Oldukça zor bir alanda üretim yapıyorsunuz. Sürdürülebi-lirlik stratejinizi ve yol haritanızı nasıl oluşturdunuz?
- Sürdürüle-bilir bir yaşam hayali ancak çelik sektörünün değişim ve dönüşümü ile gerçekleşebilir. Çünkü demir-çelik hayatımızın her noktasında bizimle. Binalarımızda, otomobillerimizde, kullandığımız beyaz-eşya, elektronik ve daha bir araç gereçte, alt yapı ve üst yapıda. O yüzden biz değişirsek dünya da değişir. Bir taraftan insanların alıp verdiği nefesi etkileyip sonra park, okul yaptım demek doğru değil. Elbette onları yapmaya devam edeceğiz. Bu nefes alıp vermemiz kadar doğal olmalı. Ama asıl odaklanmamız gereken çevreye, gezegenimize etkimiz. Bu noktada atılan her olumlu adım beni mutlu ediyor. Tosyalı Holding olarak bu bilinçle, Sürdürülebilir Yaşam İçin Tosyalı diyerek ana gündemimizi uzun süre önce sürdürülebilirlik olarak belirledik. Önümüzdeki yıllarda da ana gündemimiz sürdürülebilirlik olacak. Son 4-5 yılda sürdürülebilirliğin bizi nereye götürebileceğini görmüş bir şirket olarak sürdürülebilirliğin gönüllüsüyüz. Bunu bir iş olarak ya da yapmak zorunda olduğumuz bir şey olarak görmüyoruz. Tabii bunun için belli bir strateji ve yol haritamız var. Uzman kuruluşlarla çalışıyor, tüm paydaşlarımızın katılımı ve uluslararası standartlar ve küresel endeksleri de dikkate alan çalışmalar yapıyoruz. Bu çalışmalar sonucunda sürdürülebilirlik stratejimizi “Karbonsuz Çelik”, “Sorumlu Ekosistem Yönetimi” ve “İşin Geleceği” olmak üzere üç farklı etki alanı altında oluşturduk. Bu üç etki alanında belirlediğimiz öncelikli konularımızı etkili bir biçimde yönetiyor, hedeflerimiz doğrultusunda kararlılıkla ilerliyoruz.
Karbonsuz çelik üretmek mümkün mü, bunu nasıl yapacaksınız?
- Elbette mümkün. Bu konu hakkında dünyada yapılan araştırmalar var, raporlar yayınlanıyor. Yüksek teknoloji, yenilenebilir enerji kaynakları ve geri dönüşümü hidrojen ile birlikte kullandığınızda çok daha hızlı bir şekilde yol alabilir, karbon salımının çevresel ve ekonomik maliyetlerini en aza indirebiliriz. Tosyalı Holding olarak bu farkındalıkla, üretim süreçlerinin sürdürülebilirlik odaklı olarak dönüştürülmesinden üretimde temiz enerji kaynaklarının kullanımına kadar birçok çalışmamızı, karbonsuz çelik üretimi odağıyla gerçekleştiriyoruz. Fosil yakıtlara alternatif olarak güneş enerjisi ve karbon salımı sıfır olan hidrojenin kullanımına yönelik çalışmalarımız sürüyor. Bir süre önce elektriğimizin yenilenebilir kaynaklardan üretildiğini Uluslararası I-REC Sertifikasını (Yeşil Enerji Sertifikası) alarak belgeledik. Ama sadece yenilenebilir enerji de yetmiyor. Aldığınız hammadde, kullandığınız ekipmanlar ve hatta sevkiyat bile muazzam bir sertifikasyon süreci gerektiriyor. Bununla ilgili baştan sona çok yoğun çalışıyoruz. Örneğin kurumsal karbon ayak izimizi tespit ettik ve ERW ve Spiral tesislerimizde EPD belgelerimizi aldık. Bugüne kadar yaptığımız çalışmalarla çelik fabrikamızın karbon salımını yüzde 30 azalttık. Karbonsuz çelik üretimine yönelik hedeflerimize ulaşma yolunda teknoloji ve inovasyona da ciddi yatırımlar yapıyoruz. Örneğin ilk üretimine başlayan Türkiye’nin son yıllardaki en büyük sanayi yatırımı olan Tosyalı Demir Çelik Sarıseki Tesisi, tamamen sürdürülebilirlik odaklı, en gelişmiş teknolojilerin kullanıldığı, Endüstri 4.0 uyumlu, nitelikli yeşil çelik üretimi yapan bir tesis oldu. Tosyalı Holding olarak bu tesisle birlikte, ton başına daha düşük elektrik enerjisi tüketimi sağlayan Quantum Furnace teknolojisinin Türkiye’de ilk kullanıcısı olduk. Sürdürülebilirlik odaklı yatırımlarımızla bu tesisimizde, yüksek fırınlara göre yüzde 70, geleneksel ark ocaklarına göre yüzde 20 daha düşük karbon ayak izimiz olacak. Bunlar aslında fragman. Çok daha iyisini göreceksiniz. Küresel rekabette yeni normal sürdürülebilirlik. Türkiye ve Cezayir’deki tesislerimizde gerçek yeşil çeliği üretip pazara sunmak istiyoruz. Çünkü bizim önümüzdeki dönemde ihracatımızın yegâne yolu yeşil çelik olacak. Devam eden yatırımlarımızın tamamlanmasıyla daha az karbon salımı, daha az enerji ve su tüketimi ile üretilen yeşil çelik ürünlerimizle dünyanın aranan ve tercih edilen demir-çelik üreticisi olarak daha güçlü konuma erişeceğiz.
Üretimde enerji sizin için kritik önemde. Sürdürülebilirlik ve çevre bağlamında enerji politikasınız nedir?
- Enerjide kendi kendimize yeten, fosil yakıtların hiç kullanılmadığı bir enerji yönetim sistemi kurmayı hedefliyoruz. Bu kapsamda güneş enerjisine uzun süredir yatırım yapıyoruz. Geçen yıl başlattığımız Tosyalı GES projemizle, aynı anda tüm tesislerimizde gerçekleştirdiğimiz yatırımla toplam 235 MW kurulu güce ulaştık. Ayrıca çatı üzerindeki santrallerimizle de dünyanın en büyük çatı üzeri GES’e sahip şirketiyiz. Dünyanın en yeni teknolojisi ile kurulan çatı üzeri güneş enerjisi santrali olan projemiz yıllık 250 milyon Kw/h’lık üretimi ile dünyanın en fazla yıllık üretim yapan çatı üzeri güneş enerjisi olacak. Bu projeyle yaklaşık 182 milyon kg karbon salımını engelleyerek dünyada yeşil çelik üretimi gerçekleştiren öncü şirketlerden biri olacağız. 2025 yılı itibarıyla; planladığımız GES yatırımlarıyla öz üretimimizden temin ettiğimiz elektrik, toplam elektrik kullanımımızın %50’sini oluşturacak. Tosyalı olarak konsolide yenilenebilir enerji hedefimiz ise orta vadede 3 Gwatt kurulu güce ulaşmak.
Bununla birlikte daha önce de ifade ettiğim gibi üretimde birincil enerji kaynağı olarak yeşil hidrojeni kullanmak üzere harekete geçtik. Tosyalı Cezayir’de 4. etap yatırımlarımız kapsamındaki ikinci DRI tesisimiz tamamlandığında %100 hidrojen ile çalışma kabiliyetine de sahip olacak. Dünyada sayılı şirketin sahip olduğu bu teknolojiye yatırım yapan ilk Türk firması da Tosyalı Holding olarak biz olacağız. Türkiye’deki tesislerimizde de hidrojeni yakıt olarak kullanma çalışmalarımıza başladık.
Sürdürülebilirlik kapsamında çalışanlarınız için neler yapıyorsunuz?
- İşin geleceğine yatırım yapmak için çalışanlarımızın sevecekleri, yeteneklerini daha iyi kullanıp geliştirebilecekleri ve dünya için iyi şeyler yapabilecekleri bir iş ortamı oluşturmak için çalışıyoruz. Bu çerçevede Tosyalı Akademi ile 3 farklı kıtaya nitelikli ve yetenekli işgücü yetiştirilmesine katkı sağlıyoruz. Bu ülkenin sanayicisiysek öncelikli olarak gelecek nesillere tertemiz bir gelecek bırakmalıyız. Bunun yolu da sürdürülebilir bir yaşamı amaçlayan eğitim ve gelişimden geçiyor. Her şey rakamlardan ibaret değil, parayı bir şekilde kazanıyoruz. Azı da çoğu da benim hayat standartlarımı değiştirmiyor. Beni daha mutlu edecek olan artık ortak yaşadığımız dünyayı daha yaşanabilir hale nasıl getireceğimiz. Şu an tüm odak noktam bu.
DÖNGÜSEL EKONOMİ ODAKLI PROSES
Dünyanın geleceği açısından döngüsel ekonomi ve atıklar da çok kritik. Sizin bu konudaki çalışmalarınızı öğrenebilir miyiz?
- Tosyalı Holding olarak döngüsel ekonomide Türkiye’de sektörümüzün öncüsüyüz. Bu konuda hem düşük karbon teknolojilerine yatırım yapıyoruz hem de tesislerimizde döngüsel ekonomi odaklı bir proses yönetimi gerçekleştirmek için çalışıyoruz. Örneğin Tosyalı Harsco ile 1,2 milyon ton cüruf atığı ekonomiye kazandırıyoruz. Tesislerimizde yapılan geri dönüşüm prosesi ile normalde atık malzeme olan cüruf, asfalt yol dolgusunda, çimento üretiminde ve inşaat gibi farklı sektörlerde ham madde ve katkı maddesi olarak kullanılabiliyor. Ayrıca yine Tosyalı Harsco ile Tosçelik Osmaniye fabrikasının içinde 2 milyon ton hurda elemesi ve temizliği için bir tesis kurduk. Hurdanın içindeki bakır, paslanmaz ve alüminyumun geri kazanımını da aynı tesiste gerçekleştiriyoruz. Tosyalı Harsco, aynı zamanda kendi geliştirdiği makinalarla ocak altı cüruf temizliği yaparak sektöre de hizmet veriyor. Bununla birlikte tesislerimizdeki havayı, suyu ve hatta tozu bile döngüsel ekonomiyle değerlendiriyoruz. Su tüketimini azaltmak özellikle çok önemli. Birkaç yıl öncesine kadar bizim sektörde atık diye kabul edilen hiçbir şey şu an atık olarak kabul edilmiyor, bunların tamamını yan ürün olarak değerlendiriyoruz. Onları geri dönüştürerek ekonomiye, doğaya kazandırıyoruz. Sıfır atık anlayışımızla bizde evsel atık dahi yoktur, bizim ana politikamız bu. Ayrıcabaca tozlarını filtrelerde topluyor ve ters havayla biriktiriyoruz. Bu baca tozlarında yüzde 25- yüzde 28 arasında değişen oranda çinko oksit var. Biz toplandığımız bu baca tozlarını çinko fabrikalarına veriyoruz. Dünyada ilk olacak bir teknoloji ile baca tozundaki elementleri ayrıştırarak döngüsel şekilde ekonomiye kazandıracak bir tesis kurmak üzere çalışmalarımız da devam ediyor.
İlandır