Hürriyet’in o manşeti

3dk okuma

HÜRRİYET’in, “Özür dileten intihal” manşeti yedi yıl sonra yine hatırlandı. O manşet, hükümet programının TBMM’deki görüşmelerinde gündeme geldi. Yeni kabinede Milli Eğitim Bakanı olan Ömer Dinçer, CHP’lilerin “intihalci” suçlamalarına “Profesörlüğüm anamın ak sütü gibi helal” yanıtı verdi.

Haberin Devamı

Dinçer ardından Hürriyet’e verdiği özel demeçte de suçlamaları reddetti: “Ergenekon’un, Başbakanlık Müsteşarlığı’ndan alınmam için hazırladığı özel bir projedir. Talimatı veren şu anda içeride, Ergenekon’dan tutuklu olan bir paşa.” Bu demecin 13 Temmuz’da yayımlanmasından sonra bazı gazete ve internet sitelerinde Hürriyet’i suçlayan yorumlar yapıldı, bazı okurlardan tepkiler geldi. Bu okurlardan biri olan Nedim Ayhan, bir yazarın yazısından alıntılar yaparak, “Neden hep Hürriyet” sorusunu yöneltiyordu. Ayhan da o yazar gibi “Özür dileten intihal” manşetinin bir “Ergenekon projesi” olduğuna inanıyordu.



Okurun sorusuna yanıt vermek üzere ilgili kitapları, mahkeme kararlarını, üniversitelerin ve YÖK’ün yazışmalarını bulmam zaman aldı. O nedenle bu eleştirilerle ilgili değerlendirmeyi biraz gecikmeyle yapabiliyorum.

Hürriyet, Dinçer’in “İşletme Yönetimi” kitabında intihal yapıldığı iddiasını 11 Şubat 2004 tarihinde “Özür dileten intihal” başlığıyla sayfalarına taşımış. Haberde intihal iddiaları kitapların sayfa numaralarıyla verilmiş. Fakat ben Dinçer’in kitabının ilk baskısını, Koçel’in kitabının ise 1999’da çıkan 7. baskısını bulup o sayfalara baktım. Maalesef haber yazılırken Dinçer ve Koçel’in kitapları birbirine karıştırılmış. Dahası Dinçer o sayfanın altına toplu bir dipnot koymuş; Koçel’in kitabını da kaynak göstermiş! Bu alıntının akademik açıdan uygunluğu tartışılabilir ama intihal demek zor. (ÖRNEK 1)

Nitekim Dinçer’in Hürriyet aleyhine açtığı tazminat davasında, üç profesörden oluşan Bilirkişi Heyeti, o sayfalarda intihal olmadığı görüşünü belirtmiş. Ama heyet, Dinçer’in kitabında üç ayrı yerde intihal yapıldığını tespit etmiş. Mahkeme ise heyetin bu raporu üzerine Hürriyet’in lehine karar vermiş!

Ayrıca Hürriyet’in haberi üzerine kitapları inceleyen Cumhuriyet Üniversitesi Yayın Etiği Komisyonu da Dinçer’in kitabında “intihal yapıldığı” kanısına varmış.

Peki Hürriyet, Bilirkişi Heyeti’nin, mahkemenin ve Etik Komisyonu’nun “intihal yapıldığı” kanısına vardığı konuyla ilgili bu haberi yazmamalı mıydı? Hiçbir gazetecinin bu soruya olumsuz yanıt verebileceğini sanmıyorum. Başbakanlık müsteşarının intihal yaptığına dair böyle bir iddia, hangi gazetecinin eline geçse daha dikkatli araştırır ama mutlaka yazardı!

Yine de Hürriyet’in herhangi bir yerden “talimat alarak” bu haberi yaptığına inanan varsa, elindeki somut bilgi ve belgeyi ortaya koymalı. Birilerinden duyduklarına dayanarak konuşmak ya da yazmak, hüküm vermeye yetmez.  Daha önemlisi Hürriyet, Ömer Dinçer ile ilgili bir intihal iddiası ortaya atmış da YÖK o konuda bir cezalandırma kararı vermiş değil! YÖK kararı, Hürriyet’in yazdığı değil, Dinçer’in diğer kitabı “İşletme Yönetimine Giriş”te intihal olduğu gerekçesiyle verilmiş. Hürriyet’in ilk haberinin bu süreci tetiklediğini söyleyebiliriz. Hürriyet’in sorumluluğu bu noktada. Ama bu ikinci iddiayı kim, nasıl devreye sokmuş, amacı neymiş, bu karar beş yıl aradan sonra nasıl kaldırılmış, hangi karar doğru? Bu soruların yanıtları da her söylenene inanarak değil, araştırmacı gazetecilik yapmakla bulunabilir.

BİLİRKİŞİ RAPORU: İNTİHAL VAR

Haberin Devamı

Ankara Asliye 19. Hukuk Mahkemesi, Dinçer’in Hürriyet’e karşı açtığı davada üç profesörden oluşan bir bilirkişi heyeti oluşturdu. Dinçer’in “İşletme Yönetimi” kitabının 1996’da basılan 1. baskısıyla Koçel’in “İşletme Yöneticiliği” kitabının 1993’te basılan 4. baskısını karşılaştıran heyetin hazırladığı 28 Temmuz 2005 tarihli raporda özetle şu tespitlere yer verildi:

“1) Dinçer’in kitabındaki alıntıları üç grupta toplamak mümkündür. Birinci grupta dipnot düşülerek Koçel’in kitabından aynen yapılan alıntılar yer almaktadır. Dinçer, Koçel’den 11 yerde dipnot düşerek alıntı yapmıştır. Ancak bu alıntılar usule uygun yapılmamıştır.

2) İkinci grupta Koçel’e atıf yapılmayan fakat Koçel’de yer alan aynı orijinal kaynağa atıf yapılan alıntılar yer almaktadır. Bunlar 14 sayfada yapılmıştır. Yargı kararları, aynı orijinal kaynaktan yapılan alıntıları intihal saymamaktadır. Ancak bu tür alıntılar bilimsel etiğe uygun değildir.

3) Üçüncü grup, ne Koçel’e ne de orijinal kaynağa atıf yapılmaksızın Koçel’den yapılan alıntılardır. Dinçer’in 191. sayfasındaki 2. ve 3. paragraflar, Koçel’in kitabının 196-197 sayfalarında yer alan metinlerdir. (ÖRNEK 2) Dinçer’in yine 191. sayfasındaki ‘Bu şartların...’ ifadesi ile başlayan açıklamalar, kaynak gösterilmeden Koçel’in kitabının 199, 201. sayfalarından alınmıştır. (ÖRNEK 3) Keza Dinçer’in 198. sayfasındaki ‘R. Duncan Araştırması’ başlıklı metnin 2 ve
3. paragrafı Koçel’in 223 ve 224. sayfalarından atıfsız alınmıştır. (ÖRNEK 4) Anonim konuların kaynak gösterilerek alınması etiğe uygundur. Dinçer, kaynak göstermeden alıntı yapmıştır.”

Haberin Devamı

İntial iddiasında süreç

Haberin Devamı

- 11 Şubat 2004’te Hürriyet’te çıkan “Özür dileten intihal” başlıklı haber üzerine inceleme başlatan Cumhuriyet Üniversitesi Yayın Etiği İnceleme Komisyonu, kararını 30 Mart 2004 tarihli bir yazıyla rektörlüğe bildirdi: “Prof. Dr. Ömer Dinçer ve Yrd. Doç. Dr. Yahya Fidan tarafından 1996’da yayınlanan ‘İşletme Yönetimi’ adlı kitapta, 1995 yılında yayınlanan Prof. Dr. Tamer Koçel’in ‘İşletme Yöneticiliği’ kitabından aşırmalar bulunduğu tespit edilmiştir. Bazı dipnotlarda Koçel’in adı zikredilmişse de, isim zikredilmeden birebir alıntıların yapıldığı tespit edilmiş ve yazının ekinde sunulmuştur.” Rektörlük ise “zamanaşımı nedeniyle soruşturmaya gerek görülmediği” kararı vererek, bu durumu YÖK’e bildirdi.

- Dinçer, Hürriyet’in yanı sıra iddiaları yineleyen gazetelere tekzip gönderdi ve Hürriyet aleyhine 30 bin lira tazminat istemiyle dava açtı. Mahkeme, üç profesörden oluşan bilirkişi heyetinin “İşletme Yönetimi kitabında intihal yapıldığı” raporunu dikkate alarak, davayı reddetti. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi de mahkemenin kararını 25 Ekim 2007’de oybirliğiyle onayladı.

- Bu arada Dinçer’in kadrosunun olduğu Marmara Üniversitesi, “zamanaşımı”na uğradığı gerekçesiyle Hürriyet’in ortaya attığı intihal iddiasıyla ilgili işlem yapılamayacağını 15 Mart 2005 tarihli bir yazıyla YÖK’e iletti.

- Ardından Prof. Dr. Erdoğan Teziç başkanlığındaki YÖK, bu kez Dinçer’in “İşletme Yönetimine Giriş” kitabındaki “intihal” iddialarını gündemine aldı. 21 Ekim 2005’te toplanan YÖK Yüksek Disiplin Kurulu, Dinçer’e “Üniversite öğretim üyeliğinden çıkarma cezası” verirken, profesörlük unvanını kullanabileceğini de hükme bağladı. Ankara 1. İdare Mahkemesi, Dinçer’in, ceza kararına yaptığı itirazı reddetti.

- Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan başkanlığındaki YÖK, nedense Dinçer’in itirazını beş yıl sonra bir daha hatırladı. Kurulan yeni bilirkişi heyeti, 29 Aralık 2010’da bir rapor hazırladı. Dinçer’in “İşletme Yönetimine Giriş” kitabını, aralarında Dinçer’in “İşletme Yönetimi” kitabının da bulunduğu 14 kitapla karşılaştıran heyet, “Dinçer’in başkasından intihal yapmadığı” sonucuna vardı. YÖK, Dinçer ile ilgili ceza kararını sessizce kaldırdı.

- YÖK’ün bu kararını da artık Milli Eğitim Bakanı olan Dinçer açıkladı. Ancak YÖK Başkanı Özcan, CHP Milletvekili Mahmut Tanal’ın sorusuna “Dinçer’in öğretim üyeliğinden çıkarma cezasının iptali için idari yargıda açtığı davanın henüz kesinleşmediği” yanıtını verdi. Bu da gösteriyor ki, Dinçer ile ilgili “intihal” süreci, hukuki olarak henüz noktalanmış değil.

Haberin Devamı

Haberin Devamı

 

Haberle ilgili daha fazlası: