Darwin´e göre, Homo Sapiens yani biz evrimin en üst düzeyindeyiz, bunun göstergesi ise beslenmek için bir süper-yokedici olmamız. Modern bilim ve teknoloji, çok uzun bir zamandan beri, insanın hayvanlardan daha üstün olduğunu tanımlamak ve kesinleştirmek için mücadele ediyor, bunun için tek bir engel var; doğanın kontrolu, eğer doğayı kontrol edebilirsek daha da doğrusu hayvanların yaptığı gibi doğa ile bütünleşebilirsek sonuca ulaşacağız. Ve doğayı kontrol etmemizin en önemli hedefi ise ölüm yani ölümü yenmek. Bilim ne yaparsa yapsın, ne kadar çabalarsa çabalasın yine de insanlar ölümün kurbanı olmaktan kurtulamıyorlar. Araştırmalar sürüyor, acaba ölümü yenmeyi başaracak mıyız? Daha ne kadar zamana ihtiyacımız var?
İnsan yaşamının süresi on yılda bir fizyolojik olarak artar. Beslenme sistemimizdeki düzelme ve gelişim, tıbbın başarıları ve sağladığı güven, göreceli olsa da kentsel yaşamın güvenliği ve son zamanlarda ilerleyen genetik araştırmalar gösteriyor ki, bazı yönlerden mekanik olsa da, çok yavaş bir tempoda yaşlanmayı kontrol edebiliyoruz. Şimdiye kadar, insanların yaşlanmakdan ölmeleri kaçınılmaz bir programdaki genetik bir kod olarak düşünülüyordu, birçok insan yeni buluşları bekliyor, en yeni ilaçları yutuyor, yaşam biçimlerini değiştiriyor ve uzun yaşamı kovalıyor. Yüzyıllar geçtikten sonra ilk kez, insan kültürü doğal ölümsüzlüğü hak ettiğinin bilincinde ve bunu istiyor.
DNA´nın ihaneti
İnsan bedeni, temel olarak kendini yenileyen ve onaran bir yapıdır; her üç günde bir deri elbisemiz yenilenir çünkü hücreler sabit olarak bölünür ve çoğalırlar ama bunun da bir sınırı vardır. Derinin büyük kayba uğradığı hallerde yetişemezler. Birçok hücre yaşlanır, DNA bunu engelleyemez veya DNA yenilenmez, zincir genetik olarak proteinlerin hasar görmesi için serbest bırakılmıştır. Berkley Üniversitesi´nden molekül bioloğu Judith Campisi, deri ve bağışıklık sistemindeki yaşlı hücre kümelerinin, 70 yaşlarındayken 30 yaşlarındakilere göre üst düzeylerde olduğunu tanımlandı. Bu iki sistemdeki yüksek oranda hücre bölünmesi öncelikle görünür yaş demekti. Öyleyse yaşlanma oluşumu için kayıp ve hasar daha çok hücre gruplarının sorumluluğundaydı. Bitkinlik, bedenin yıpranmasının doğal sonucudur, kromozomlar DNA´nın ayakkabı bağı benzeri yapısıyla ilişkilidir, DNA başlıklarına ise "Telomer" denir, bunlar DNA zincirinin veya bağının dağılmasını engellerler ve kromozomlar her bölündüklerinde yeni DNA zincirinin oluşturmak için hazırdırlar ama telomerler bunu kısa tutarlar veya uzun sürmesine engel olurlar.