Güncelleme Tarihi:
Tam da koro halinde ‘sinemalar ölüyor’ diyorduk ki büyük bir itiraz geldi. Hem de olayın göbeğinde yer alan bir isimden, Muzaffer Yıldırım’dan. Yıldırım, “Hayır sinema ölmüyor” diyor ve ekliyor:
“Sinema pandemi öncesi konumuna dünyanın pek çok yerinde geri döndü. Amerika ve Avrupa’da yüzde 15 geride ama Japonya’da Çin’de, Malezya’da özetle Asya’da pandemiden daha iyi durumda. Yani sinema ölmüyor. Pandemi ve Hollywood’daki grev nedeniyle içerik sıkıntısı yaşandı. Üretim olmazsa sinema da olmaz. Çünkü sinemaya gitmezsin, filme gidersin. İçerik üretildiği, fiyatlar optimize olduğu sürece sinema büyümeye devam edecek. Sinemanın geleceği açısından çok ümidim var.”
Yıldırım sinemadan beklentisini ‘ümit’ten de öteye taşımış. Bir dönem 1.000 salonun üzerine çıkan Mars Sinemaları’nın kurucularından olan Yıldırım sekiz yıl sonra sinema işletmeciliğine geri döndü.
CINENOVA ADI DEĞİŞECEK
Yıldırım, Mars’ı 2016’da Koreli CGV gruba sattıktan sonra yapımcılığı sürdürmüş, yatırımlarını turizm alanında yoğunlaştırmaya başlamıştı. Ta ki sinema salonlarını kapatmaya hazırlanan bazı AVM işletmecilerinden teklifler alıncaya kadar. Gerisini Yıldırım’dan dinleyelim:
“Yıllarca onlardan kiralama yaptığım için AVM işletmecilerini iyi tanırım. Pandemiyle birlikte sinema kayboldu, Türkiye’de 400-500 salon kapandı. Dediler ki biz de salon kapatacağız ya da başka bir şey yapacağız, gel bu salonları sana verelim. Böyle başladık. Şu anda sekiz lokasyonda 70’in üzerinde salonumuz var. İsmimiz Cinenova oldu. ‘Yeniden parlayan yıldız’ demekmiş. Ama sponsor bir banka devreye girecek ve ismimiz çok yakında değişecek.”
Yıldırım sinema salonlarında da değişikliklere imza atıyor. “Mars’ın benim olduğum dönemlerdeki servis hizmet kalitesine getiriyoruz” diyen Yılmaz asıl yeniliğin teknolojide olduğuna vurgu yapıyor:
“Dünyada sinema işinin en çok büyüdüğü bölüm, ‘deneyim.’ Imax yeni bir lazer teknolojisine geçti ve görüntü, ses kalitesi süper. Dün Joker ile birlikte bu teknolojiyi göstermeye başladık. En son 12 yıl önce gelmiş Imax. Biz yeni sinema salonlarımızın hepsine Imax’i koyacağız.”
SALONU KAPATAN PİŞMAN OLUR
Dünyada platformların sinemaya gitmeyi değil evde oturmayı provake ettiğine yönelik bir kanı olduğuna dikkat çeken Muzaffer Yıldırım bu görüşe katılmıyor. Yıldırım, “Platformlar aslında yapımcının desteği. Ben çünkü filmi çekiyorum, sinemaya çıkıyorum, hatta çekerken filmi platforma satıyorum. Yapım için de destek paramı alıyorum. Onun için çok faydalı. Zaten dünyadaki büyük stüdyoların hiçbiri büyük filmleri önce platformlara vermiyor. Çünkü hâlâ sinemanın gelirleri çok yüksek. James Bond için bir platformun 800 milyon dolarlık teklifi reddedildi, pandemi sürecinde beklenildi, bitti gösterime girdi” dedi.
70 MİLYON SEYİRCİYİ GEÇERİZ
Bazı alışveriş merkezlerinin salonlarını kapatarak ya da küçülterek hata yaptığını öne süren Yıldırım “Her hafta 10-12 film vizyona çıkıyor. Biraz sabırlı olmaları lazım. Eski günlerine geri dönüyorlar. Geçen yıl deprem etkisiyle 35 milyonda kaldık ama en geç 2025’te Türkiye pandemi öncesine çok yakın olur. 2026’da 70 milyon seyirciyi geçeriz” diye konuştu.
Bu arada Yıldırım ve arkadaşları bilet fiyatlarını düşürmek için de bir çalışma yapıyor. Yıldırım, “Şu anda bilet fiyatı pahalı. Mesela İstanbul, Ankara, İzmir daha çok cevap veriyor ama Anadolu 150-200 liralık bilet fiyatını kabul edemiyor” diye konuştu.
YAPIM TARAFINDA SÜRPRİZLER VAR
Muzaffer Yıldırım yapımcı şapkasıyla da yine iddialı projelere imza atmaya hazırlanıyor. Yıldırım, Gupse Özay ile üç ayrı projede bir arada. Bunlardan ilki ‘Platonik Aşk’ adında sekiz bölümlük bir dizi. Yıldırım Netflix’te yayınlanacak romantik komedinin izleyiciyi çok güldüreceğini söylüyor. Gupse Özay ile bir de filme imza atacaklarını belirten Yıldırım’ın asıl sürprizi ise bir animasyon. Üzerinde üç yıldır çalıştıkları animasyondaki ‘Gupi’ adındaki kız çocuğu karakteri aslında Gupse Özay’ın küçüklüğü. Dünya genelinde yayınlanacak bu animasyonun ilk bölümü hazırlanmış, şubata kadar sekiz bölüm bitecekmiş. Gupi’yi İngilizce versiyonunda da Gupse Özay’ın seslendirdiğini öğrendim.
Yıldırım yapımcısı olduğu diğer projelerle ilgili son bilgileri ise şöyle anlattı:
“Feyyaz Yiğit’le bir film yapıyoruz. Haziranda sete gidiyoruz. Muazzam bir senaryo. Mehmet Günsür ve Mert Fırat ile bu aralıkta bir Art House film çekiyorum o bitiyor. Çağatay Ulusoy’la Koca Yusuf’u 2025’te çekeceğiz. Göktürk filminin 40 dakikalık bölümü de çekildi. Türkiye’nin en pahalı filmi. 2025’te vizyonda olur. Hatta 29 Ekim diye düşündük. Merve Dizdar ile de bir komedi filmi planlıyoruz.”