Ben Hürriyet gazetesinin okur temsilcisi yani ombudsmanıyım. O nedenle Hürriyet’te gördüğüm etik sorunları dile getiriyor; gazetemin yanlışlardan arınmasına ve gazetecilik kalitesinin yükselmesine katkıda bulunmaya çalışıyorum.
Ama sadece Hürriyet’i yazmam, dile getirdiğim etik sorunların sadece Hürriyet’te olduğu anlamına gelmiyor. Hürriyet’teki sorunlar, Türkiye’deki bütün medya kuruluşlarında da üç aşağı beş yukarı yaşanıyor. Medya mensuplarının yazdıklarımı sadece Hürriyet’e özgü kabul etmesi, oradan hareketle tartışması, yazılar yazması hem haksızlık hem de sorunun gerçek boyutlarını görmezden gelmek.
Örneğin, bir süre önce Instagram’da “ürün yerleştirme” konusunda bir yazı yazdım. Kimileri bunu medyanın genel sorunu olarak görüp üzerine gitmek yerine, yine Hürriyet (ve Doğan Medya Grubu) üzerinden yazıp çizmeyi yeğledi. Oysa başka medya kuruluşlarında da Instagram’da “ürün yerleştirme” yapanlar var. Somutlaştırmak açısından üç örnek vereyim. Sabah’ın Günaydın ekinde yazan 683 bin takipçisi olan bir kadın yazarın, Habertürk’te yazan 56 bin takipçisi olan yazarın ya da Vatan’da yazan 23 bin takipçili bir erkek yazarın hesaplarına bir bakın. Marka çantalardan mekânlara, mağazalara ve giysilere kadar ürün yerleştirmelerle dolu değil mi?
Bu kadar da değil, başka medya kuruluşlarında da tatil yörelerinde mekân açan, sevgilisinin Alaçatı’daki mekânını sosyal medyada tanıtan, Instagram’da ürün yerleştirme yapan, yüksek ücretlerle DJ’lik yapan, bütün gezilere kendisi giden servis yöneticisi, tatillerini bedavaya getiren, arşiv fotoğraflarını satan, dışarıya fotoğraf çeken, partilere parayla ünlü götüren ve katılan isimler yok mu? Elbette var ve öbür medya kuruluşlarında bunlar görmezden geliniyor.
Hürriyet’in farkı tam da burada. Biz bunları açıkça, okurun ve tüm medyanın gözleri önünde tartışıyoruz. Hatalardan arınmaya çalışıyoruz; bunu da şeffaf biçimde yapıyoruz. Okura ve mesleğimize saygının gereği bu. Ders çıkarmak ve örnek almak yerine üzerinde tepinmek niye?
HÜRRİYET KARTVİZİTİ
OKUR temsilcisi olarak gazeteden bir kişiyle ilgili yazı yazacaksam, öncelikle o kişiye yazıp, iddiaları ya da görüşünü soruyorum. Hürriyet’in kadrolu foto muhabirlerinden Muhsin Akgün’ün dışarıda stüdyo kurduğu, başka şirket ve kuruluşlara fotoğraf çektiği, Milliyet Sanat için çektiği Ferzan Özpetek-Tuba Büyüküstün fotoğrafının da Hürriyet’te “Milliyet Sanat” imzasıyla yayınlandığı iddialarını kendisine sordum. Ancak yanıt alamadım.
Araştırmalarımın sonucunu 3 Temmuz’da bu köşede yayınladım. Fakat yayından önce elektronik postaya yanıt vermeyen Akgün, Twitter’da bana hakaret etmeyi yeğledi ve yazdıklarımı kanıtlamamı istedi. Bu durumda Muhsin Akgün hakkındaki araştırma sürecimi ve yazıda dile getirdiğim bulgularımı olanca açıklığıyla okurlarla paylaşmak şart oldu:
Hürriyet’te kadrolu: Öncelikle Hürriyet İnsan Kaynakları’na başvurdum; Muhsin Akgün’ün kadrolu olup olmadığını ve dışarıda iş yapması için izin verilip verilmediğini sordum. Hürriyet’te kadrolu eleman olduğu ve kendisine resmen verilmiş bir izin olmadığı yanıtını aldım.
Stüdyo kurmuş: “Muhsin Akgün Stüdyosu” adıyla bir stüdyo kurduğunu internet ve sosyal medyada açıkça yazıyordu. Facebook’ta, stüdyonun Harbiye’deki adresini veriyor; Instagram’da hem kendi hesabında hem de stüdyo adına açtığı hesapta bu stüdyoda yaptığı işleri yayınlıyordu. Hatta o stüdyoda çekilen fotoğraflardan birinde de yine Hürriyet’ten bir grup foto muhabiri görünüyor. Bu da gösteriyor ki, Akgün’ün stüdyosu bilinen bir sır!
16 şirketle çalışıyor: Akgün, kendi adına kurduğu web sayfasında İKSV’den yayınevlerine, Doğuş Medya Grubu’ndan yapım ve menajerlik şirketlerine kadar 16 vakıf, şirket ve kurumun adını veriyor ve bunlarla “halen çalışmakta olduğunu” yazıyordu. “Doğan Medya Grubu” da bu kuruluşlardan biri olarak geçiyordu. Fakat kendisine e- posta göndermemden sonra bu cümleyi sildi. Akgün gizlemek istese de ben zaten o sayfanın ekran görüntüsünü almıştım.
Özpetek-Büyüküstün fotoğrafı: Milliyet Sanat dergisinin Mart 2017 sayısında yayınlanan Ferzan Özpetek-Tuba Büyüküstün fotoğrafı, 18 Mart’ta Hürriyet’te Ertuğrul Özkök’ün köşesinde de yayınlandı. Milliyet Sanat dergisinde fotoğrafları çekenin ismi İbrahim Akgün olarak verilmiş! Ama Milliyet internet sitesinde 3 Mart’ta yayınlanan haberde fotoğrafı Muhsin Akgün’ün çektiği yazıyor. Nitekim Instagram’da Muhsin Akgün’ün kendi hesabında, Muhsin Akgün Stüdyosu hesabında ve Ferzan Özpetek’in hesabında fotoğrafları Muhsin Akgün’ün çektiği belirtilmiş. Dahası Hürriyet’in fotoğraf arşivine de öyle kaydedilmiş! Bu durumda Muhsin Akgün’ün ID İletişim aracılığıyla ücreti karşılığında çektiği fotoğrafın kadrolu olduğu gazetesi Hürriyet’te “Milliyet Sanat” imzasıyla yayınlandığı net.
75 dolarlık ücret: Ferzan Özpetek-Tuba Büyüküstün fotoğrafı için Milliyet Sanat’a ücret ödendiğini duymuştum. Hürriyet’te konuyla ilgili olduğunu düşündüğüm kişiye e-postayla sordum. O da Milliyet ile de görüşerek “75 dolarlık bir fatura gönderildi daha sonra alacaklarımıza karşılık anlaşmalı olarak faturalar iptal edildi” yanıtı verdi. Bu bilgiye güvenerek Özkök’ün köşesinde kullanılan fotoğraf için 75 dolarlık fatura çıkarıldığını yazdım. Belge aramamakla hata etmişim. Yazı çıktıktan sonra Hürriyet ve Milliyet’te bu ücrete dair belge bulamadım. Bu konuyu doğrulayamadım.
Ama zaten Hürriyet’ten telif isteyip istememek Akgün’ün değil Milliyet’in bileceği iş. Akgün, “75 dolar” meselesine dayanarak piyasaya iş yaptığı gerçeğini örtbas edemez. Yazımda temel olan, Akgün’ün stüdyo kurması ve yıllardır ücretle dışarıda iş yapması, onun çektiği fotoğrafın Hürriyet’te “Milliyet Sanat” imzasıyla yayınlanmasıydı. Bunların belgeleri de elimde.
Hürriyet’in kadrolu bir elemanının yazılı izin almadan dışarıya iş yapması, sözleşmeye, Disiplin Yönetmeliği’ne ve Yayın İlkeleri’ne aykırı. Bütün Hürriyet çalışanları gibi Muhsin Akgün’ün de Hürriyet’i kartvizit olarak kullanıp çıkar ilişkileri kurmaya, bunun üzerinden gelir elde etmeye hakkı yok. Esnaflık başkadır, gazetecilik başka. Gazeteci, gazeteci kalmalı.
OKURDAN KISA KISA
FERDA Ferih: “37 kez bıçaklanıp boğazı kesilmişti” haberindeki fotoğraf yanlış. O fotoğraf öldürülen kişiye ait değil, başkası. (9 Temmuz)
Ali Çulha: “NBA’de en çok kazanan oyuncu rekoru el değiştirdi” haberi yanlış. James Harden’in mevcut sözleşmesi 2018/19 sezonunda bitiyor. Kalan iki sezona dört sezon daha eklendi; yani toplam altı sezon için 228 milyon alacak. Dolayısıyla yıllık kazancı 57 milyon dolar değil. (10 Temmuz)
Gökhan Şahin: Son zamanlarda internette artan gereksiz galerileriniz yüzünden okumak zorlaştı. Buna dur demeyecek misiniz?