ÇUKTOB olarak sektör temsilcilerinin bölgenin turizmden pay alması için büyük bir çaba harcadıklarını belirten Murat Demir, bunun için de yurt içinde ve yurt dışında çalışmaların aralıksız sürdürdüğünü söyledi. Çukurova Bölgesi’nin Türkiye turizminde şu anda istenilen noktada olmadığını, hükümetin ve yerel yönetimlerin bu alanda bir takım yatırımlara öncelik vermesi gerektiğini ifade eden Demir, sektör temsilcileri olarak oluşturdukları lobi ile sık sık sorunları dile getirmelerine rağmen bir arpa boyu yol alamadıklarını söyledi.
ÖNCE İÇ TURİZM CANLANDIRILMALI
Çukurova Bölgesi’nin turizmdeki sorunları ve bunları aşacak çözüm önerilerini sıralayan Demir, şunları söyledi:
"Çukurova Bölgesi olarak turizmde istediğimiz yerde değiliz. Bölge turizmini geliştirme ve canlandırmak için yerel yönetimlerin de yapması gereken bir takım yatırımlar var. Bunlar kolay değil fakat olmazsa olmaz yatırımlardır. Bölge olarak öncelikle iç turizmi canlandırmamız lazım. Bunun için de kentlerin eski tarihi dokularını restore ederek günümüz şartlarında kullanılabilir ve işlevsel hale getirmemiz lazım. Örneğin Adana tarihi hanları, pasajların restorasyonunu yaparak bir kapalı çarşı, bir mısır çarşısı yaptırsak, iç turizme büyük bir hareketlilik kazandırırız. Bu Mersin, Hatay için de geçerlidir. Bölge illerimize baktığımız zaman bunu Gaziantep, Konya ve Kayseri başararak iç turizmde belli bir noktaya geldiler."
Bölge turizminin gelişmesi için merkezi hükümetin de yapması gerekenlerin olduğunu anlatan Demir, "Turizmin gelişmesi için ulaşım olmazsa olmaz faktörlerden bir tanesidir. Ulaşımla birlikte, turizmin alanı ilan edilmiş yerlerin mutlaka bir an önce sektöre kazandırılması gerekiyor. 1990’lı yıllarda Mersin ve Adana’da turizm alanı ilen edilmiş yerler var. Bugüne kadar bunların imar planları yapıp yatırıma hazır hale getirildi. İnanıyorum ki, bu yatırımlarla iç ve dış turizmi de etkilenecektir" diye konuştu.
EN ÇOK DÖVİZ KURVAZİYER YOLCUSUNDA
Bölgede mevcut otellerin doluluk oranlarının tatmin edici olmadığını kaydeden Murat Demir, şehir otelleri ile yazlık tatil yörelerindeki otellerin yılda 3-4 aylık bir doluluk dönemi yaşadığını söyledi. Bölgede kışın şehir otellerinin, yazın da tatil beldelerindeki otellerin büyük bir hareketlilik yaşadığına dikkat çeken Demir, yatak sayısının ve tesis yetersizliği nedeni ile bölgede kongre turizminin yapılamadığını ifade etti. Yeni kurulan hükümette bölge milletvekillerinin bakan ve başbakan yardımcısı olduğunu bundan dolayı da şok mutlu olduklarını belirten Demir, "Yeni hükümette bakanlarımız ve başbakan yardımcımız var. Turizme daha sıcak bakıyorlar. Onlarla birlikte Çukurova Bölgesini hak ettiği noktaya getireceğiz" dedi.
Doğu Akdeniz’in kurvaziyer turizmine uygun olduğunu ancak Ortadoğu’daki istikrarsızlık nedeni ile sektörün destinasyonu kullanmadığından yakınan Demir, şöyle devam etti:
"Kurvaziyer hareketliliği için bölgenin güvenli bir bölge olması gerekiyor. Sektör olarak kurvaziyer gemilerini Mersin’e gelmesini sağladık. Fakat maalesef Ortadoğu’daki olumsuz olaylar nedeni ile bir müddet askıya alındı. Buna rağmen önümüzdeki dönemlerde bu gemilerin gelmesi için örneğin Mersin’deki Çamlıbel Balıkçı Barınağı’nın batı tarafına kurvaziyer gemilerinin yanaşması için bir rıhtım yapılması planlanıyor. Kurvaziyer turistik gittikleri kentlerin ekonomisine büyük katkı veriyor. Kurvaziyer yolcusu, en çok döviz bırakan turisttir."
İNANÇ TURİZMİ GÖZARDI EDİLEMEZ
Demir, Silifke’de Ayatekla, Tarsus’taki St. Paul, Hatay’da St. Pierre’in Hıristiyan dünyası için çok önemli inanç merkezleri olduğunu, bu nedenle de inanç turizminden pay sağlamak için yurt dışı fuarlarında ön plana çıkartıldığını kaydederek şunları söyledi:
"Ancak öyle bir şey ki, her şey birbiriyle bağlantılı durumda. İnanç turizmi ile gelecek olan turist, inanç ziyaretiyle ilgili kiliselerini ziyaret edecek. Kiliselerimiz daha buna müsait, elverişli değil. Bunu düzenlememiz lazım. Restorasyonu yapıp ziyaretçiye açmamız gerekir. Bunların ibadete bile açılmasını sağlamamız lazım. Bu bölgemiz açısından en önemli turizmin hareketlerinden bir tanesidir. Örneğin, Ayatekla, St. Paul ve St Pierre’in tanıtımını daha fazla yapmamız gerekiyor. Biz de ÇUKTOB olarak bunu yapmaya gayret ediyoruz. Bu doğrultuda çalışmalar yapıyoruz."
HAVAALANI ZAMAN GEÇİRİLMEDEN TAMAMLANMALI
Çukurova Bölgesel Havaalanı’nın da bölge turizmi açısından çok önemli olduğunu, o nedenle de bu havaalanının bir an önce tamamlanması gerektiğinin altını çizen Murat Demir, şöyle konuştu:
"Çukurova Uluslararası Havaalanı Türkiye’nin en önemli hava alanlarından bir tanesi olması planlanıyor. Bu havaalanıyla birlikte direk uçuşların sağlanması gerekiyor. Turisti getirmenin en kolay yolu bölgeye direk uçuşların olmasıdır. Gerekirse, bölgeye uçuş yapacak havayolu şirketlerinin süspanse edilmelidir. Tarsus-Kazanlı Turizm Bölgesi ve Karboğazı Kayak Merkezi ile birlikte diğer turizm bölgeleri biran önce yatırımcılara açılmalıdır. Tarsus-Kazanlı ile birlikte turizm bölgesi ilan edilen Belek’te G20 Zirvesi yapıldı. Gerekli yatırımlar yapıldığı takdirde Adana’da, Mersin’de neden bir G20 Zirvesi yapılmasın. Çünkü Çukurova Bölgesi, yılın 12 ay turizme elverişli bir bölgedir. Birer saatlik yolculuk mesafesinde hem denize girilebilir, hem yaylaya çıkılabilir. Ya da golf oynanıp, kayak yapılabilir bir konumdayız. Bunun için de merkezi hükümetin bölgemizdeki turizm bölgelerini biran önce yatırıma açıp, yatırımcı için de tahsislerini yapması şart. Böyle olursa Mersin, Türkiye’deki birçok turizm bölgesinin önüne geçerek, Türkiye ekonomisine büyük bir döviz girdisi sağlar."