Akbabalar Anayasa Mahkemesi’nde

9’a 2 mi? 8’e 3 mü? 7’ye 4 mü? Yoksa 6’ya 5 mi? 10’a 1 ya da 11’e sıfır da mümkün. İki taraflı, lehte ya da aleyhte işleyen oranlar.

Bunlar Anayasa Mahkemesi’nin AKP kapatma davasında vereceği kararla ilgili teorik oranlar.

On bir üyeli Anayasa Mahkemesi’nin kapatmanın lehinde ya da aleyhinde alacağı karar, bu oranlardan birine göre.

Oranlar önemli, mahkeme üyeleri şu sıralarda olağanüstü önemli.

Türkiye’nin önümüzdeki dönemde siyasal kaderi onların elinde.

Üyelerden biri de, Osman Paksüt.

Arabasını önceki gün polis izliyor.

Neden izlediğine ilişkin, Emniyet Müdürünün açıklaması pek bir şey açıklamıyor.

ÖZCAN’IN MARİFETİ

AKP’liler dahil, Ankara’da yaygın bir tahmin var.

Bu sadece bir tahmin ve bana ait değil.

Tuttuğum nabzın göstergesi.

Bu tahmine göre, AKP kapatılabilir.

Neden?

Danıştay’ın türban genelgesini iptal etmesinden dolayı.

AKP bunu kendi atadığı YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan’a boçlu!

Tamamen Özcan’ın marifeti. AKP’lilere saç, baş yolduran bir marifet.

Türbanla ilgili Anayasa değişikliği ardından, Yusuf Ziya yemiyor, içmiyor, hemen aynı gün bir genelge patlatıyor:

"Üniversitelerde türban serbesttir."

Üniversitelerin başvurusu üzerine, Danıştay genelgeyi iptal ediyor.

DAYANAK TÜRBAN

Anayasa Mahkemesi’nde bir de türban davası var.

Türbanla ilgili Anayasa değişikliğinin iptal davası.

Danıştay’ın o genelgeyi iptal etmesi, Anayasa Mahkemesi’nin bakacağı türban davası için bir örnek, hukuki deyimle, karine.

Anayasa Mahkemesi, Danıştay’ın türban kararından hareketle, türbanla ilgili Anayasa değişikliğini iptal edebilir.

Bu iptal, AKP’nin kapatma davasını etkileyebilir.

Çünkü, kapatma davasının dayanaklarından biri, türban.

İlk bakışta çok bilinmeyenli denklem gibi.

Oysa karışık değil, sadece birbirine bağlı davalar zinciri.

Ve türbanla ilgili kararın Anayasa Mahkemesi’nden çıkması, Başkan Haşim Kılıç’ın geçen hafta yayınlanan bir röportajında verdiği işarete göre, artık yakın.

Karar yakın, Akbabalar da Anayasa Mahkemesi’ne yakın.

Osman Paksüt’ün polis arabasıyla izlenmesi ya da telefonlarının dinlediği kuşkusu hafife alınacak gibi değil.

Meclis’in el koymasını gerektiren bir kaygı.

Havada sis, havada pus var.

Emekliler Maliye’yi dava ediyor

ENFLASYON TÜİK’in resmi rakamlarına göre, yüzde 9-10’larda. Piyasanın pratiği öyle değil.

Özellikle gıda maddelerinde fiyatlar bu rakamın çok üstünde.

Memur ve emeklilerin, hatta özel kesimde çalışanların ücret artışı, altı ayda bir TÜİK’in endeksine göre belirleniyor.

Emekli ve memurlarda bunu düzenleyen bir yasa var.

TÜİK rakamlarıyla piyasa oranlarının birbirini tutmayışı Maliye Bakanlığı’a dava açmaya konu oluyor.

Geçenlerde bir gurup emekli açtıkları davada, emekli aylıklarında artış oranının uluslararası örgütlerin sözleşme ve standartlara uygun olarak belirlenmesini istiyor.

TÜİK’e, Türkiye İstatistik Kurumu’na güvensizliğin işareti olarak.

Bu tür bir dava ilk.
Yazarın Tüm Yazıları