Eski Türklerde demirin kutsal sayılması demir, çelik, gümüş gibi maden ve maden alaşımlarının bu renkle ilişkilendirilmesiyle de alakalıdır. “Gök girsin, kızıl çıksın” cümlesi buna eş değerdir. Hey’et, “Türkler zevk düşünce ve inanışlarına göre bazı renkleri sevip, onları uğurlu saymışlardır. Hatta bazen bir renge ilahi bir boya da vermişler ve onu Tanrı’nın rengi gibi
kabul etmişlerdir (gök rengi gibi)” derken, bazı araştırmacılar ise, “Mavi renge karşı saygı, bütün Türk halklarında vardır. Eski inançlara göre bu renk, Tanrı rengidir. Gök kelimesi genel olarak yaşamak, yenilenmek, gençleşmek anlamını verir” demektedir.
GÖK GİRSİN KIZIL ÇIKSIN NE DEMEK?
Kırgız, Yabaku, Kıpçak ve daha başka boyların halkı and içtiklerinde, yahut sözleştiklerinde, demiri ululamak için kılıcı çıkararak yanlamasına öne koyarlar. "Bu gök girsin kızıl çıksın" derler ki "sözünde durmasan kılı kanına bulansın, demir senden öcünü alsın" demektir. Çünkü onlar demiri büyük sayarlar.