Milliyet’in okur temsilcisi Belma Akçura’nın da yazıları yayımlanmıyor gazetesinde. “Ombudsman” köşesi, son olarak 21 Kasım’da çıkmıştı.
Zaten Türkiye’de dört gazetede okur temsilcisi vardı; onlardan ikisi yerlerinde yok. Aynı kulvarda kalem oynattığım meslektaşlarımın gazetecilik yapamaz hale getirilmeleri medyanın içinde bulunduğu durumu hatırlatması bakımından can yakıcı bir örnek.
Bu kadar da değil, büroya her girdiğimde bir hatırlatma tablosu ile daha karşılaşıyorum. Odamın bitişiğindeki oda iki aydır kapalı, karanlık. O odanın sahibi, Doğan Holding Ankara Temsilcisi Barbaros Muratoğlu da 1 Aralık 2016’dan bu yana özgürlüğünden yoksun. O da Silivri’de...
Üstelik hapisteki gazetecilerin sayısı her geçen gün de artıyor. Çağdaş Gazeteciler Derneği’ne göre, hapisteki gazetecilerin sayısı 147’ye ulaştı. Erol Önderoğlu’nun hazırladığı BİA Medya Gözlem Raporu’na göre yargılanan gazetecilerin sayısı da 229. Ekim-Aralık 2016 döneminde 12 kez yayın yasağı kararı verildi. 24 medya kuruluşu kapatıldı. İşsiz kalan gazetecilerin sayısı ise artık binlerle ifade ediliyor. Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün Basın Özgürlüğü Endeksi’nde ülkemiz, 180 ülke arasında 151. sırada.
Medyanın içinde bulunduğu bu tabloya yönelik eleştirilerden biri, ONO’dan (Uluslararası Haber Ombudsmanları ve Standart Editörleri Birliği) geldi. Benim de üyesi olduğum ONO, dünyanın çeşitli ülkelerinden ombudsman ve standart editörlerini bir araya getiren saygın bir meslek kuruluşu.
ONO Başkanı Esther Enkin, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a, Ottawa Büyükelçiliği aracılığıyla bir mektup gönderdi. Enkin mektubunda “Güray Öz ile tarafsız ve bağımsız olarak işlerini yaparken gözaltına alınan” tüm gazetecilerin derhal serbest bırakılması çağrısında bulundu:
“ONO, Türkiye hükümetini Cumhuriyet gazetesi ombudsmanı Güray Öz’ü serbest bırakmaya davet eder. Ayrıca bizler, Türkiye hükümetine, görevlerini tarafsız ve bağımsız bir şekilde ifa ettikleri için tutuklanan tüm gazetecilerin acilen serbest bırakılması çağrısında bulunuyoruz.
ONO, Kuzey ve Güney Amerika, Avrupa, Asya ve Avustralya kıtalarında üyeleri bulunan uluslararası bir organizasyondur. Üyeleri, dünyadaki en etkili medya şirketleriyle ilişkilidir. Açık ve adil bir şekilde haber yapmak, bazen de hükümetleri eleştirmek ombudsman ve gazetecilerin demokratik görevidir. Türkiye hükümetini hukukun üstünlüğüne ve basın özgürlüğüne saygı göstermeye çağırıyoruz.”
Umarım 2017, cezaevlerindeki gazeteci arkadaşlarımızın özgürlüklerine kavuştuğu, medya üzerindeki kara bulutların dağıldığı bir yıl olur...
OKURDAN KISA KISA
HALİT ÇOKAN: Gazetede ve internette yayınlanan “Kilis iddianamesinden: Gülen takke vermiş” başlıklı haberde kullandığınız Hasan Ayaz fotoğrafı yanlış. İsim benzerliği olabilir ama kullandığınız fotoğraf, Kilis ve olayla ilgisi olmayan İzmit Belediye Meclisi üyesi Hasan Ayaz’a ait. (17 Ocak)
FATİH BATI: “Antibiyotik direncinde hayvan eti tespiti” haberinde “Türkiye’de kino nom ve penisiline karşı direnç var” yazıyor. “Kino nom” derken sanırım “kinolon” demek istendi. Sağlık haberciliğinin önemini hatırlatarak düzeltilmesi... (25 Ocak)
İLHAN ÇÖREMEN: “Elektrik kesintilerine otopsi” başlıklı haberde enerji nakil hatları ile ilgili “kilowatt” tanımlaması yapılmış. Yüksek gerilim birimi “kilovolt” tur. (24 Ocak)
NEZİH AKKUTAY: Avrupa baskısının spor sayfasında “Haftanın hakemleri” bölümü Fenerbahçe-Eskişehirspor maçıyla başlıyor. M. Sivas- Galatasaray, Mersin İY- Beşiktaş maçlarıyla devam ediyor. Üç İstanbul takımının bu rakipleri geçen sezon küme düştü! Aklıma tek gelen ihtimal, geçen sezonki 18. hafta maçlarının bu sezona aitmiş gibi yayınlanmış olması. (20 Ocak)
BÜLENT ÖZEL: Spor sayfasında Fenerbahçe-Panathinaikos basketbol maçı haberinde “Udoh maçtan önce sakatlandı” spotu altındaki haberde “Bogdanoviç’in maçta 7 sayı, 3 ribaund ve 5 sayı ile oynadığı” yazıyor. “5 sayı” dediğiniz “5 asist” sayısı olabilir mi? (20 Ocak)
OSMAN F. GÜVEN: Kelebek 2 ekinizde ev yapımı konserve, taze sebze-meyve saklama ve kurutma işlemi gibi faydalı bilgiler mevcut. Ancak bu kışın ortasında değil de yaz aylarında yayınlansa daha faydalı olur. (13 Ocak)
MÜGE KADIKIRAN: Eskiden suça karışanların, faillerin gözleri en azından siyah şeritle kapatılırdı. Amca oğluyla çekilmiş hatıra fotoğrafı gibi olması engellenir, buzlandırılırdı. Şimdi web sayfanızda insanların yüzleri lak diye ortada.
HALUK KARTAL: “Solotürk’ten yavaş rekoru” başlıklı haberde yer alan “iniş kalkış sürati azami 300 km/saat olan” ifadesi hatalı. Doğrusu “en az (veya minimum) 300 km/saat”. (26 Ocak)
GÜRBÜZ ONUR: Spor sayfasının hemen tümü 3 büyük takımın haberleri ile dolu. Örneğin bugünkü spor sayfasında bir sayfa Şenol Güneş ve Quaresma’nın resmiyle kaplı. Resmi biraz küçültüp 2. ve 3. lig puan durumlarını vermek bu kadar zor mu? Futbol haberleri sadece 4 büyükleri mi kapsıyor? (24 Ocak)
TARIK TÜMLÜ: Ekonomide “Dayanılmaz cazibe” haberinize “yüksek büyüme performansını sürdüren Türkiye” diye girmişsiniz. Duymadınız galiba, “TÜİK, Türkiye’nin yılın üçüncü çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 1.8 küçüldüğünü” açıkladı.
Performans yavaşladı. (25 Ocak)
NURİ BULGULU: Arkadaşlarla 15 Nisan-30 Haziran arasındaki Hürriyet’te siyasi haber dağılımını inceledik. 10 haberden 8’i hükümet veya iktidar partisine, 2’si muhalefete ayrılmıştı. 14 Kasım tarihli “Siyasi haberlerde eşitlik” yazınızı okuyunca 15 Kasım–31 Aralık tarihlerini inceledim. Bu oran 9’a 1 olmuş. Hatta bazı günler muhalefete hiç yer verilmemiş.
ELİF EYLÜL: Bugün 24 Ocak, Uğur Mumcu ve Gaffar Okkan’ın ölüm yıldönümü. Anmayla ilgili bir haber görebilir miyim diye girdim haber sitenize. Bırak haber yapmayı, adlarını bile anmamışsınız. (24 Ocak)
İLHAMİ AKKUM: “Yolcu otobüsü TIR’a arkadan çarptı: 10 yaralı.” İnternetteki bu haberde kazaya karışan otobüs firmasının adı yok. (26 Ocak)
MUSA ALİOĞLU: “Bu şirketler uçuyor” haberinde en hızlı büyüyen 100 şirketten bahsediliyor. Ama yüzde 4473 büyüyen ve birinci olan Ares Tersanecilik’in adı sadece bir yerde geçiyor. Bu mudur, eksiksiz ve doğru haber? Hakkını teslim ediniz lütfen. (27 Ocak)
ŞENAY OSMAN: Caner haberi görmekten bıktım usandım. Her gün servis ediyorsunuz bize. Yeter artık, yayınlamayın. Futbol izleyenler maç programlarında görüyor, izliyor.
ASIM DAL: İnternetteki şu manşetinize bir bakın; “Yer İstanbul... İşte son durum... Patlamalar oluyor”. Hadımköy’deki bir fabrikadaki yangın haberi böyle mi verilir? Bombalı saldırıların yaşandığı bir ülkede böyle başlık atmanıza sadece insaf diyebiliyorum. (25 Ocak)