Saldırı sonrasında yaşananlar da bir o kadar üzücü. Savcılık, Hürriyet’in tweetine soruşturma açarken, saldıranlar hakkında ne bir soruşturma açıldı, ne de biri gözaltına alındı. Ne yazık ki, iktidar yanlısı bazı medya kuruluşları ve gazeteciler de bu saldırıya karşı çıkmak yerine destek olmayı yeğlediler.
Biz gazeteciyiz. Bu karanlık tabloya rağmen, geriye dönüp saldırıya gerekçe yapılan haber ve başlıkla ilgili durum muhasebesi yapmak durumundayız. Hata varsa bunu bilmek öncelikle Hürriyet okurlarının hakkı. Bu yazıyı da okurları bilgilendirmek için yazıyorum.
O başlık ve haber yanlış mıydı? Bu soruyu yanıtlamak için önce, Pazar akşamı yaşananları kısaca özetlemem gerekli. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ATV-A Haber ortak yayınında yapılan söyleşi, Dağlıca’daki terör saldırısıyla başladı. Sunucu Melih Altınok, saldırı hakkındaki değerlendirmesinin hemen ardından Erdoğan’a özetle şu soruyu yöneltti:
“Sizin bir metro açılışında kullandığınız seçim öncesinde söylediğiniz ‘400 vekil istiyorum’ sözünüzün bu çatışmalı ortama geçilmesinde etkili olduğu söyleniyor. Ne diyorsunuz bu eleştiriye?”
Son derece yerinde bir soruydu bu. Altınok, gündemdeki bir eleştiriyi ekrana taşıyarak, Erdoğan’a bu eleştiriyi yanıtlama olanağı vermiş oldu. Erdoğan’ın yanıtı aynen şöyleydi:
“Tabii bunu anlamak mümkün değil. Yani bu 400 hedefini gösterme, aslında yeni bir Anayasa’nın inşası noktasında, yani böyle bir hedefi hangi parti alırsa alsın bu yeni anayasayı inşa edebilsin, kurabilsin. Bu yeni Anayasa ile birlikte de Türkiye’de atmak istediğimiz Yeni Türkiye adımını rahatlıkla atabilelim. Buna yönelik bir hedeftir bu.
Tabii buna yönelik hedefin yanında şunu da görmek lazım. Parlamentoya girme gayreti içerisinde olanların, parlamentoya 80 milletvekiliyle girdikleri halde, parlamentoda daha zayıf oldukları dönemde olmayacak kadar bu dönem içerisinde yaptıkları tahribatı ne ile izah edeceğiz?
Biliyorsunuz biz 6-7-8 Ekim olaylarını yaşadık. Ardından bir Suruç olayını yaşadık, Diyarbakır olayını yaşadık. Burada başka yerlere fatura kesmenin anlamı yok. Bunlar hep bir dayanışmanın, bir yardımlaşmanın neticesinde en azından ülkemizde terör belasının estirilmesinden başka bir şey değildi. Bu terörü estirmek suretiyle buradan rant elde ediyorlar. Yaptıkları şey hep bu. Eğer 400 milletvekilini alabilecek veya bir Anayasa’yı inşa edebilecek sayıyı bir siyasi parti yakalamış olsaydı, durum bugün çok daha farklı olurdu.”
Erdoğan’ın, son dönemdeki terör saldırıları ile 400 milletvekili söylemi arasında bağ kuran bu yanıtı, kısa süre sonra hurriyet.com.tr’de “Erdoğan’dan Dağlıca açıklaması” başlığıyla haber yapıldı. Bu haber, Twitter’da ise “Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan #Dağlıca açıklaması: “400 milletvekili alınsaydı bunlar olmazdı” başlığıyla paylaşıldı.
Bu mesajın ardından Twitter’da, Hürriyet’in başlığının yanlış olduğu, Erdoğan’ın sözlerinin “provoke edildiği” tweetleri başladı. Saldırgan ve hakaretamiz tweetlerin artması üzerine de Hürriyet’in haberi düzeltildi; sitede ilk birkaç dakika içinde konulan haber ve video yenilendi.
O sırada program devam ediyordu. Altınok, reklam arasından sonra Hürriyet’in internet sitesinin “400 milletvekili olsaydı” sözlerini çarpıttığını savunarak, Erdoğan’dan bu konudaki sözlerine açıklık getirmesini istedi. İlk bölümü kendim deşifre etmiştim, Erdoğan’ın bu yanıtını Anadolu Ajansı’ndan aldım. Erdoğan, özetle şu yanıtı verdi:
“..orada Türkiye'deki yeni bir anayasanın, Türkiye'deki yeni bir yapılanmanın gereği için böyle bir parlamento tablosuna ihtiyacımız olduğunu açıkladım. Yaptığım iş budur ve bunun hedefi nedir? Bunun hedefi siyasi istikrardır. Kararlı bir yönetimdir. Ne oldu?
Sandıktan böyle bir tablo çıkmadı. Böyle bir tablo çıkmayınca... Bakın bu süreç içinde 7 Haziran'dan bugüne ülkemizde bir kaos ortamı oluşmuş oldu.”
Erdoğan, bununla da kalmadı; Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan ve Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök ile ilgili ağır, hakaret ve aşağılama dolu ifadeler kullandı.
Şimdi soralım. “400 milletvekili alınsaydı” ne olacaktı, ne olmayacaktı? Erdoğan’ın neyi kastettiğini kendi sözlerinden uyarlayarak açıklayayım: 1- Yeni Anayasa ile Türkiye’de atmak istediği adımları rahatlıkla atabilecekti. 2- 7 Haziran’dan bugüne ülkemizde oluşan kaos ortamı olmazdı. Terör belası estirilemezdi.
Görüldüğü gibi, Erdoğan, Dağlıca’daki terör saldırısı için “400 milletvekili alınsaydı bunlar olmazdı” demiyor; zaten bu sözler o konudaki soruya yanıt da değil. Ama Erdoğan bu sözleri daha geniş anlamda, 7 Haziran’dan bu yana yaşanan bütün terör olayları için kullanıyor; 400 milletvekili alınsaydı bu saldırıların olmayacağını savunuyor. Unutmayalım, nihayetinde Dağlıca’daki de Erdoğan’ın kastettiği bu terör saldırılarından biri…
Ancak yine de gazetecilik, bu nüansı görmeyi gerektiriyordu. “Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan #Dağlıca açıklaması: “400 milletvekili alınsaydı bunlar olmazdı” başlığı ise aradaki farkı yansıtmıyordu. Ayrıca ilk haberde, Erdoğan’ın Dağlıca hakkındaki açıklamasının ardından Melih Altınok’ın “400 milletvekili” konusundaki sorusuna yer verilmemişti. O zaman “400 milletvekili” konusundaki sözleri de Dağlıca için söylenmiş görünüyordu. Bu haliyle tweet gibi haber de problemliydi. Nitekim sonra yenilenen haberde bu soru eklendi; Erdoğan’ın yanıtı da tam metin olarak verildi. Doğrusu da buydu; ilk baştan da böyle yapılmalıydı.
Hürriyet internet, Erdoğan’ın “400 milletvekili alınsaydı bu kaos ve terör ortamının olmayacağı” anlamına gelen sözlerinin önemini farkedip, hızla başlığa çıkararak gazetecilik refleksi sergiledi. Ama internet gazeteciliğinin hızlı hareket etme zorunluluğu, böyle bir yanlışa gerekçe olamaz. Bunun kasıtlı bir hata olduğunu düşünmüyorum. Bu örnekte bilgiyi bir an önce okurlara ulaştırma çabasından kaynaklanan bir yanlış söz konusu.
Bu karanlık tabloya rağmen Hürriyet’e düşen, saldırılara aldırmadan, baskılardan yılmadan haberciliğe devam etmek. Bırakın iktidara yakın kimi medya kuruluşları, Erdoğan’ın “400 milletvekili alınsaydı” yaklaşımını ve Hürriyet’e yönelik kırıp dökmeli, bayrak yakmalı saldırıya gerekçe uydursun.