Zamane Hatunları Yazıyooooorrr!

Elele Dergisi ve Garanti Emeklilik birlikte harika bir proje başlattı. Zamane Hatunları adındaki bu proje size süper hediyeler verecek hatta adınızın başına “yazar” diye ekleyecek. Bunu yaparken de kadınları iş hayatının içinde tutmaya çalışmak gibi çok önemli bir bilincin altını çizecek.

Tek yapmanız gereken iş hayatınızla ilgili kendi hikayenizi göndermek.

Gerisi mi?

www.zamanehatunlari.com adresine girmeniz. Ama önce Doğan Yayın Holding İnsan Kaynakları Koordinatörü Binnur Zaimler size neler olduğunu anlatsın istedik.

Zamane hatunları fikri nasıl çıktı? Nasıl gelişti bu proje?

Bizim iş dünyasında kadın platformu adı altında holdinglerin yöneticilerinin temsil ettiği bir grubumuz var. Biz bu grupla çalışan kadınların iş yaşamını sevmesiyle ilgili, paneller düzenliyoruz.

Bu toplantılardan birinin sonunda "Biz niye çalışan kadınların hikayelerini bir yerde toplamıyoruz" diye düşündük ve projenin ismini de zamane hatunları koyduk.

Şimdi bir taraftan, gerçekten çalışma hayatında erkeklerin olduğu kadar kadınların yeteneklerine de çok ihtiyaç var. Diğer taraftan hem Türkiye’de hem dünyada nedense okumuş kadınlar belli bir noktadan sonra kimse onlara limit koymadan kendi kendilerine limit koyup ya iş hayatını bırakıyorlar ya da iş hayatına bezgin bir şekilde devam ediyorlar.

Aslında zamane hatunları projesinin mesajı iş hayatı güzel, biz hayatında olmaktan mutluyuz. Türkiye’nin her yerinden kadınların cesaretlendirici, sorgulayıcı, komik hikayelerini ister isim, ev ve soyadlarıyla, ister rumuzla bize yollamasını istiyoruz.

En iyi üç hikayeye çok güzel ödüller vereceğiz ve sonra bu hikayelerden seçici kurul tarafından seçilenleri bir kitapta toplayacağız.

Yani maksat?

Maksat ben iyi ki varım, iyi ki kadınım, kadın olmaktan mutluyum, iyi ki çalışıyorum, iyi ki iş hayatında varım. Kadınlara bu hikayeleri ulaştırmak bunu anlatmak istiyoruz.

Siz uzun zamandır iş hayatının içindesiniz, bu kadar neşeli ve pozitif şey var mı sizce iş hayatında?

Ben ilk iş hayatına başladığımda kadınların hepsi mesafeli, kadınlıklarını göstermekten kaçan, maskülen bir profil çiziyorlardı. Oysa günümüzde kadınlar kadın olmaktan, anne olmaktan aynı zamanda çalışmaktan, başarılı olmaktan ve kendine zaman ayırmaktan, spor yapmaktan, kız arkadaşlarıyla görüşmekten son derece mutlu.

Biz bu profili destekliyoruz. Neşeli ve pozitif olsun ve bu hikayeleri ön plana çıkarmak istiyoruz. Çünkü bizim insanımız kötü şeyi hatırlamayı, can sıkıcı olanı anlatmayı daha çok seviyor. Oysa iş hayatını güzelleştiren çok farklı tatlar ve renkler var bunları gün ışığına çıkarmak istiyoruz.

Feminist bir tavır var mı burada?

Hayır, aksine erkeklere karşı değil erkeklerle birlikte iş hayatında büyük başarılara imza atma çabası var. Çalışma hayatındaki kadınları destekliyoruz.

Evlendim ya da çocuk doğurdum diye iş hayatını bırakmaktan vazgeçirmek istiyoruz. Bunu da neşeli hikayeleri ve başarı öykülerini ön plana çıkararak özendirici olmak istiyoruz.

Çok iyi üniversitelerde okuyan son derece tecrübeli insanlar pek çok sebeple iş hayatını “Daha fazla devam edemeyeceğim” diye bırakıyorlar bu aynı zamanda ülkemiz için iş gücü kaybı hem kadın için hayatın içinde kopmamak, iletişimden kopmak. Biz buna engel olmak istiyoruz.

Ama kabul etmek lazım çok bezdirilmiş, bıktırılmış kadınlar da var. İşini iyi yaptığı halde abuk sabuk sebeplerle hatta sebepsiz iş hayatından uzaklaştırılmış, soğutulmuş kadınlar var. Öyle insanlarla çalışıyor ki ne işini yapmasına ne kendisini ifade etmesine izin veriliyor, kıskançlık, haset, dedikodu diz boyu. Kadında “lanet olsun” deyip gidiyor… Bunlar az değil.

İş hayatı kolay olmayabilir tabii ki. İş hayatı hepimiz için sorumluluk, çalışmak, özveri gerektiren bir yer. Bu kadın için de erkek için de böyle. Herkesin başına türlü çeşit şey geliyor. Ama işin sonunda belli bir yüzdenin bu vazgeçişe özür olarak bir takım zorlukları kullandığını düşünüyorum.

Bazılarının ufak tefek sıkıntıları bahane edip iş hayatından kaçtığını da görebiliyoruz. Hayat bir mücadele, ben kadınların olaylara pozitif tarafından bakmasını ve mücadeleyi bırakmamasını istiyorum.

Peki hikayeleri ödüllendirecek juride kimler var?

Mehmet Yakup Yılmaz, Yasemen Köne, Ferhan Kaya Poroy, Cansen Başaran Symes, Çiler Yıldız, Binnur Zaimler, Pınar Reyhan Özyiğit, Ayşe Arman, Ayça Şen, Çiğdem Anad ve Elif Şafak.

Bir sürü hikaye gelmeye başladı bile. www.zamanehatunlari.com adresinden bu hikayelere bakabilir ve kendi hikayenizi yollayabilirsiniz. Son başvuru tarihi 1 Ekim 2010. Yazıların da en az 1000 en çok 5000 kelime olması gerekiyor. Unutmayın gerçek isminizi vermeden rumuz kullanabilirsiniz.

Hazırlayan: Mehtap Erel

Dikkat: Bu röportajın tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
Temmuz 2010