Her şey bir ‘nefes’ ile başlar

1dk okuma

Akciğer kanseri, silikozis, tüberküloz ve kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) gibi hastalıkları ortadan kaldırmak ve bu hastalıklara yakalanma riskini azaltmak için tehlikeli toz ve gaz buharı solumalarına ve havada bulunan diğer tehlikeli parçacıklara karşı çalışanları korumak gereklidir.

Haberin Devamı

Tozun potansiyel tehlikeleri son 2000 yıldır bilinmektedir. Örneğin; Romalı madenciler kendilerini kurşun oksit tozundan korumak için hayvan keseleri kullanmıştır. 16. yüzyılda Leonardo da Vinci ise kimyasal toksik maddelere karşı korunmak için ıslak ve dokuma kumaşların kullanılmasını tavsiye etmiştir. Geçmişten günümüze kadar sıcak bir tartışma konusu olan tehlikeli toz ve gaz soluma riski, uluslararası iş güvenliği düzenlemelerinin gündem maddelerinden biri olmuştur.

Kullanılan malzemenin doğası gereği, toz ve solunum tehlikesi açısından kritik olan bazı iş alanlarını ve sektörleri; inşaat, yapı ve yıkım (beton, taş, tuğla, harç vs.), maden, mobilya ve ağaç, kimya ve petrokimya, çimento, metal işleme, demir çelik, döküm, ilaç, tekstil, plastik, lastik-kauçuk ve kompozit işleme olarak belirtebiliriz.

Toz ve gaz buharına maruz kalan çalışanlar için en ideal çözüm, çalışanlarla olabilecek temasları ortadan kaldırmaktır. Mühendislik çalışmaları ve idari kontroller yeterli olmadığında, solunabilecek tehlikeli maddelerin konsantrasyonuna ve zehirliliğine bağlı olarak hava filtreleri veya solunum maskeleri kullanılmalıdır.

Çalışma ortamlarında kullanılan tüm toz ve gaz maskeleri standarda uygun olarak EN standardı ile işaretlenmiş olmalıdır. Toz maskeleri, farklı koruma seviyelerini belirten FFP1, FFP2 ve FFP3 şeklinde sınıflandırılır. Maske sınıflandırmasına bakıldığında numara büyüdükçe cihazın koruma oranı da büyümektedir. Toz maskeleri, sadece görünüşüne veya fiyatına göre seçilmemelidir. Koruma seviyesinin ve maske türünün seçiminde, ortam toz/ gaz ölçüm sonucu ve tozun/gazın türü,
maruz kalınan kimyasal maddenin CAS Kayıt Numarası ve MSDS (Malzeme Güvenlik Bilgi Formu) bilgileri doğrultusunda hareket etmek önemlidir.

Bilindiği üzere insanların yüz şekilleri, burun ve çene yapıları oldukça çeşitlilik göstermektedir. Bu nedenle kullanılacak maskelerin (toz veya gaz) de çalışanların yüzlerine uyumu oldukça önem arz etmektedir. Koruyucu maskelerin EN ve sızdırmazlık testleri, tıraşlı/sakalsız yüzeylerde yapıldığından, maskenin efektif kullanımı için de cildin tıraşlı olması önemlidir. Bu testler kalitatif ve kantitatif olarak yapılabilmektedir. Bu sayede çalışana verilen koruyucu maskenin gerçek anlamda amaca hizmet etmesi sağlanmaktadır. Ülkemizde bu uyum testlerini yaptırarak, çalışanların doğru maske ile çalışmasını sağlayan kurum sayısının artması beklenmektedir.

Ayrıca solunum maskelerinin kullanıcının yüzüne uyumunu ve etkinliğini değerlendirebilmek için ISO 16975-3:2017 standardı yayımlanmıştır. Bu standart uluslararası anlamda olumlu bir katkı sağlamış ve solunum koruyucu ekipmanların önemi hakkında farkındalık yaratmıştır.

Ortamdaki toz ve gaz buharı yoğunluğu, tozun/gazın türü, çalışanların solunum sıklığı, çalışma ortamındaki nem oranı vb. maskelerin kullanım ömrünü etkileyen faktörlerdendir. Maskelerin
ömrünün ne zaman biteceğini belirlemek, en az maske seçimi kadar önemlidir. Örneğin, toz maskelerinde nefes alma direncine bağlı olarak maskenin ömrünün bittiği anlaşılabilir. Günümüzde teknolojinin gelişmesi ile birlikte, bazı filtrelerde filtre ömrünü gösteren sensörlerin kullanımına da başlanmıştır.

Uygun ekipman kullanmayan ve tehlikeli maddelere maruz kalan çalışanlarda, genellikle uzun yıllar sonra hastalıklar ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle çalışma koşullarının göz önünde bulundurulması, önlem olarak solunum koruyucu ekipmanların kullanılması, kişiye uygun ve işe özel koruyucu ekipmanların seçilmesi ve bu konuda üretici ve tedarikçi firmalardan destek alınması çalışanların
korunmasında kritik rol oynamaktadır.

İçerik Doğa HSE Group katkılarıyla hazırlanmıştır.

Haberle ilgili daha fazlası: