“Öldürülen gazeteci, Türk bayrağının kaldırılmasından değil, (ki olsa bile buna hakkı var. Bayrağı kaldıran futbolcu Azerbaycan’ı temsilen sahada) o futbolcunun Rum basın mensubuna hareketinden rahatsız olmuş ve bunu terbiyesizlik olarak adlandırmıştı. Haberiniz yanlış.”
Eleştirilen haber, Hürriyet’te, 10 Ağustos’ta “Bayraklı turu eleştiren gazeteci öldürüldü” başlığıyla spor sayfasında yayımlanmıştı. Haberin kaynağı AFP’ydi. (Fransa Haber Ajansı) AFP’nin haberine baktım, cinayetin nedeni şöyle toplanmıştı:
“Aliyev, 6 Ağustos’ta Kıbrıs’ın Apollon Limassol takımı ile oynanan maç sonrasında Türk bayrağı sallayan ve iddiaya göre bir gazeteciye hakaretamiz hareket yapan Azeri takımın forvet oyuncusu Cavid Hüseynov’un davranışlarını eleştirmişti.”
Kabul etmek gerekir ki, bu cümle karışık ve Aliyev’in futbolcunun hangi davranışını eleştirdiği yoruma açık. Gazeteci Aliyev, futbolcunun bayrak sallamasını mı eleştirdi? Yoksa Rum gazeteciye el hareketi yapmasını mı? Hatta iki davranışını da eleştirdiği söylenebilir bu cümleye göre.
Nitekim Hürriyet internet bu cümleyi, basılı gazeteden farklı olarak Aliyev’in futbolcuyu “el hareketi yaptığı için eleştirdiği” şeklinde yorumladı. Başlık da gazeteden farklıydı; “Futbolcu eleştiren Azeri gazeteci öldürüldü”. Böylece gazetedeki gibi “Türk bayraklı turun eleştirilmesi”ne değil, “futbolcu eleştiren gazetecinin öldürülmesi”ne odaklanılmıştı. Gazetedeki gibi Türk milliyetçilerinin duyarlılıklarına seslenme yoluna gidilmemişti.
Sanırım asıl sorun, Azerbaycan gibi “bir millet iki devlet” olarak nitelenen bir ülkedeki gazeteci cinayetinin bile yerel kaynaklar yerine yabancı bir haber ajansından öğrenilmiş olması. Ama buradan doğan eksiklik “fikri takip” ile giderilebilir, gazeteci cinayetinin gerçek nedeni aydınlatılabilirdi.
Okur temsilcisi olarak bu eksikliği gidermek üzere küçük bir araştırma yaptım. Rasim Aliyev, futbolcu Hüseynov’un yakınları tarafından dövüldükten sonra hastanede yaptığı görüntülü söyleşide aynen şunları söylemiş:
“Yunan gazeteci, Hüseynov’a neden Türk bayrağıyla yürüdüğünü soruyor, o da cevap olarak el hareketi yapıyor. Haber de Hüseynov’un Yunan gazeteciye karşı ahlaksız harekette bulunmasından ibaret. Ben de bu videoyu kendi sayfamda paylaştım ve böyle terbiyesiz bir sporcunun bizi Avrupa sahalarında temsil etmesini istemediğimi yazdım.”
Bu söyleşiden birkaç gün sonra yaşamını yitiren Aliyev’in Facebook hesabına da baktım. Aliyev, orada “Hüseynov’dan Kıbrıslı gazeteciye terbiyesiz hareket” haberini ve videosunu paylaşmış, üzerine şu cümleyi yazmış:
“Bu tür ahlaksız, terbiyesiz ve kendini idare etmeyi beceremeyen bir futbolcunun beni Avrupa meydanlarında temsil etmesini istemiyorum.”
Görüldüğü gibi, futbolcuyu eleştirirken “Türk bayraklı tur”dan hiç söz etmemiş. Demek ki, terbiyesizlikten kastettiği, o futbolcunun Rum gazeteciye el hareketiyle yanıt vermesi. Nitekim paylaştığı haber de el hareketiyle ilgili.
Bu durumda “Bayraklı turu eleştiren gazeteci öldürüldü” başlığının yanlış olduğunu söyleyip haberi düzeltmek, öldürülmüş bir gazeteciye borcumuz. AFP ne yazmış olursa olsun gerçek bu...
Okurdan kısa kısa
TOYGUN Çanga: 6 Ağustos’ta, TSK’yı “2020’lere taşıyacak komuta kademesi” başlığı altındaki komutan resimlerinin sıralaması yanlıştı. Devlet protokolünde ve dolayısıyla Silahlı kuvvetler protokolünde Deniz Kuvvetleri Komutanı, Kara Kuvvetleri Komutanı’ndan sonra ikinci sıradadır. Sıralama Genelkurmay Bşk., K.K.K., Dz.K.K., Hv.K.K., J.Gen.K. şeklinde olmalıydı.
Aydın Çalışkan: Ege Bölgesi’nde dağıtılan gazetelerde Sayısal Loto ve şans oyunlarının sonuçlarını göremiyoruz. Bu hizmeti
okurlarınıza vermelisiniz.
Sedat B./Hasip Şahin: Eskiden gazetem, Marmaris’e sabah erkenden gelirdi. Şimdi saat 10-11’i buluyor. O saatten sonra gelen gazeteyi ne yapayım? Hürriyet önlem almazsa erken gelen bir gazete tercih edeceğim.
Cafer Yarkent: 10 Ağustos’ta yayınlanan ödüllü çengel bulmacada “Anahtar kelime” kaç harf?
Altta beş harf kutusu var ama üstte altı daire çizilmiş.
Not: Alttaki beş kutu yanlıştı. Anahtar kelime, Tiflis’ti.
Alişan Çakmakoğlu/ Özdemir B.: İnternette spor sayfasında yayınlanan “Ozan Tufan TT oldu” başlıklı haber yanlıştı. O sahte bir Twitter hesabıydı.
Okan Erdem: İnternet sayfasında bir haberi tıkladığımız an, isteğimiz dışında ekranda dönen filmler, videolar karşımıza çıkıyor. Tek tek durdurmaya çalışsak zaman
geçiyor, habere ilgi dağılıyor.
Doğu Örtaş: Pazar ekinde (9 Ağustos) yayımlanan “Dur bir mola ver” yazısında bir kutuda (Bağcı ve Ayme’nin maceralarını frogsonwheels.com adresinden takip edebilirsiniz) diye yazıyor. Ama o adreste kurbağalarla ilgili bambaşka konular var ve bu
kişilerin gezisiyle ilgisi yok.
Not: Evet, adresin uzantısı yanlış yazılmış; doğru adres frogsonwheels.net.
Koray Kılınçat: 12 Ağustos’ta “Karşılıksız çekte kritik eşik” başlığı altındaki “Çeklerin ödenme oranı yüzde 9’a düştü” cümlesini okuyan, çeklerin ödenme oranının yüzde 9’lar seviyesinde olduğunu düşünecek ve yanlış bilgilenecek. Haberde karşılıksız çeklerin sonradan ödenme oranının yüzde 10’un altında olduğu bilgisi yer almaktadır.
Mevlüt Küçükbahçıvan: Gazetemiz ve eklerinde renkli zemine yazılan yazıları okumak zor oluyor. Zaten yakın gözlüğü kullananlar için de işkence gibi geliyor. Bunu yapmanın bir açıklaması var mı?
Adnan İşyapan: Hemen her gün “Dolar son ... yılın zirvesinde” başlıkları (artış olduğundan) atılıyor. Dolar hiç düşmüyor ki. Önceki günlere dikkat etmeden “Dolar zirve yaptı” başlıkları atacaksanız boşuna bizi yormayın. Konuları yeni bir bakış açısıyla başlıklara taşımanızı öneririm.
Rasim Örnek: 14 Ağustos’ta çıkan haberde, Yunan Sahil Güvenlik botunca batırılan şişme bottan düşenleri kurtaranlar “balıkçılar”. Ama 1. sayfada “denizciler” olmuş. Şehit askerin toprağa verilmesi haberinin başlığı “On binler uğurladı”. Spotta ve haberde ise “yaklaşık on bin kişi uğurladı” yazıyor.
Kürşat Çelik: 5 Ağustos’ta “Spor ekranı”nda Fiorentina-Chelsea maçının saat 22.00’de Kanal D’de yayınlanacağı yazılı idi. Böyle bir yayın yoktu. Digitürk’te ise aynı saatte Bayern Münih-Real Madrid maçı vardı ve bu konuda spor ekranında bilgi yoktu.
Çağrı Kurbal: Sayılarının milyonlar olduğunu varsaydığım bir kitle günde en az 6-7 defa Hürriyet’in portalına girerek aslında ilgileri olmayan, merak uyandırarak hazırlanmış başlıklara tıklayarak “zaman tecavüzü” ne maruz kalıyor. Bu olumsuz durumun düzeltilmesi önemli.