Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya’da açılan Elidor X TOG Genç Kadın Destek Merkezleri’nde, TOG tarafından 17-25 yaş arası genç kadınlara yönelik geliştirilen duygusal ve sosyal destek programları yürütülecek. Proje kapsamında ayrıca Beşiktaş Akaretler’de “Kendi Yolumuzda Dayanışma Anıtı” açıldı. Elidor X TOG Genç Kadın Destek Merkezleri’ni; Unilever Türkiye, Orta Asya ve İran Güzellik ve Sağlık Lideri Natali Kasap, Toplum Gönüllüleri Vakfı (TOG) Genel Müdürü Ayşe Kırımlı ve projeye özel bir beste yaparak iletişim elçiliğini de üstlenen Karsu ile konuştuk.
Elidor, genç kadınlara yönelik yürüttüğü çalışmalara bir yenisini ekledi. Elidor X TOG Genç Kadın Destek Merkezleri projesi nedir ve nasıl doğdu?
Unilever Türkiye, Orta Asya ve İran Güzellik ve Sağlık Lideri Natali Kasap: Elidor tüm dünyada genç kadınların güçlenmesine, gelecekleri için hayaller kurmasına, bu hayalleri gerçekleştirmek için ihtiyaç duydukları kaynaklara ulaşmalarına katkı sunmayı amaçlıyor. 2021 yılında yaptığımız bir araştırmanın sonucunda Türkiye’de her 10 genç kadından 6’sının “geleceğim için hayallerimle aramda engeller var” dediğini öğrendik. Genç kadınlar gelecek planlarında; eğitime erişimdeki maddi güçlükler, geleceklerini planlamak için kendilerini yeterli görmemeleri, bir yol göstericinin eksikliği ve gelişmek istedikleri alanlarda gerekli bilgiye erişememek gibi engellerle karşı karşıya kaldıklarını söylüyordu. Bu çarpıcı sonuçlarla birlikte Kendi Yolumuzda projesine başladık. Bu noktada gençlere yönelik etkileyici projeleri nedeniyle yolumuz Toplum Gönüllüleri Vakfı (TOG) ile kesişti. TOG ile yürüttüğümüz çalışmalarla 300’e yakın genç kadına üniversite hayatları boyunca burs vermenin yanı sıra binlerce genç kadının yararlandığı rehberlik çalışmaları gerçekleştirdik. Çalışmalarımızı çeşitli iş birlikleriyle büyüterek daha çok kadına eğitim desteği sağlama olanağı bulduk. Bu yılın başında hepimizi derinden sarsan depremlerle birlikte projemizin odağını da deprem bölgesine aldık.
Depremlerin ardından AFAD, Ankara Büyükşehir Belediyesi, Konya Büyükşehir Belediyesi ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin de aralarında bulunduğu belediyeler 4 ilde mobil duşlar kurdular. Bu hizmeti ürünlerimizle destekledik ve uzun dönemli planlamalar yaptık. Ürünlerimiz dışında, bölgedeki genç kadınlar için değer yaratabileceğimiz projelere odaklanmak istedik. Uzun dönemli partnerimiz Toplum Gönüllüleri Vakfı’na deprem bölgesindeki genç kadınlara nasıl destek olabileceğimizi sorduk ve böylece Elidor X TOG Genç Kadın Destek Merkezleri projemize başladık. Adıyaman, Kahramanmaraş, Hatay ve Malatya’da kurulan dört merkezde TOG tarafından 17-25 yaş arası genç kadınlar için duygusal ve sosyal destek programları yürütülecek.
Kadınların deprem öncesinde zaten köklü sorunları varken deprem bu durumu nasıl etkiledi? Afet sonrası genç kadınları desteklemek neden kritik?
Toplum Gönüllüleri Vakfı Genel Müdürü Ayşe Kırımlı: Gençler ve genç kadınların deprem öncesinde de birtakım sorunları vardı. Toplum Gönüllüleri Vakfı 21 yıldır, tam da bu sorunlara çözüm üretmek için gençleri eğitim ve burs programlarıyla güçlendirmeyi, onların sosyal fayda yaratan projelerine destek olmayı hedefliyor. 21 yıldır bir yandan gençleri güçlendirirken diğer yandan da toplumsal cinsiyet eşitsizliğiyle mücadele ediyoruz. Bu alanda eğitimler veriyor, gençlerin toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik projelerini hayata geçirmelerine destek oluyoruz. Elidor’la 2021 yılında başladığımız Kendi Yolumuzda projesi de bu amaçla hayat buldu. Gençlerin gelecek hayalleriyle aralarında ne yazık ki engeller var. Biz TOG olarak depremin ilk gününden itibaren binlerce gönüllümüzle yardım depolarında görev aldık ancak afetin yıkıcı boyutu sebebiyle toparlanma sürecinin en az iki yıl olacağını öngörüyoruz. Bu sebeple dayanışmanın uzun soluklu, desteklerin sürdürülebilir olması gerektiğine inanıyoruz. Destek Merkezleri fikri bu inançla ortaya çıktı.
2022 yılında yaptığımız Gençlerin İhtiyaçları Araştırması’na göre; gençlerin %60’ı burs desteğine, %54’ü psikolojik desteğe, %32’si bilgisayara, %31’i kitaba, %27’si mentorluğa ihtiyaç duyuyordu. 6 Şubat’ta yaşadığımız depremler bu ihtiyaçların daha da artmasına neden oldu. 11 afet ilinde 17-25 yaş arasında 1 milyona yakın genç kadın bulunuyor. Bu bölgede okullar kapalı olduğu için gençler sosyalleşemiyor, teknolojik imkanları olmadığı için online eğitime erişemiyor. Yıkılan şehirlerde gençlerin vakit geçirebilecekleri bir yer yok, çadır ve konteyner kentlerde özel alanları da bulunmuyor. Afetten etkilenen insanların yaşadığı ekonomik koşulların zorluğu, depremin neden olduğu zorluklar toplumsal cinsiyet eşitsizliklerinin de artmasına neden oluyor. TOG olarak genç kadınların; sosyal, politik, ekonomik, akademik kısacası her alanda daha aktif rol üstlenmesini önemsiyoruz. Bu yüzden gençleri ve özellikle genç kadınları destekleyerek onlara alan yaratmamız, gelecek hayallerine destek olmamız çok kritik.
Karsu, adını Hatay’ın Karsu köyünden alıyorsun. Türkiye ve özellikle afet bölgesiyle olan gönül bağını hepimiz biliyoruz. Depremin ardından Hollanda’daki çalışmalarınla hem insanların dikkatini bu acıya çektin hem de önemli bir desteğin oluşmasını sağladın. Daha önce de yollarının kesiştiği Elidor’la şimdi bu anlamlı proje için yeniden bir araya geldin. Elidor X TOG Genç Kadın Destek Merkezleri projesine nasıl dahil oldun, bu süreçte neredesin?
Karsu: Elidor ile 2018 yılında yollarımız kesişti. O zamandan beri genç kadınlar için yaptıklarını beğeniyle takip ediyorum. Deprem hepimiz için büyük bir acı benim için kişisel bir tarafı da var. Bunun ötesinde de bu acıyı paylaşmanın önemli olduğunu biliyorum. Bu projenin amaçlarından en önemlisi ortak acıdan ortak umut yaratmak. Bu projeyi umut için, dayanışma için ve kız kardeşlerim için destekliyorum. Onların kendilerini yalnız hissetmemeleri gerekiyor. Aklımızın, kalbimizin, elimizin hep o bölgede olduğunu göstermemiz lazım. Sadece söylemek yetmez. O yüzden bölgedeki kız kardeşlerimin kendi yollarında yeniden umutlu adımlar atması için çalışacağız. Birbirimizden güç alacağız. Yaşadıklarımızı elbette unutmayacağız ama duygusal ve sosyal desteklerle birlikte iyileşeceğiz.
Elidor & TOG Genç Kadın Destek Merkezleri’nde yürütülecek programların içeriğinden bahseder misiniz?
Ayşe Kırımlı: 6 Şubat’tan bu yana ülke olarak dayanışmanın en güzel örneklerini sergiledik. Şimdi destek merkezlerimizle bunu daha uzun soluklu bir şekilde devam ettireceğiz. Bu merkezlerde temel hedefimiz; afetten etkilenen genç kadınların, afetin yarattığı olumsuz etkilerin üstesinden gelmeleri ve iyi olma hallerine destek olmak. İhtiyaç duydukları alanlarda güçlenmeleri sağlamak. Genç kadınların kendi yollarında yeniden güçlü adımlarla yürüyebilmeleri için kariyer, eğitim ve farkındalık odaklı seminer çalışmaları yapılacak. Bu bağlamda iş yaşamına atılırken mülakat, CV hazırlama, iş yaşamında karşılaşabilecekleri farklılıklar üzerine oturumlar yapılacak. Alanında uzman ve ilham veren kadınların da zaman zaman merkezlerde genç kadınlarla bir arada olmasına çalışacağız. Genç kadınların hayatın her alanında aktif rol alması için eğitimin ne kadar kritik bir öneme sahip olduğunu biliyoruz. Eğitimine devam etmek isteyen kadınlarla etüt, kurs imkanları ve merkez içinde ders çalışmalarını sağlayabilecekleri çalışmalar planlandı. Bunların yanı sıra onların güçlü adımlarını desteklemek için kadın erkek eşitliğine ilişkin atölyeler de gerçekleştirilecek. Kadın hakları, şiddete ilişkin başvuru mekanizmaları, gençlerin sıklıkla karşılaştığı dijital şiddet, pozitif ayrımcılık gibi birçok oturum planlanıyor. Kız kardeşlik merkezleri olarak da tanımlanabilecek bu merkezlerin, genç kadınların bilgilendikleri kadar birlikte ve yan yana vakit geçirebilecekleri yerler olmasını da önemsiyoruz. Onlara; kız kardeşleriyle bir araya gelerek beraber sohbet edebilecekleri, farklı etkinlikler yaparak kendilerini biraz olsun afetin yarattığı olumsuz etkilerden uzaklaştırabilecekleri güvenli bir alan yaratıyoruz.
Genç Kadın Destek Merkezleri’nin yanı sıra Beşiktaş Akaretler’de “Kendi Yolumuzda Dayanışma Anıtı” adını verdiğiniz bir çalışmanız daha var. Bu anıt hakkında bilgi verir misiniz?
Natali Kasap: Afetin etkileri henüz çok taze, iyileşmek çok uzun zaman alacak. Etkilenen insanların unutulmamak, yalnız hissetmemek gibi çok doğal bir ihtiyacı var. Ülkenin geri kalanının da manen ve madden destek vermek için büyük bir istek duyduğunu biliyoruz. Buradan yola çıkarak “Kendi Yolumuzda Dayanışma Anıtı” projesini ürettik.
Kendi Yolumuzda Dayanışma Anıtı, bilindik anlamıyla anıt kavramını ters yüz eden interaktif bir eser. Fiziksel olarak İstanbul Beşiktaş’ta, Akaretler’de 12 Haziran’a kadar sergilendi, eş zamanlı olarak deprem bölgesinde kurulan ekranlar aracılığıyla da mesajlar genç kadınlara ulaştırıldı. Anıtı özel kılan ise depremden etkilenen genç kadınların çizdiği resimleri, Karsu’nun özel bestesini ve isteyen herkesin Elidor sayfası üzerinden gönderdiği dayanışma mesajlarını yapay zeka öğrenmesiyle birleştirmesi. Elidor olarak yoğun duyguları, umudu, dayanışmayı sanat ve teknoloji aracılığıyla bir araya getiren ilk markalardan biri olduğumuz bizim açımızdan da gurur verici bir eser oldu.
Resim, müzik ve sosyal medyadan gönderilen mesajların dijital bir sanat eserine ve anıta dönüşme süreci nasıl gerçekleşti.
Natali Kasap: Kendi Yolumuzda Dayanışma Anıtı’nı depremin etkilerini farklı açılardan deneyimleyen insanların duygularını aktarmaları için bir platform olarak da düşünebiliriz. Depremden direkt olarak hasar alan, evlerini, yakınlarını, anılarını ve belki geleceğe dair umutlarını yitirme noktasına gelen insanlar var. Bu nedenle ilk olarak deprem bölgesinden sekiz güzel sanatlar fakültesi öğrencisine duygularını, dayanışma duygusunun onlar için anlamını resmetmek isteyip istemediklerini sorduk ve olumlu yanıt aldık. Gönderdikleri birbirinden özel resimler karşısında duygulandık ve doğru bir adım attığımıza emin olduk. Depremden bu şekilde direkt etkilenmese Türkiye’nin ve dünyanın dört bir yanında on binlerce insan, bölgede yaşananların acısına ortak oluyor. Karsu, depremde pek çok yakınını ve anılarının geçtiği sokakları yitiren hem de deprem bölgesinde olmasa da duygudaşlık eden pek çok insanın duygularını müzik yoluyla aktarması için simge bir isim.
Kendi Yolumuzda Dayanışma Anıtı bu üç duyguyu sanat yoluyla bir araya getirdi. Bir yapay zeka modeli, deprem bölgesindeki genç kadınların çizdiği resimler üzerinden Gözetimsiz Öğrenme (Unsupervised Learning) metodu ile eğitildi. Model, resimlerdeki stil ve öğeleri içerik temelli analiz yöntemleri kullanarak öğrendi. Yapay zeka modeli, genel olarak umut, cesaret, sevgi, dayanışma gibi kavramları temsil eden 200’den fazla anahtar kelimeye dayalı olarak da eğitildi. Dünyanın ve Türkiye’nin dört bir yanından gönderilen dayanışma mesajları için Elidor’un instagram hesabına bir chatbot uygulaması eklendi. Instagram'dan gelen destek mesajları tarandı ve bu mesajlar, yapay zeka modeline verildi. Mesajların alınması ve işlenmesi için özel bir yazılım geliştirildi. Yapay zeka modeli, anlık olarak gelen girdileri kullanarak, öğrendiği çizim stilleri ve öğeler ile yeni ve kesintisiz bir video üretti. Oluşturulan video ve Instagram'dan gelen dayanışma mesajları, İstanbul, Beşiktaş Akaretler'deki Kendi Yolumuzda Dayanışma Anıtı’nda ve deprem bölgesinde kurulan ekranlarda yansıtılıldı. Ayrıca dileyen herkes mesaj sayfasından ve KendiYolumuzda web sitesinden yönlendirdiğimiz TOG bağış linkiyle TOG’un afet bölgesindeki çalışmalarına da destek olabilirdi.
İlandır.