyorum babamın yanında.

Haberle ilgili daha fazlası: