Pandemi süreci ile birlikte gündemimize giren son eğitim sorunsalı olan online eğitim sistemi hem öğretmenleri hem velileri hem de öğrencileri kaosun içine bıraktı. Teknik altyapı ile birlikte online eğitim-öğretim tasarımları konusunda bir kısım öğretmenin kendilerini geliştirmek adına çabaları takdir edilecek düzeydeydi. Kaosu “tatil” anlayışı ile geçiren ve değişime uyum için gelişimden uzak kalmayı tercih eden diğer kısım için ise üzüntümü dile getirmek isterim.
Haberin Devamı
Yeni düzende ailelerin ve öğrencilerin teknik bağlantı sorunları, materyal sorunları, iletişim kopukluğu, bilgi kirliliği gibi sorunlar peşi sıra gelirken, eşitsizliğin hızlı bir ivme ile yükselmeye devam ettiğini görüyoruz. 7 aylık süre zarfında velilerin ve öğrencilerin öğretmenlerinden her anlamda uzak kalışları okul ve eğitime sistemine karşı soğumalarına, öğrenme kayıplarına, disiplin sorunlarına yol açtığı apaçık ortadadır.
Online eğitim sisteminde yaşanan sorunları şu şekilde sıralayabiliriz:
Alışagelmişin dışında bir düzene uyum sağlamak: Okul ve eğitim deyince birçoğumuzun aklına kocaman ve estetikten uzak, kalabalık binalar ve sınıflar gelmekte. Tahtada arkası öğrencilere dönük düz anlatım yolu ile geleneksel eğitim modeli canlanmakta. Fakat şu anda öğrenciler kendi evinde, bilgisayar başında eğitim almaya çalışmakta(!). Yeni düzeni, okul ve eğitim sistemi olarak yorumlamakta ise sıkıntı çekmekte. Esneklik bilinci ile yeni normale uyum sağlarken değişime direnç göstermek sıkça rastladığımız bir durum oldu. Uyum sürecini hızlandırmak adına ilk yapılması gereken, bilindik kavramların yeni anlamlarını idrak ve kabul etmektir.
Teknik altyapı ve teknolojik materyal eksikliği: Gerek EBA gerekse Zoom üzerinden yapılan dersler başta teknolojik aletlerin gerekliliğini göstermektedir. Bir evde birden fazla çocuk varsa bu, birden fazla bilgisayara, tablete ve telefona ihtiyaç olduğu anlamına gelir. Bunların her çocuk için sağlandığını hayal etsek bile, internetin her evde çekmediğini, çeken evlerde de internet fiyatlarının günümüzde hayli fazla olduğunu göz ardı edemeyiz. Haliyle her çocuğun erişime açık olduğunu söylemek kendimizi kandırmaktan başka bir şey olamayacaktır. Örneğin, EBA üzerinden Zoom programına girişte derse girebilmek için gelen ücretlendirmeye tabii tutulacağımızın onay mesajını almayan veli neredeyse yoktur.
Teknolojik bilgi yetersizliği: Öğrencilerin büyük bir kısmı bilgisayar başında saatlerce vakit geçirirken ne yazık ki temel programlara (powerpoint, excel vb.) hakim değiller. Özellikle ilkokul kademesindeki öğrencilerden ve ailelerinden gelen en büyük sorunlardan biri de bu konuyu içermektedir. Temel programlara ödev, araştırma ve sunum gibi birçok alanda ihtiyaç duyulmaktadır.
Rutin oluşturamamak, zamanın nasıl geçtiğini anlayamamak: Rutin oluşturmak, hayatımıza olumlu alışkanlık katmak her nedense hepimize zor gelir. Fakat otonom öğrenim becerilerinin oluşturulması, geliştirilmesi ve içselleştirilmesi gereken bir zaman dilimde yaşadığımızın artık farkına varmalıyız. Gün içerisinde en az 2 günlük rutini hem kendimiz hem öğrencilerimiz hem de çocuklarımız için uygulamaya koymalıyız. Böylelikle kendilerini yönetme becerilerinin yanında zamanın farkına vararak zaman yönetimi becerisinin oluşmasına ön ayak olabilirsiniz.
Süreklilik sağlayamama, öğrenemediğini düşünme ve motivasyon düşüklüğü: Öğrencilerin büyük bir kısmının derslere bağlanamaması, o derslerden geri kalmasına, ödevleri kaçırmasına ve konuyu öğrenememesine bu da gerekli kazanımlara ulaşamamasına sebebiyet vermektedir. Arkadaşlarının dersler hakkında grup içerisindeki konuşmalarına uzak kalırken, soru soracak veya konuyu öğrenecek bir muhatap dahi bulamamaktadır. Kaçınılmaz olan ise çocukların başta öğretmenlerinden ve okullarından soğuyarak, eğitime uzaklaşmaları, zaten bir şey öğrenemiyorum düşüncesi ile kendilerini farklı alanlara vermeleridir. Daha çok kalabalık sınıflarda yaşanan bu duruma çözüm ise sınıfların bölünmesi, grup dersleri, kişiselleştirilmiş öğrenim ve proje-tasarım araştırma ödevleri ile giderilmelidir.
Online eğitim ile aile içi iletişim çatışmaları da artıyor: Çocuklar aynı sınıfta olduğu gibi fark edilmek, soru sormak, yaptığı ödevi veya çalışmayı öğretmene göstermek, takdir edilmek, kendilerini göstermek isterler. Online eğitim sürecinde çocuklar parmak kaldırıp söz istese de kısıtlı zaman içerisinde çoğu kez söz alamazlar bu da onları soğutan diğer etkendir. Bağlantı sorunlarının yanına var olamamak da eklenince çocuklar derslere katılım göstermek istemezler. Aileler ise sorunun ana nedeninin farkına varamadan çocuklarına katılım göstermeleri için ısrarcı olur ve bazen tartışma ciddi boyutlara ulaşabilir. Bu tarz durumlarda online eğitimin çocuklarınız ile olan ilişkinize zarar vermesinin önüne geçin. Onunla açık bir dille sorunun nedenleri üzerine konuşup, ortak bir biçimde çözüm üretmeye odaklanın.
Ödev sorunu: Çocukların büyük bir kısmı hangi öğretmenin hangi ödevi verdiğini bilmiyor. Yapsa da ders süresi kısıtlamasından ötürü kontrol ve geri dönüşler ne yazık ki yapılamıyor. Değişen ders sisteminin yanında eski model günlük ödevlendirme sistemleri verimsiz ve yetersiz kalmaktadır. Öğrencilere verilecek olan araştırma temelli haftalık proje çalışması, belirli miktarda soru sayısı ile desteklenmelidir.