Bu değerlendirmeleri Hürriyet Editörü
Serdar Devrim’e ilettim.
Devrim cevabında,
"Hürriyet’te bir ay süreyle yayımlanan, 56 Hürriyet yazar ve çizerinin seçim gezileri izlenimlerini derlemek ve yazı dizisini noktalamak görevi bana verildi. Ben de mümkün olduğu kadar tarafsız kalarak, bu izlenimlerin ve yazıların ’ortak noktalarını’
bulmaya çalıştım. Ancak gelen tepkilerden -yazıya atılan spotun ve başlığın etkisiyle belki de- yazar ve çizerlerin seçim sonucu tahminlerinin benim şahsi görüşüm olarak algılandığını anlıyorum. Değildir. Yayımlanan rakamlar, Hürriyet yazar ve çizerlerinin il bazındaki tahminlerinin toplamından ibarettir; benim görüşlerim yayınladığımız tahminden farklıdır" dedi.Hürriyet bu seçim sürecinde kamuoyu yoklaması sonuçlarına hiç yer vermedi. Nedeni, birbirinden çok farklı sonuçlar üreten kamuoyu yoklamalarının, çok farklı değişkenlerin etkilediği, karmaşık bir seçim sistemi ile gidilen bu seçimle ilgili yoklamaların sorunlu olacağı düşüncesiydi.Sonuçta en iyi kamuoyu yoklaması seçimin kendisi.
Yazı İşleri’ne neden sormadım?POPSTAR yıldızı
Barış Akarsu’nun ölümünden kısa süre önce çekilen koma fotoğrafının Hürriyet tarafından yayımlanması konusunda okur tepkilerini geçen hafta bu köşede okumuştunuz.Hürriyet yazarlarından
Cengiz Semercioğlu Kelebek’deki köşesinde hafta içinde bu fotoğrafın neden yayımlandığı konusunda Hürriyet Yazı İşleri’nden görüş almadığımı belirterek beni eleştirdi ve fotoğrafın
haber değeri olduğunu iddia etti.Doğru; Hürriyet Yazı İşleri’nden bu konuda görüş sormadım çünkü geçen yıl, 12 Haziran 2006 günü bu köşede yayımlanan eski Başbakan
Bülent Ecevit’in yine cep telefonu ile çekilen koma fotoğrafları konusundaki yazıda, Yazı İşleri Müdürü
Emre İskeçeli şunları söylüyordu:
"Okurlarımızın tepkisine, yine yazarımız Mehmet Yılmaz’ın bir gün sonra yazdığı yazıdan bir alıntı yaparak cevap vermek isterim: Bütün ülkenin sağlığını merak ettiği ve iyileşmesi için dua ettiği, topluma mal olmuş bir şahsiyetin bu fotoğrafları tarihe bırakılacak bir belgedir." Yani bu konuda da benzer bir açıklama geleceği belliydi ve o nedenle sormadım.
Bülent Ecevit ve
Barış Akarsu’nun komadaki fotoğrafları ile tecavüz edilen 16 aylık bebeğin fotoğrafı, Hürriyet’te en çok okur tepkisi yaratan yayın tercihleri arasında başta geliyor. Bu tür fotoğrafların ibret için ya da tarihe not düşmek için yayımlandığı değerlendirmelerine ise katılmıyorum. Aslında, bu tür fotoğraflar daha fazla okurun ve muhtemel okurun dikkatini çekmek için yayımlanıyor. Ama bana kalırsa, Türkiye’de okur, böyle bir fotoğrafa bakarak gazete alma noktasından çok uzakta. Yani ben bu fotoğrafın amaca hizmet ettiği kanısında da değilim.Bir de, kendi hakkında karar verebilme yetisine sahip olmayanların bu tür fotoğraflarının basılması gazetecilik etiği açısından sorunlu olduğu gibi, gelişmiş ülkelerde bu tür fotoğrafların yayımlanması ile ilgili yasal sınırlamalar da bulunuyor.Keşke Türkiye’de de yasal bir sınırlama gereği duyulmadan, bu tür fotoğrafların yayımının bir anlam taşımadığı "ciddi" gazeteciler arasında genel kabul görse...
O haber neden 1 sütunVeli Can Güven: Irak’ta Türkmenlerin yani bizim kardeşlerimizin yaşadığı bir kasabada patlayan bomba gazetede sadece 1 sütun olarak yer bulabilmiştir. Bunun nedenini merak ediyorum. Pakize Suda’nın bugünkü yazısında belirtmeye çalıştığı şekilde önemli olabilmesi ve baş sayfada yayınlanması için illa ki Barış mı olmak gerekiyor? Barış öldü; Allah rahmet eylesin. Ya Irak’ta ölen o 105 kişi; çoluk, çocuk, kadınlar? Onların Barış kadar önemi yok mu gözümüzde?
Haberi sunarken iyice araştırınİrem Güner: Amerika’da Florida’da yapılan ve 27 kişi ile örneklendirilen öğle uykusu uyuyan çocuklardaki zeka düzeyi ile ilgili araştırma özetinin, bu konuda çok bilgi sahibi olmayan aileleri yanlış yönlendirebileceğine inanıyorum. Örneklem çok küçüktür. Çalışan aile çocukları mı? Daha başka birçok bağlayıcı aile ve çocuk durumu, sonucu, yani çocuğun reaksiyonlarını etkileyecektir. SES bilgileri nedir? Özellikle küçük çocukların 1 - 2 saat uyumaları zihinsel gelişimleri açısından büyüme çağında tam tersine yararlıdır. Yetişkinlerin bile 15 dk. uykuya ihtiyaçları olduğu bilinmektedir. Bu alanda bir yayını bizim ülkemiz gibi anne-çocuk eğitimi yeterli oranda olmayan ve pedagoji bilgisi yaygınlaşmamış olan kesimlere sunarken konunun artı ve eksilerini daha fazla sorumluluk anlayışı ile araştırmanızı bekleriz.
Sema ve MevlevilikBahadır Uysal: 7 Temmuz 2007 tarihli ’Hürriyet Ankara’ isimli gazetenizin ’Konserli defileli milli gün kutlaması’ başlıklı haberine çok şaşırdım. Haberin ilgili fotoğraflarının birisinde Mine ve bir semazen var. Fotoğrafın üzerinde ise ’Ünlü şarkıcı Mine, Ürdün Milli Günü’nde semah eşliğinde şarkılar söyledi’ diyor. Semazenin yaptığı semah değil semadır. Semah Alevi, sema ise Mevlevi geleneğinde vardır. Ayrıca şarkı sema edilmez. Haberin devamında da ilahi diyor. Hürriyet’e yakıştıramadım.