1 Kasım 2015 Genel Seçimlerin'de CHP birçok miting düzenleyerek halka karşı vaatlerini söyledi. CHP'nin 1 Kasım erken seçimi için sunduğu vaatler şu şekilde;
AKIL TUTULMASINDAN AKILLI DEVLETE
Türkiye, on üç yıldır tek başına iktidar olan bir siyasi partinin kurduğu
hükümetler tarafından yönetilmektedir. Bu süre içinde milletin desteği,
adalet, huzur ve refah için kullanılmak yerine gerilim, kutuplaşma ve
çatışma ekseninde heba edilmiş, “milli irade” yolsuzluk, adaletsizlik ve
bölücülük için kılıf yapılmıştır. Türk milleti ve devleti beka sorunu ile yüz
yüze bırakılmıştır.
Bugünkü Türkiye tablosu milli ve manevi değerlerimizin tahrip
edildiği, terörün azdığı, bölücülüğün cesaret bulduğu, işsizlik ve
yoksulluğun tırmandığı, yolsuzluk ve adaletsizliğin zirve yaptığı, eğitimin
milliliğini kaybettiği, Türkiye’nin uluslararası camiada itibarsızlaştığı,
vatandaşların borç yükü altında bunaldığı bir yıkım ve hezimet
tablosudur. Türkiye meşruiyetini başka mahfillerde arayan, liyakatsiz ve
basiretsiz AKP hükümetlerinin idaresinde, başta Büyük Ortadoğu Projesi
olmak üzere emperyalist projelerin taşeronu olma zilletine düşürülmüş,
kan, gözyaşı ve katliamlara ortak edilmiştir.
Son yıllarda, Türkiye’nin tek milletli ve tek devletli olarak ilelebet
yaşama ülküsünü zedeleyen gelişmeler birbiri peşi sıra meydana
gelmiştir.
Başta bölücülük hareketlerinin hiç olmadığı kadar güç kazanması
olmak üzere, siyasî taviz politikalarıyla terör meselesinin aynı zamanda
bir kimlik meselesi hâline getirilmesi, sözde demokratik söylemlerle
kılıflandırılan bölücü taleplerin kabul ve karşılık görmesi, Türkiye
üzerindeki sosyal ve siyasî basıncın yükselmesi bunlardan bazılarıdır.
Millî kimlik ve milli tarih şuurundan yoksun AKP yönetimleri,
sistematik biçimde yürütülen Türk milletini tasfiye projesinin ilmek ilmek örülmesine uygun vasat oluşturmuşlardır. Bu süreçte önce milletin
fertleri arasındaki güçlü bağlar gevşetilmeye çalışılmış, bu amaçla
çoğu ayrıntı düzeyindeki farklılıklar öne çıkarılmış, tarihi ve kültürel
derinliğe sahip ortak değerler kıymetsizleştirilmiştir. Sürekli olarak 36
etnik gruptan söz edilerek toplumda etnik ayrılıkçılık öne çıkarılmış,
ötekileştirici bir dil ile de mezhepçilik kaşınmıştır.
“Siyasî/hukuki” kimlik ile “etnik/kültürel kimlik” arasındaki ayrımın
anlaşılamaması, “insani hak talebi” ile “etnik /ayrılıkçı imtiyaz talebi”
arasındaki farkın da anlaşılamamasına sebep olmuş, bu durum ise
bölücülüğün ivme kazanmasına yol açmıştır.
“Millet olma hâli”, böylelikle topyekûn ve organize bir saldırıya
maruz bırakılmıştır.
“Türk” isminin tüm dünyada zihinlerde çağrıştırdığı ihtişamın
içinin boşaltılması çalışmalarına girişilmiş, bu çerçevede, Anadolu
coğrafyasında mukim irili ufaklı etnik topluluklarla birlikte telâffuz
edilerek “Türk” kelimesinin kapsayıcı, kuşatıcı, heybetli ve en az bin yıldır
bir medeniyete gönderme yapan niteliği örselenmiştir.
Türk isminin ve tanımlamasının karşılık bulduğu evrensel çerçeve
bu şekilde zayıflatılmaya, vatandaşlarımızın bu tanımlamayla olan
duygudaşlıkları kurutulmaya ve irtibatları kesilmeye çalışılırken,
eşzamanlı olarak bir etnik grubun milletleştirilmesi ve ait olduğu kültür
havzasından soyutlanarak emperyalizme yem edilmesi gayretleri de hız
kazanmıştır.
“Açılım” ve “çözüm” adı altındaki ihanet sürecine paralel olarak
yapılan birçok yasal ve idari düzenleme, etnisite merkezli, farklılıkları
ve ayrımcılığı öne çıkartan bir anlayışla şekillendirilmiş, bu kapsamda
sürdürülmekte olan hukuki süreçler, giderek Türkiye’nin üniter yapısını
zorlayan bir mahiyete sürüklenmiş, yaşananlar devletin ve milletin
bekasını alenen tehdit eder hale gelmiştir.
Bölücü terörle yürütülen müzakere süreci, ne PKK’nın dağdan inmesini
ve silah bırakmasını ne de birlikte yaşama iradesinin güçlenmesini sağlamıştır. Sadece taviz ve teslimiyet döngüsünde ilerleyen bir hükümet
icraatı ile birliğimiz zedelenmiş ve Türkiye zayıflatılmıştır. Terör örgütü
PKK “çözüm” kandırmacası altında devletin terörle mücadeleyi bıraktığı
süreci silah, mühimmat ve militan yığınağı yapmak için kullanmıştır.
• Türkiye’nin içinde bulunduğu acil durum ve kriz ortamının
sükûnete kavuşturulması sağlanacaktır. Türkiye’nin her noktasında
huzur ve güven yeniden ve kalıcı bir şekilde tesis edilecektir. Bu amaçla,
öncelikle her türlü terörün kökü süratle kazınacak, ülkemize tehdit
oluşturan içeride ve dışarıdaki terörist unsurlar etkisiz hale getirilecek,
hainlerin mutlaka Türk yargısı önünde hesap vermeleri sağlanacaktır.
• Teröre ve teröriste yataklık eden, hamilik yapan, destekleyen,
arka çıkan, göz yuman, açık ya da gizli işbirliği içinde olan, her türlü
kaynak sağlayan, sempati besleyen bütün kişi, kurum, kuruluş, kesim,
topluluk, cemaaat ve benzeri unsurlar yargı önüne çıkarılacak ve ihanet
sürecindeki payları ölçüsünde cezalarını göreceklerdir.
• Ulusal bütünlüğümüzü hedef alan ve “çözüm” rezaleti altında
yürütülen müzakereye son verilerek ihanet süreci tamamen bitirilecektir.
• Toplumsal, siyasi ve ekonomik dar boğazların kronik hale
gelmeden, krize dönüşmeden giderilmesi ve Türkiye’nin normalleşmesi
temin edilecektir.
• Üniter yapı, millî ve manevî değerler ile Cumhuriyetin temel
niteliklerinin tahribine ve tehdidine dönük düzenlemeler kaldırılarak,
devletin ve milletin bekasına dönük tehditler giderilecektir.
• Anti demokratik, vesayetçi, kayırmacı, hukuk tanımaz, kişi
güvenliğini ihlal edici, temel insan hak ve özgürlüklerini kısıtlayıcı her
türlü iş, işlem, kural ve kurum bütün unsurlarıyla ele alınarak bozuk
düzene son verilecek, hukukun üstünlüğü hâkim kılınacaktır.
• Siyasetteki çatışma, toplumdaki kutuplaşma, medyadaki
tekelleşme, devlet idaresinde kayırma ve her alanda yaygınlaşan
istismarcı ve kavgacı söylem ve eylem yerine; kucaklayıcı, Türkiye’yi
birlikte geleceğe taşıma iradesinin güçlendiği, ahlakî ilkelerin egemen
olduğu bir toplumsal yapının tesisine hizmet edilecektir.
• Türkiye’nin hem siyasi hem de ekonomik açıdan küresel bir güç
olması yolunda ihtiyaç duyduğu çağdaş normlarda bir devlet ve toplum
düzeninin gerektirdiği bütün demokratik kurum ve kurallar bir an önce
tesis edilecektir.
ÇAĞIN DİNAMİKLERİNE MİLLİ BAKIŞ
Partimiz; küreselleşme sürecinin insani
bir mecraya sokulabilmesinin ve küresel ölçekte bir adalet hareketine
dönüşebilmesinin; dünya nimetleri ve teknolojik imkânların tüm
insanlığın ortak geleceğine hizmet edecek şekilde kullanılması, insanların
temel hak ve özgürlüklerinin teminat altına alınması, kültürler ve
medeniyetler arasında ekilmeye çalışılan kin ve nefret tohumları yerine
karşılıklı saygı, hoşgörü ve anlayışa dayalı işbirliğinin geliştirilmesi, açlık
ve yoksulluğun önüne geçilmesi, terörizmle mücadele için ortak bir tavır
geliştirilmesi, kadın ve çocuk hakları ile yaşanabilir bir çevre için seferber
olunması halinde mümkün olabileceğine inanmaktadır.
Türk milletinin ve bütün insanlığın barış ve mutluluk içinde insanca
yaşayacağı bir dünya ideali, Türkiye merkezli yeni bir medeniyet
projesinin hayata geçirilmesiyle gerçekleşebilecektir. Türkiye, sahip
olduğu imkân ve kabiliyetlerini, evrensel değerlerle bütünleştirerek
küresel ölçekte etkili ve güçlü bir ülke olduğu takdirde, Türk ve İslam
dünyası için ana eksen ve cazibe merkezi olabilecektir.
Türkiye MHP yönetiminde, millî varlığına ve tarihi misyonuna sahip
çıkarak bugün içinde bulunduğu ataletten kurtulacak; sahip olduğu
zenginlikler, köklü devlet tecrübesi ve ortaya koyacağı vakur duruş ile
bölgesel güç olmanın ötesine geçecek ve küresel bir oyun kurucu haline
gelecektir.
"KÜRESEL GÜÇ TÜRKİYE" VİZYONU
Orta Vadeli Türkiye vizyonumuz çerçevesinde, 2023 yılına kadar
Türkiye’nin şu hedeflere ulaşmasını öngörmekteyiz:
• Gerçek anlamda demokratik bir hukuk devletine bütün yönleriyle
işlerlik kazandırmak,
• Yüksek demokrasi standartlarını yakalamak,
• Yargı bağımsızlığını ve hukukun üstünlüğünü teminat altına
almak,
• Hak ve özgürlükleri dünya standartlarına çıkarmak,
• Temiz toplum-temiz siyaset anlayışını hâkim kılmak,
• Yolsuzlukların kökünü kurutmak, yozlaşmaya yol açan sebepleri
ortadan kaldırmak,
• İçerde huzurlu ve güvenli, dışarıda onurlu ve itibarlı bir ülke
olmak,
• Ekonomik ve teknolojik gelişmeyi sağlamak, “milli yenilik
sistemi” oluşturmak,
• Üretim kapasitesini, sanayi ve enerji alt yapısını dünya
standartlarının üzerine çıkarmak,
• Tarımda kendine yeterli olmanın ötesine geçerek bölge ve
dünya pazarına yüksek katma değerli işlenmiş tarım ürünü satabilir hale
gelmek,
• Kayıtdışı ekonomiyi kayıt altına almak ve vergi adaletini
sağlamak,
• Doğal kaynakları optimum düzeyde değerlendirmek,
• Enerjide yerli, yeni ve yenilenebilir kaynaklara yönelerek dışa
bağımlılığı azaltmak,
• Dezavantajlı ve muhtaç durumda olan vatandaşlarımızın diğer
toplum fertleriyle aynı düzeyde yaşam sürmesini temin edecek yapıyı
oluşturmak,
• Gelir dağılımındaki adaletsizliği gidermek,
• Sosyal güvenlik ve sosyal adaleti bütün icaplarıyla tesis etmek,
• İşsizlik ve yoksulluğu ortadan kaldırmak,
MHP SEÇİM VAATLERİ'NİN DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ