Bugün size hep deneyen, hep kaybeden, daha güzel yenilen ama sonunda bir kahramana dönüşen bir olimpik sporcudan söz edeceğim. Olimpiyat tarihinin belki de en çok konuşulan bir insan ve başarı öyküsünden... Eric Moussambani Malonga’dan. Başka bir deyişle, ‘Yılan Balığı Eric’ten.
TÜM DÜNYA NEFESİNİ TUTMUŞTU
· 2000 Sidney Olimpiyat Oyunları başladığında tüm gözler dönemin en yetenekleri atletlerine çevrilmişti. İlk kahraman bir kadındı. Aborjin kökenli atlet Cathy Freeman, olimpiyat ateşini yakarken, Avustralya hükümeti de, ailelerinden izinsizce kopardığı çocuklar için, etnik bir kıyıma sürüklediği Aborjinler için özür diliyordu.
Tüm dünya nefeslerini tutmuş, spor sahalarında mucizeler yaratan kadın ve erkek sporcuları bekliyordu.
Oyunların ilk yıldızı 17 yaşındaki Avustralyalı Ian Thorpe oldu. 17 yaşındaki bu yıldız yüzücü 400 metre serbest stilde dünya rekoru kırınca gözler bir anda yüzmeye çevrildi. Havuzda bir şeyler oluyordu. Ama bu daha fragmandı.
OLİMPİYATTA YARIŞACAK AMA YÜZME BİLMİYOR
· Şimdi biraz geriye gidelim... Sidney oyunlarından önce Uluslararası Yüzme Federasyonu bir karar aldı. Gelişmekte olan ülkelerin olimpiyat barajını geçen sporcusu yoksa, oyunlara 2 sporcuyla katılabilmeleri için özel bir kontenjan açtı. Kahramanımız Eric Moussambani Malonga’nın kaderi de bu kararla değişti.
Nüfusu 1 milyonu bulmayan Ekvator Gine’sinde şehir merkezlerine afişler asıldı. “Olimpiyatlarda yarışacak ve Ekvator Gine’sini temsil edecek yüzücüler aranıyor.” Ama ülkede yüzme bilen sayısı o kadar kısıtlıydı ki. Ancak birkaç kişi başvurdu.
Onlardan biri de Eric Moussambani’ydi. Kabul edilmeyi hiç beklemiyordu. Ama haber tez yayıldı. Eric, olimpiyatlarda ülkesini yüzmede temsil edecekti. Önce sevindi ama sonra deyim yerindeyse, başından aşağı kaynar sular döküldü. Oyunların başlamasına 9 ay vardı ve Eric yüzme bilmiyordu.
· Yarış günü eleme turu için üç yüzücü havuz başına geçti. Yüzücülerden biri Eric Moussambani’dir. Diğer iki yüzücü havuza atladığında Eric yerinde kalakalmıştı. Havuza bile atlayamamıştı. Ama bu ona avantaj olarak döndü. Çünkü iki rakibi de erken atlamış, hatalı start nedeniyle elenmişti. Eric Moussambani’nin eleme turunu geçmesi için yarışı bitirmesi yetecekti. Havuza atladı. İlk 50 metreyi geçti, ama son 50 metrede herkes ona alaycı gözlerle bakmaya başladı.
Eric öyle zorlanıyordu ki, olimpiyat tarihinde ilk kez bir kurtarma ekibi olimpiyat yüzücüsünü havuza atlayıp kurtarmak için hazırlık yapmaya başladı.
Ama Eric’in azmi, başarma isteği alaycı bakışları giderek takdire ve alkışa bırakmaya başladı. Salondaki binlerce seyirci ile birlikte ekran başındaki milyonlarca sporsever sonradan ‘Yılan Balığı’ diye anılmaya başlanan Eric ile birlikte kulaç attı.
YÜZMEYİ ÇIRPINA ÇIRPINA ÖĞRENDİ
Eric Moussambani, yüzme öğrenmek için bir antrenör ve havuz aramaya başladı. Ülkesinde ikisi de yoktu. Çaresizce yaşadığı Molabu Köyü’nde, timsahlarla dolu bir dereye attı kendini. Çırpına çarpına öğrendi yüzmeyi. Yüzmek değildi yaptığı, sadece suyun üstünde kalmaya çalışıyordu. Bu arada bir defa da boğulma tehlikesi de geçirdi. Deredeki çalışmalar sürerken, 20 metrelik havuzu bulunan bir otel için özel izin alındı. Artık dereden, 20 metre bile olsa havuza terfi etmişti. Antrenörü mü, hayır, antrenörü de yoktu. Tam 9 ay çalıştı. Ve Olimpiyat oyunları için Sidney’e geldi. Olimpik bir yüzme havuzunu hayatında ilk kez orada gördü. Antrenman için havuza indiğinde diğer sporcular gülümseyerek ona bakıyordu. Eric yüzmüyor, su üstünde çırpınıyordu. Güney Afrika Yüzme Takımı’nın hocası, onun çaresizliğini gördü. Ellerini ve ayaklarını nasıl kullanması gerektiğini gösterdi. Eric o güne kadar sadece kaldırma kuvveti sayesinde su üstünde kalmıştı.
YARIŞI TARİHİN EN KÖTÜ DERECESİYLE BİTİRDİ
Yarışı olimpiyat tarihinin en kötü derecesini ile bitirdi Eric Moussambani. 1.52.72... Rakiplerinden bir dakikadan daha fazla yavaş yüzmüş, boğulacak korkusuyla kurtarma ekibi başında beklemiş, ama o pes etmemişti. Salon alkıştan inliyordu. Olimpiyat tarihinin en yavaş derecesini yüzen o isimsiz sporcu, bir anda olimpiyat kahramanına dönüşmüştü. Gururla temsil ettiği ülkesi onu bağrına basmıştı. O, olimpiyatların, üstün insan temsilinin bir örneğidir artık. Azmin, hayal kurmanın ve asla pes etmemenin canlı bir örneği. En güzel yenilen, en güzel kaybeden, bir daha yenilip, bir daha kaybeden ama sonunda kazanan bir kahraman.
1924 PARİS OLİMPİYATLARI GENÇ TÜRKİYE'NİN YALNIZLIĞI YENDİĞİ İLK OYUNLARDI
· Ben, “İmkansızlıklar içinde bile olsa, bir insanın mucizeler yaratabileceğine inanırım.” Eric’in hikayesini özellikle bunun için yazdım. Çünkü sadece insanlar değil, toplumlar ve ülkeler de mucizeler yaratır.
1924 Paris Olimpiyat Oyunları, imkansızlıklar içinde mücadele eden Genç Türkiye Cumhuriyeti’nin katıldığı ve diplomatik yalnızlığını yendiği ilk oyunlardı. 2024 yılında bu oyunların 100. yılı... Ve oyunlar yine Paris’te. İkinci yazıda Türk Olimpiyat tarihinin altın isimlerine, Naim’e, Yaşar Doğu’ya, Ruhi Sarıalp’e ve diğer kahramanlara göz atmaya ne dersiniz?
İlandır