Bodrum’un saklı bahçeleri

1dk okuma

Bodrum ramazan nedeniyle sezona sönük başladı. Geçen hafta etrafı kolaçan edip en çok konuşalan ve çoğu yeni açılan mekânlarına gittim. Birbirinden farklı restoran ve otelleri gezdim. İşte bazıları hakkındaki izlenimlerim

Haberin Devamı

Saffet Emre TONGUÇ

RESTORANLAR

Cenk Eren sahne alıyor
* Bodrum Yalıkavak’ta yeni bir restoran/bar Mufla (0252 385 20 30, muflabodrum.com.tr) açıldı. Mönüsü Akdeniz, Girit ve Anadolu mutfağının karışımından oluşan mekânın mutfak şefliğini Istanbul Cullinary Institute’da eğitmenlik yapan Devran Karaalp üstlenmiş. Ekmekler, makarnalar ve muhteşem tatlılarsa Gülfem Atalay’ın elinden çıkıyor. Mısır ekmeği ve füme tereyağları çok lezzetli, Girit köfte, isli Çerkez peynirli beğendiyle servis edilen kuzu kafes, karidesli buğday risotto ve günlük zeytinyağlı büfesinin de onlardan aşağı kalır yanı yok. Limonlu profiterol ve yeşil elmalı-fıstıklı baklavası mutlaka denenmeli. İşletmecileri Ergun Yıldız ve Didem Özgen daha önce başka mekânlarda başarı gösterdikleri için restoran bu sezona iddialı başladı. Çok rüzgarlı olabiliyor, tedbirli gitmeyi unutmayın. En güzel günbatımı manzarasına sahip mekânlardan Mufla’nın kapı komşusu My Club’da her cuma-cumartesi Cenk Eren sahne alıyor.

Mavinin buluştuğu bahçe
* Kabuklu deniz ürünleri konseptiyle bir ilki gerçekleştiren Kabuk Restaurant (0 252 38554 31 - kabukrestaurant.com) üçüncü yılını doldurdu. Hem öğlen hem akşam açık olan mekân Yalıkavak’ta yeşille mavinin buluştuğu bir bahçede Tilkicik Koyu manzarası eşliğinde hizmet veriyor. Kabuk Restaurant’ın jumbo karides, sübye, tarak, ahtapot, ıstakoz, midye, nadir bulunan mavi yengeç ve böcek gibi tatlardan oluşan mönüsü de dekorasyonu da ilginç. Ağaçların gölgesinde Ege’nin mavi sularının keyfini sürerken ıstakoz bisque çorba, ahtapot yahni, deniz mahsullü tagliatelle, Fransızların özellikle Marsilya’da yaptıkları meşhur balık çorbası bouillabaisse, mürekkepli sübye risotto, paella ve Kabuk’un simgesi olan Kabuk Full House’u deneyin.

Sanki Yunan adaları
* Türkbükü’ndeki Kuum Beach’in içinde bulunan Kuumsal Balık (0252 311 00 65) deniz üzerindeki iskelede servis veriyor. Mönüde rezene kökü, somon bonfile ve pastırma gibi değişik mezeler de var klasik olanlar da. Bademli sufle ve katmerli dondurmaysa güzel bir yemeğin doruğa taşındığı anların başlangıcı. Ben en çok güler yüzlü servislerinden ve çalan müziklerden hoşlandım. Mekân insana Yunan adalarındaymış izlenimi veriyor.

OTELLER

Maça Kızı’na rakip
* Maki Hotel baştan aşağı yenilenerek ‘No:81 Hotel’ (0252 377 61 05, no81hotel.com) adıyla kapılarını açtı. İdeal bir düğün mekânı olduğunu düşündüğüm 950 metrekarelik iskelesinde Daze Restaurant ve insanların iç içe yatmadığı şık bir plaj hizmet veriyor. Akşam yemeği sonrası gece kulübüne dönen Daze’in başında Şef Arif Solukanoğlu bulunuyor. Daha önce Lavanda Hotel’de çalışan Arif Usta’nın yemekleri parmak yedirten cinsten. Sunumlar da çok başarılı. Dana kaburga, lagos buğulama, kaz ciğeri, dağ mantarlı risotto, ördekli pizza, elmalı baklava ve çikolata topu içindeki tatlıyı çok sevdim. Otelde kalmasanız bile muhakkak yemeğe ya da içkiye gidin. Dj Cafer Palamut’u takdir etmemin sebebiyse tribünlere oynamaması oldu, hiç ‘eller havaya’ tarzında Türkçe parça çalmayıp ‘oldies’ ve ‘deep house’ tarz müziğiyle kaliteli bir ambiyansa katkıda bulunuyor. Otelin sahibi Karakaya ailesinin sıcakkanlı kişilikleri ve yeşile verdikleri değer işletmenin her köşesinde hissediliyor. George Rae tarafından yapılan heykeller otelin modern dekorasyonuna sanatı da katıyor. Her odanın içinde bulunan Merve İşeri’nin tablolarında 81 rakamıysa gizli görselleştirilmiş. Tam bir ‘gör-görül-hava at’ mekânı halindeki Maça Kızı’na ciddi bir rakip olacak tesisin standart odaları çok büyük değil ama iyi döşenmiş. Türkbükü’nün gürültülü gece hayatı dolayısıyla sakin bir tatil arayanlara uygun olmayabilir. Bu arada otelin adındaki 81 sahiplerinin Perşembe Pazarı’ndaki dükkânlarının numarasıymış.

Bir de ateş yandığında görün
* 19 odalı Bella Sombra Hotel (0252 377 61 00, bellasombrahotel.com) Bodrum’un yenileri arasında. Türkbükü’nün göz yoran o gürültülü atmosferinden uzakta kalan bir gizli bahçe gibi. İçeri bir kez girince o dışarıdaki karmaşaya geri dönmek istemiyorsunuz. Havuzunu Provence tarzının sade ve samimi havasını yansıtan şık bahçe mobilyaları süslüyor. Odalar samimi ve şık döşenmiş ama küçük, banyo kapılarının şeffaf olması bazı insanları rahatsız edebilir. Otel dışı misafirlere de açık olan 80 kişilik restoranın mönüsü Akdeniz ağırlıklı dünya mutfağından oluşuyor. Ambiyans, lezzetler ve servis çok iyi. Benim gibi bir tatlı düşkünüyseniz panna cotta’nın tadına muhakkak bakın. Barına bayıldım. Özellikle gece ateşler yandığında daha da cazip bir hale geliyor.

Daha etkileyici olabilirmiş
* Bodrum Yarımadası’nın en güzel koylarından Gündoğan’daki Mivara Bodrum (0252 311 34 34, mivara.com) denize sıfır bir tesis. Odaların büyüklüğü 45 ile 125 metrekare arasında değişiyor. Ben en çok odalardaki ferahlığı ve geniş balkonları sevdim, bazı teraslarda bulunan jakuziler de harika. Yıllarca yurt dışındaki gemilerde ve iyi otellerde çalışmış personelden dolayı servis iyi. Denizi ve havuzuna bayıldım ama manzarasındaki Gündoğan’ın bir taş yığını haline getirilmesine üzüldüm. Lobi ve ortak alanlara para harcanmış gene de ‘daha etkileyici döşenebilirmiş’ dedim. Otel ilk başta fazla taş gelebilir ama yıllar içinde yeşilin artması ve büyümesiyle daha iyi olacak diye düşünüyorum.

İl Riccio yaza damgasını vuracak
İtalya’daki Capri Palace Hotel & Spa’da hizmet veren Michelin starlı restoran İl Riccio D-Hotel Maris’ten sonra Bodrum Cennet Koyu’nda ikinci bir şubeyi açtı. İyi ki de açtı, bence Bodrum’un en şık, en değişik yerlerinden biri olmuş. Yıllarca Bodrum için dünya jet setinin Türkiye’deki mekânı deriz. Oysa Bodrum’un birçok yeri son derece vasat. Türkbükü’nde bir yürüyün, etraf Çin malı incik-boncuk satan, sebze hali tezgahlarından hallice standlarla dolu. Bir yanda şık bir restoran, devamıysa seyyar satıcı kıvamında. İl Riccio ise büyülü bir yer. Öncelikle kopyala-yapıştır bir sürü mekâna örnek olmasını dilediğim bir mimari insanı bir hayal alemine sokuyor. Yemekler çok lezzetli, servis de bir sürü İtalyan şef ve garson çalışıyor. Salaş balık restoranlarında ödediğiniz parayı düşününce fiyatlar pahalı değil. Tatlı mönüsü yok, sizi bir odaya götürüyorlar. Aman Allahım o da ne! Onlarca çeşit tatlı var ve tabağını doldurabildiğin kadar dolduruyorsun, fiyatıysa 40 TL. Tesis gündüz plaj olarak da hizmet veriyor ve denizi mükemmel. Bu yaz iki İl Riccio’yu da denedim. D- Hotel Maris’teki de çok iyiydi. Tam denizin üzerinde muhteşem bir koyda olması ve yemyeşil doğa restorana apayrı bir hava katıyordu. Hangisi dediğinizde tercih yapmak biraz zor ama parmağım Bodrum için kalkıyor.

Haberle ilgili daha fazlası: