Gün olur internete başvurup “Arı sokan erkekler kadın olur mu?” diye sorarsanız, bu haber mutlaka karşınıza çıkacaktır! Haber, Ted Prince adlı Amerikalı bir erkeğin cinsiyet değiştirerek kadın olmasını konu alıyordu:
“Ted Prince’i (40) bir gün arı soktu ve bu olay, Ted’in erkeklik hormonlarının seviyesini hızla düşürdü. Aslında daha çocukken, kimi zaman kız elbiseleri giyen, ancak yıllarca bu duygusunu bastıran Ted, arı kazası sonrasında cinsiyetini değiştirdi. Ted, Chloe adıyla, bir kadın oldu.”
Kaan Tunç adlı okur, 10 Şubat’ta beşinci sayfada çıkan bu haberle ilgili olarak “Emin misiniz?” diye sordu. Tunç, “Her arı sokan erkek hormonal dengesi bozulup kadın olsaydı dünyadaki erkek nüfusu bu kadar olamazdı herhalde. Bu bir haberden çok şaka gibi” diye de ekledi.
Okurun bu sorusunu Hürriyet Sağlık Muhabiri Mesude Erşan’a ilettim. O da erkek ve kadın cinsel sağlığı ile ilgili tıp dalı androlojinin Türkiye’deki öncü isimlerinden Prof. Dr. Halim Hattat’a sordu haberi ve okurun tepkisini. Hattat, haberi orijinal kaynaklarından da okuduktan sonra özetle şu yanıtı verdi:
Tıp doğrulamıyor
“Söz konusu olan hastanın daha önce teşhis edilmemiş Klienfelter sendromu olmasıdır. Klienfelter sendromu erkeklerde görülen genetik rahatsızlıktır. Çoğu zaman erişkinliğe kadar belirti vermez, bazen ergenlikte ikincil seks karakterlerinin gelişimini geciktirir.
Bu hastanın eşi, evlendiklerinde kocasının cinsel kimlikle ilgili sıkıntıları olduğunu belirtmiş. Burada yaşanan hem bu genetik rahatsızlığın etkisi hem de muhtemel bir cinsel kimlik sorunudur. Hormonsal düşüklüğün arı sokmasına değil genetik rahatsızlığa bağlı oluştuğunu söyleyebiliriz. Cinsel kimlik değişiminin de muhtemelen uzun yıllardır süregelen ve ancak karar verilen bir durum olduğunu düşünüyorum. Arı sokmaları sadece alerjik durum yaratabilmeleri anlamında tehlikelidir, erkeklerde hormon dengesi ve cinsiyet değişikliğine varacak ciddi sonuçları yoktur.”
Prof. Dr. Hattat’ın bu yanıtıyla, “Arı soktu kadın oldu” başlığının tıbben mümkün olmadığı netleşmiş oldu. Peki, Hürriyet’in sayfalarında kendine yer bulan ve tıbben doğrulanmayan bu bilginin kaynağı neydi?
Dış Haberler Servisi tarafından Türkçeye çevrilen haberde maalesef Hürriyet’te alışık olduğumuz üzere mahreç yoktu, haberin kaynağı da belirtilmemişti. Kısa bir internet taraması, haberin kaynağının İngiliz bulvar gazetesi Daily Mail olduğunu ortaya koydu. Gazetenin internet sitesindeki haber “Kocam, karım oldu: Transseksüel kadın, arı sokmasının nasıl cinsiyetini değiştirdiğini ve karısının nasıl ona destek olduğunu anlatıyor” başlığıyla verilmişti. Chole (Ted) Prince, o haberde “arı sokmasının erkeklik hormonlarını düşürdüğünü” değil “düşmesini tetiklediğini” söylüyordu.
Asıl hikâye başka
Hürriyet’teki haberde “tetikleme” sözcüğü yoktu. Okurun tepkisini, Prof. Dr. Hattat’ın değerlendirmesini ve haberdeki “tetikleme” eksiğini Dış Haberler Servisi Müdürü Nilgün T. Gümüş’e aktardım. “Arı sokması, hormonal sistemde var olan bir hastalığın daha şiddetlenmesine yol açmış. Özetlenirken atlanmış, ama o ayrıntı olsaydı da başlık değişmezdi” yanıtını verdi.
Bu yanıtla yetinmeyip aramaya devam edince ayrıntı gibi görünen “tetikleme”yi aydınlatan bilgilere ulaştım. Sixtyminutes (60 dakika) adlı sitede Chole (Ted) Prince ile yapılan geniş bir söyleşi vardı; öyküsünü gayet net anlatıyordu orada.
Arı sokunca alerjik bir bünyesi olduğu için korkmuş, hastaneye gidip tahliller yaptırmış, tahlil yapan endokrinolog, “Klienfelter sendromu olduğunun farkında mısın” diye sormuş. Böylece cinsel ikileminin kaynağını öğrenen Chole (Ted) Prince, kadın olmaya karar vermiş, 2008 yılında Tayland’a giderek ameliyatla cinsiyet değiştirmiş.
Anladığım o ki, ortada bir “Arı soktu kadın oldu” vakası yok. Arı sokması üzerine cinsel ikileminin fiziksel kaynağını öğrenen bir erkeğin kadın olmayı seçmesi durumu var.
Neticede kaynak bir bulvar gazetesi.
Keşke uzmanlara danışılsaydı.
Olağan şüpheliler
12 Şubat’ta çıkan Hürriyet Pazar’ın manşetinde “Olağan şüpheliler” haberi vardı. Ali Dağlar imzalı haberde, “gözaltıların artması üzerine, toplumda gözaltı paranoyası başladığı, Çağdaş Hukukçular Derneği’nde ‘Olağan şüpheliler eğitimi’ verildiği” anlatılıyordu. Ayrıca ÇHD Başkanı Selçuk Kozağaçlı ve bazı yöneticilerle de konuşulmuştu.
“Olağan şüpheliler eğitimi” ertesi gün, CNN Türk ekranlarındaydı. Cüneyt Özdemir, 5N1K programında ÇHD Başkanı Kozağaçlı ile konuşarak bu konuyu işledi. Fakat programda ne Hürriyet’ten, ne de o haberi yazan Ali Dağlar’dan söz ediliyordu. Sanki o bilgi Hürriyet’ten öğrenilmemişti.
Bu durumun bilinçli bir seçim olmadığını düşünüyorum. Zira Özdemir’in etik kaygıları gözeten bir gazetecilik çizgisi olduğunu izliyorum. Ama televizyonlarda kaynak göstermeme haline sık rastladığımı da vurgulamak durumundayım. Bu vesileyle hatırlatayım, gazetedeki haberin görüntülü hale getirilmesi, ne onu özel bir gazetecilik ürünü haline getirir; ne de kaynak gösterme gerekliliğini ortadan kaldırır.
Okurdan kısa kısa
H. Kenan Bezilkoğlu/ Ali Kaygısız: Pazar günü Hürriyet’te ilk olarak spor sayfasına baktım. Mersin, Gençlerbirliği’ni yenmişti, onunla ilgili haberleri okumak istiyordum. Gözlerime inanamadım, tek satır yoktu. Biz de bu gazeteye para veriyoruz. Tüm sayfa Galatasaray olacağına iki satır da Mersin koy.
İ. Uğur Altuğ: Bugünkü (7 Şubat) Ege ekinizde de yazım hataları olduğunu görünce artık bu maili yazmayı borç bildim. Örneğin sayfa 3’te “800 bin TL’lik hırsızlık şoku” haberinizde “gezmeeye gitti” yazılmış; sayfa 7’de “İşadamına kumar daveti çatışma çıkarmış” haberinizde “iyşadamına ve aynaı” yazılmış. Bu konuda daha hassas olunacağını ümit ederim.
Nabi Karadağ: Bugün (9 Şubat) Hürriyet’i karıştırırken 2. sayfada bir defile haberi gözüme çarptı. “Açılışın yıldızı Hatice Sultan” başlığını görünce okudum. Çok ilginçtir, haberde öne çıkan ünlü Selma Ergeç olmasına rağmen haber, Özge Ulusoy fotoğrafıyla sunulmuştu. Bir haber, haberde ismi geçmeyen birinin fotoğrafıyla niçin sunulur anlayabilmiş değilim.
NOT: Özge Ulusoy o defileye katılan mankenlerden biriydi, ama haberde mankenlerin tümünün adı yazılmamış.
Dursun Yastıman: TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin’in sanatçı Rojin için kullandığı bildirilen “Aşüfte” sözcüğünün doğrusu “Aşifte”dir. Bu sözcüğü İbrahim Şahin mi yanlış kullanmıştır ya da doğru kullanmış da 18 Şubat’taki Hürriyet’te mi yanlış kullanılmıştır? Ama kelimeyi kim kullandıysa kullansın doğrusu Farsça “Aşifte”dir ve anlamı da “iffetsiz, oynak kadın” demektir.
NOT: Bu sözcük, Dil Derneği ve Türk Dil Kurumu’nun sözlüklerinde “Aşüfte” olarak yazılıyor.