Güncelleme Tarihi:
Depresyon, olup bitenlere karşı tam bir ilgisizlik geliştirebilen ve aynı zamanda birçok hastalık ve bozukluğun vücutta köklenmesine sebep olabilecek uzun vadeli bir psikolojik rahatsızlıktır. Çocuklukta depresyonun olması özellikle tehlikelidir çünkü tedavi edilmeyen depresyon, hem psikolojik hem zihinsel hem de fizyolojik seviyelerde ciddi belirtilere yol açabilir.
Çocuklar yetişkinlere göre olumsuz yaşam olaylarına karşı çok daha hassastır ve bu olumsuz yaşam olayları çocuklarda kalıcı etkiler bırakabilir. Örneğin; sürekli şaka amaçlı kilosu ile dalga geçilen bir çocuk ilerde ciddi depresyon, anoreksiya veya bulimia gibi sıkıntılı durumlarla karşı karşıya kalabilir. Çocuklar olayları yetişkinler gibi farklı açılardan ve sağlıklı şekilde değerlendiremeyebilirler. Ebeveynleri sürekli tartışan bir çocuk, bu tartışmanın nedeni olarak kendi varlığını görebilir ve olayın sorumlusu olarak gördüğü kendisine zarar vermeye kadar varabilen bir boyutta depresyon geliştirebilir.
Çocuklarda depresyon yetişkinlerde olduğu gibi belirli yaşamsal faktörler, örneğin hastalık, yaşamdaki hoş olmayan durumlar, aile içindeki sorunlar, çevre, ruhsal bozukluklara karşı genetik yatkınlık veya biyokimyasal bir dengesizlik nedeniyle oluşur. Depresyon sadece hızlı gelişen kötü bir ruh hali değildir ve uygun tedavi olmadan kendi kendine iyileşmesi güçtür.
Ebeveynlerinde depresyon görülen çocuklar, ebeveynleri sağlıklı olan çocuklardan çok daha erken dönemde depresyon geçirebilmektedirler.
Çocuklarınızda en ufak bir depresyon belirtisi gözlemlerseniz ve bu belirtilerin iki haftadan fazla sürmesi halinde, bir psikiyatri uzmanı veya uzman klinik psikologdan randevu almanız önerilir.
Öğretmenlerden, arkadaşlardan veya sınıf arkadaşlarından elde edilen bilgiler çocuğun davranışındaki ani değişimi ve depresyon belirtilerini uzun bir süre boyunca doğrulayabilir ve bunun için oyun terapisi ve çeşitli klinik yöntemler ile çocuğunuzun yaşadığı depresyondan kurtulması sağlanabilir.
Psikoterapinin yanı sıra çocuğunuzla düzenli yürüyüşler, yoga ve teknoloji diyeti yapmak da destekleyici uygulamalar arasındadır.
Çocuklarda depresyon düzeyine göre yetişkinlerdeki gibi ilaç tedavisi veya hastanede yatırılarak tedavi mümkün olabilmektedir. Özellikle şiddetli düzeyde depresyon, ölüm ve intihar düşünceleri tespit edilen durumlarda yatırılarak veya ilaçla tedavi seçeneği mutlaka değerlendirilmelidir.
Her çocuğun dünyada yaşananlardan bihaber olarak doğduğunu düşünürsek saf, bilgisiz ve sadece içgüdüleri ile hareket eden varlıklar olduğunu söyleyebiliriz. Bu durumda onları olumsuz yaşam olaylarına ve depresyona sürükleyen etkenlerin kendi ebeveynleri ve sosyal çevre olduğu kanısına rahatlıkla varabiliriz. Bu nedenle tedavide sadece çocuğun kendisi ile olan sürecin dışında ebeveynleri ve sosyal çevresi ile de olan süreci değerlendirmek ve buna göre bir tedavi yolu izlemek en sağlıklı yaklaşım olacaktır.
Unutmayalım, çocuklar yaşam döngümüzün ve dünyamızın geleceğidir. Çocuklar varoluşumuzun geleceğidir.