İçişleri Bakanı Muammer Güler, Cilvegözü’ndeki bombalı saldırının faillerinin Lazkiye’de yakalanmasına ilişkin “Film gibi operasyon” haberini yalanlamıştı. Ben de 18 Mart’ta, bu köşede “Bakanın açıklamasına dayanarak haber yanlış denemez” diye yazmış, gerçeğin zamanla ortaya çıkacağını vurgulamıştım.
Güler’in açıklamalarının güvenilirliği konusunda soru işaretleri yaratan ikinci konu, ABD’li Sarai Sierra’yı öldürdüğü iddiasıyla aranan Ziya Tasalı’nın Suriye’de yakalanma biçimiydi. Güler, Tasalı’nın, “Hatay’dan Türkiye’ye giriş yaparken gözaltına alındığını” söylemişti.
Bakanın bu açıklamasından sonra Ziya Tasalı’nın Suriye’de çekilen görüntüleri yayımlandı televizyonlarda. Tasalı,
Suriye’de muhalifler tarafından yakalandığını söylüyor, bakanı tekzip ediyordu. Ardından bazı gazetelerde Tasalı’nın Suriye’ye giden özel harekât polislerince yakalandığı da yazıldı.
Kafa karıştıran bu haberlerin hangisinin doğru olduğunun Ziya Tasalı’nın yargılanması sırasında ortaya çıkacağını düşünüyor, iddianameyi bekliyordum. İddianame geçen hafta çıktı; orada şöyle yazıyor:
“... sınır zaafiyetini kullanarak Suriye ülkesine kaçak yolla gittiği, muhalifler safına katılmak istediğini söyleyip barınma sağladığı, bir süre sonra muhaliflerin içerisinde barınamayarak 17/03/2013 tarihinde muhalifler tarafından Cilvegözü Sınır Kapısı’nda Türk Emniyet birimlerine teslim edildiği...”
Demek ki, Bakan Güler’in, Tasalı’nın kendiliğinden Türkiye’ye dönerken yakalandığı sözleri doğru değil. Özel bir polis ekibinin Suriye’ye gidip yakaladığı haberleri de gerçeği yansıtmıyor. Tabii yargılama sürecinde farklı bilgiler ortaya çıkarsa o başka.
Bakalım Cilvegözü’ndeki saldırının failleriyle ilgili yargı süreci de onların yakalanmasıyla ilgili senaryoları yalanlayacak mı? Takip edeceğim. Okurun doğru bilgi edinme hakkı adına...
Cevap hakkına saygı
CEVAP ve düzeltmelerin yayımlanması için mahkeme kararlarına gerek yok. Gazetecilikte geldiğimiz aşama, haberlerle ilgili cevap ve düzeltme hakkına saygı gösterilmesini, bozmadan yayımlanmasını zorunlu kılıyor. Tabii bu hakkın kötüye kullanılmaması, doğruların yanlışlarla düzeltilmeye kalkışılmaması kaydıyla...
Hürriyet’te geçen hafta cevap ve düzeltme konusunda iki örnek yaşandı. Birincisi, 9 Temmuz tarihli “Pala yok sayıldı” haberiyle ilgiliydi. Haberde, “Gezi eylemcilerine ve polise palayla saldıran Sabri Çelebi’nin mahkemeye sevk edildiği evrakta paladan hiç bahsedilmediği ortaya çıktı” deniliyordu. Emniyet Genel Müdürlüğü, ertesi gün yaptığı açıklamada bu bilgiyi yalanladı, “Ekspertiz raporu ve fezlekede pala tabirinin mevcut olduğunu” belirtti.
İkinci düzeltme isteği, 8 Temmuz’da Kelebek’in manşetinde yer alan “Eda’ya mı döndü” haberi hakkındaydı. Arda Turan, avukatı aracılığıyla yaptığı açıklamada haberi yalanladı. Turan, fotoğrafa da dikkat çekerek, “... Habere gerçeklik kazandırma çabası ile yayınlanan fotoğrafın da güncel olmadığını ve yıllar öncesinde çekilmiş olduğunu kamuoyunun bilgisine sunmak isteriz” dedi.
Bu iki açıklamanın Hürriyet’te yayımlanma biçimi arasında ciddi fark vardı. Emniyet’in açıklaması haberinde eleştirinin hedefinin Hürriyet olduğuna açıkça yer verildi. Doğrusu da bu. Okurdan saklamaya çalışmanın anlamı yok.
Fakat Arda Turan’ın açıklaması, “Nişanlısı Sinem Kobal’dan ayrıldığı iddiasıyla gündeme gelen Arda Turan, eski aşkı Eda Türkmen’e döndüğü dedikodularına yanıt verdi” cümlesiyle haberleştirilmişti. Bu eskimiş bir Babıali üslubu. Açıklamanın hedefinin Kelebek olduğu okurdan gizleniyordu. Üstelik, “iddiasıyla gündeme gelen” denilerek futbolcunun yalanladığı haberde dolaylı biçimde ısrar ediliyordu. Oysa gündeme getiren Kelebek’in ta kendisi. Ayrıca Arda Turan’ın eski sevgilisiyle yıllar önce çekilen fotoğrafın, hem Kelebek, hem de Hürriyet’in ilk sayfasında “Arşiv” notu düşülmeden yayımlanması da yanlış. Not konulmaması fotoğrafın yeni olduğu izlenimi veriyor, okuru yanıltıyor.
“Pala yok sayıldı” haberinin spotundaki polise de saldırdığı bilgisi de yanlış. Hem böyle bir bilgi haberde yok, hem saldırının görüntüleri ortada.
Okurdan kısa kısa
* Vedat Hassan: 29 Haziran’da Cumartesi ilavenizde ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi NASA’nın 45. doğum günü olduğu belirtilmiş. Yani kuruluş tarihi 29 Haziran 1968 olarak kabul edilmiş. Bu da yetmediği gibi, NASA’nın 25 Nisan 1961’de (yani yazıda belirtilen kuruluş tarihinden 7 yıl önce) ilk insanlı uçuşu gerçekleştirdiği yazılmış. “Mutlu yıllar NASA” başlığı altında yapılan bu hatanın ilavenizin bilim bölümünde olması da ayrıca üzüntü vesilesi. NASA’nın kuruluşu 29 Temmuz 1958’dir. 29 Temmuz’da, 45 değil, 55. yaşını kutlayacak.
* Metin Al: 7 Temmuz’da gazetenizde “Âşık Veysel ölümünün 20. yılında mezarı başında anıldı” şeklinde DHA mahreçli bir haber vardı. Âşık Veysel, 1973’te öldüğüne göre bu 20 yılı nereden çıkardığınızı anlayamadım!
* A. Temur Türkan: 3 Temmuz’da çıkan “Adana Emniyet Müdürlüğü’nden CHP’li 3 vekile suç duyurusu” haberinde Ankara Milletvekili Levent Gök, Mersin Milletvekili olarak yazılmış. Bu kadar basit bir hata olmamalı.
* Sehap Önder: Gazetede sürekli yinelenen yanlışlık yazmak zorunda bıraktı beni. Zaman bilgisi ileten saat değerlerinde nokta kullanılması yanlıştır. Saat ile onun kesirleri olan dakika ve saniye değerleri arasında iki nokta üst üste işareti kullanılır. Örneğin 17 saat, 10 dakika, 5 saniye denilecekse 17:10:05 yazılır. IPAD, tablet gibi harikalardaki saat bilgileri nasıl yazılıyor, bir incelense!
* M. Kaya: 7 Temmuz’da 11-14 yaşındaki çocuklara cinayet mahalli incelemesi dersi verildiği haberinizi gördüm. Televizyonda kanlı filmler +13 olarak gösterilirken kurmaca da olsa bu çocukları cinayet ortamına sokmak nasıl sakat bir mantık ürünüdür? Bu haberi nasıl bu kadar olumlu bir olay gibi yayınladınız?
* Metin Akdoğan: 10 Temmuz’da spor sayfasında “Son şampiyon Real Madrid ile Kral Kupası galibi Barcelona’nın karşılaşacağı Süper Kupa Finali 23 ve 30 Ağustos’ta” ifadesi yer alıyor. Hangi tarafını düzelteyim? Son kupa şampiyonu, Real Madrid’i eleyen Atletico Madrid. Son şampiyon Barcelona. İlk maç 21 Ağustos’ta, rövanş maçı 28 Ağustos’ta bu takımlar arasında oynanacak.