Güncelleme Tarihi:
Her anne çocuğunu sağlıkla dünyaya getirmek ister. Peki, bu sancılı süreçte kendi sağlınız ve bebeğinizin sağlığı hakkında ne derece bilgi sahibisiniz? Birçok insan için risk faktörü oluşturan “Yüksek Tansiyon”un özellikle hamileler için son derece ciddi bir rahatsızlık olacağını biliyor muydunuz? Gelin, hep birlikte Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Aytun Aktan’dan konunun ayrıntılarını öğrenelim!
Geçtiğimiz günlerde yakın bir tanıdığımın başına gelen bir olay beni çok üzdü ve size bu konuda ışık tutmak istedim. Birçok anne adayı hamile kalmak için onca hayal ve çabanın ardından bu sürecin pamuklara sarılı, masum bir dönem olmadığını yaşadığı olumsuzluklarla da anlayabiliyor.
Bu olumsuzluklardan işte size bir örnek: Anne adayı olan arkadaşımızın yüksek tansiyonu vardı. Bu yüksek tansiyon sebebiyle anne hayati tehlike atlatarak bebeğini prematüre doğurdu ve bebek şu an küvezde… Ne yazık ki kana ihtiyacı var. Aralıklarla bebeğe kan veriliyor. Arkadaşımız gibi birçok anne adayı ve bebekleri de bu tehlike ile karşı karşıya! Bu sebeple “Yüksek tansiyon (hipertansiyon) ile ilgili tüm merak edilenler haberimizde!
Yüksek Tansiyonu Hafife Almayın
Gebelik haftasının ilk 20 haftasında saptanan yüksek tansiyon genellikle “kronik hipertansiyon” olarak adlandırılır. İlerleyen gebelik haftalarında ise yani ilk beş ayın tamamlanmasından sonra ortaya çıkan ve beraberinde idrardan protein atılması, el ve yüzde şişme (ödem), nöbetler görülmesi gibi durumlarda yüksek tansiyon “preeklampsi/ eklampsi” adını alır. Bu durumu yaşayan anne adayını, bebeğini ve doktorunu zor günler bekliyor demektir. Bu hastalığın zamanında tanınması, gerekli önlemlerin alınması ve tedavisinin yapılması hayat kurtarır.
Kimler Risk Altında?
- İlk gebelikler
- Ailesel öyküde yüksek tansiyonun varlığı
- Şeker hastalığı, kronik böbrek hastalığı, lupus eritematosis, diğer damarsal hipertansif hastalıklar
- Çoğul gebelik
- Bebeğin fazla amnion sıvısı içinde olması
- Bazı genetik hastalıklı bebeklerin varlığı
- Anne yaşının 20’nin altı ya da 35’in üstünde olması
- Beslenme bozuklukları, kansızlık, obezite
- Üzüm gebeliği (molar gebelik)
- Daha önceki gebeliklerde preeklampsi - eklampsi yaşanmış olması preeklampsi gelişme olasılığının daha fazla olduğu gebelerdir.
Bu Zor Süreci Yaşamamak için Neler Yapılabilir?
- Anne adayı, dengeli normal tuz içeren karbonhidrat, protein, yağ ve vitaminler içeren bir diyetle beslenmelidir.
- Anne adayı eğer haftada 1 kg. veya ayda 3 kg.’ dan fazla kilo alıyorsa bu anormal su tutulumu gösterir. Ancak hızlı kilo alan her kadında da yüksek tansiyon ile birlikte ödem görülmeyeceği gibi, hızlı kilo almayan kadında da görülebileceği unutulmamalıdır.
- Anne adayının kendini iyi takip etmesi, baş ağrısı, gözlerde ışık çakması-uçuşma gibi durumlar yaşaması, bebeğinin hareketlerinde azalma hissetmesi durumlarında mutlaka doktoruna haber vermesi gerekir. Bunlar tehlike sinyalleri olabilir.
- Anne adayı gebeliğinin başından itibaren tansiyon, kan ve idrar tahlilleri ile izlenmelidir. 16. haftadan sonra kansızlığın önlenmesi için demir desteği yapılmalıdır. Kalsiyum, magnezyum, çinko, balık yağı gibi takviyelerin yapılması önerilebilir.
Anne ve bebek ölümlerinin en önemli nedenlerinin başında gelen gebelikte yüksek tansiyon için üzerinize düşenleri yaptıktan sonra doktorunuz ile düzenli takiplere devam etmelisiniz. Hayallerinizi süsleyen prens ve prenseslerinize sağlıkla kavuşmak için kontrolü elden bırakmayın.
Hazırlayan: Nilay Uzun