Yenidoğan sarılığı neden olur?

Güncelleme Tarihi:

Yenidoğan sarılığı neden olur
Oluşturulma Tarihi: Ocak 01, 2012 00:00

Yeni doğan bebek bakımında nelere dikkat edilmeli?

Haberin Devamı

Anne adayları! "Yenidoğan sarılığının" nasıl bir hastalık olduğunu, belirtilerini ve tedavi yöntemlerini bilirseniz böyle bir durumda paniğe kapılmadan bebeğinize doğru bir şekilde yardımcı olabilirsiniz.

Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Alerji Bilim Dalı Başkanı Prof.Dr.Reha Cengizlier bu konuda bilmemiz gereken her şeyi bizlere anlattı.

Sarılık nedir?

Sarılık, tüm vücut yüzeylerinde, gözlerde ve idrar renginde sararma ile giden bir hastalıktır.
Sarılık iki çeşittir. Biri yenidoğan döneminde görülen sarılık diğeri is her yaşta görülebilen sarılıktır. Her yaşta görülen sarılık en yaygın görülendir. Mikrobik olup bulaşıcıdır. Sarılık hastalığına tıp dilinde "Hepatit" denir. Sarılığa yol açan mikrobun cinsine göre "Hepatit A", B, C, D, E, G gibi tipleri vardır. En çok bilinenleri A ve B tipidir.

Hepatit A hastalığı, kirli su, gıda ile bulaşan bir türdür. Bulaşma tamamen temizlik kurallarına uyumla ilgilidir. Hasta insanın dışkısı ile atılan mikrobun çeşitli yollarla etrafa saçılması, bunun bulaştığı yiyecek-içeceklerin tüketilmesi ile bulaşır. İyi yıkanmamış sebze meyve yemek, kaynağı belli olmayan kuyu suyu içmek gibi. 2-3 haftaya kadar uzayabilen bir kuluçka süresi sonrası hastalık nezle- grip gibi başlayıp, şiddeti herkeste değişen renk sararması, halsizlik belirtileri ile sürer gider. İdrar rengi koyulaşır; tersine kaka rengi açılır, hatta kireç gibi beyaz olabilir.

Hepatit B hastalığı, kan, ter gibi enfekte vücut sıvıları aracılığı ile bulaşır. Toplumda kendisi aktif hasta olan veya olmayan taşıyıcılar da oldukça yaygındır. Vücut salgılarında bu mikrop bulunur. Tokalaşmak, öpüşmek, bu insanların kullandığı tırnak makası gibi cihazların temizlenmeden kullanılması gibi yollarla bulaşabilen bu mikrop, ciltte bulunan bir çatlaktan girerek kana karışıp hastalık oluşturur. Burada hem hijyen kurallarına dikkat etmek, hem de tıbbi yönden dikkatli olmak; serum verirken, kan alırken, cihaz kullanırken dikkat etmek gerekir. Diğer bulaşıcı sarılık türleri de yine çevreden veya B türünde olduğu gibi kandan bulaşma yollarını kullanırlar.

Mikrobik olanların dışında da her yaşta görülebilen sarılık türleri vardır. Safra kesesi taşları, kanser, parazit gibi hastalıklar nedeni ile safra yollarında tıkanma, alkol, ilaç kullanımına bağlı bulaşıcı olmayan toksik hepatit, siroz gibi hastalıklarda da sarılık görülebilir. Bazı insanlarda da safra metabolizması sırasında gereken enzimlerin bazıları doğuştan eksiktir. Bu insanlarda, özel durumlarda sarılık ortaya çıkar. Bunun en iyi bilinen örnekleri, bakla yiyince veya kinin gibi bazı ilaçları kullanınca sarılık olmaktır.

Yenidoğan sarılığı nedir?

Hayatın ilk 1-2 aylık dönemine yenidoğan dönemi denir. Bu dönemin önemli sorunlarından biri olan yenidoğan sarılığı, özellikle hayatın ilk günlerinde önemli bir sorundur. Kan hücrelerinden kırmızı kürelerin (alyuvarlar) yıkımı ile ortaya çıkan "hem" isimli kısım, çeşitli enzimler tarafından parçalanıp işlemlere tabi tutularak kaka ve idrar yolu ile atılır. Bu olay, normal metabolizmanın süregelen bir olayıdır. Burada karaciğer enzimleri, barsaktan emilim sistemi ve idrar- kaka yolu ile atılım devreye girer. İşte bu basamaklardan herhangi birinde aksama olursa, atılamayan bu maddelerden "bilirubin" denen ve sarı renkte olan madde, cillte, diğer organlarda birikerek boyar, dışardan sarı renkte görünüme yol açar ve yenidoğan sarılığını oluşturur. Bu birikimde, ya vücudun iş yükünün üzerinde bir hammadde birikimi, ya bu hammaddeyi işlemek için gerekli enzimlerde yetersizlik, ya da atılımın aksaması söz konusudur. Metabolizmayı yavaşlatan; buna bağlı tüm organların yavaş çalışmasına neden olan, alyuvar yıkımında ortaya çıkan bilirubinin de atılmasını geciktiren doğuştan hipotiroidi (gizli guatr) gibi hastalıklara bağlı da olabilir.
Bazı basit örneklerle anlatırsak;
* Bebek doğarken göbek bağı geç kesilirse, anneden bebeğe fazla miktarda kan geçer. Bu fazla kan, fazla hammadde demektir. Yıkılan kırmızı küre hücreleri vücudun temizleyebileceğinden fazla olunca, sarılık oluşturur.

* Anne-bebek arasında kan grubu uyuşmazlığı olursa; bebek vücudu bu uyuşmayan alyuvarları yabancı madde olarak görür, bunlardan kurtulmak için hepsini parçalayıp atmaya çalışır. Bu da iş yükünü artırır, hepsini atamaz, sarılık olur.

* Alyuvarları parçalayıp içinden çıkan bilirubini zararsız hale getirip atmak için gereken karaciğer enzimleri eksikse, yetersizse veya bebeğin hayata yeni adapte olmaya çalışması nedeni ile enzim var olduğu halde aktif görev yapamıyorsa, bilirubin birikir, sarılık olur.

* Parçalanmış bilirubin kalın barsağa gittiğinde kaka yolu ile atılması gerekir. Hayatın ilk günlerinde görülebilen kabızlık nedeni ile veya barsağa yeterince sıvı - anne sütü gibi besin gitmeyip kaka atılması gecikirse, burada toplanan bilirubin yeniden emilerek kana karışır, miktar artınca sarılık olur.

* Mikrobik enfeksiyonlara bağlı olarak vücutta yıkım artar, alyuvar yıkımı da artar, bilirubin birikir, sarılık olur.

* Nadiren anne sütündeki bazı yavaşlatıcı maddelere bağlı olarak da bilirubin atılması yavaşlar, sarılık olur.

Sarılık olduğunda dışardan en çok görülen bebeğin gözlerinde sararmadır. Cildi de sarı-turuncu renk alır. Sarılığın şiddetine göre biriken bilirubin düzeyi ve renk değişir. Bilirubin, sadece gözle görülen organlarda değil, iç organlarda da birikir. Bunlar içinde en önemlisi ise beyindir. Bilirubin, belli düzeylerin üzerine çıktığında, savunma mekanizmalarını aşarak beyinin bazı özel bölgelerinde birikir. Bu durumda, geri dönüşü olmayan ciddi sakatlıklar meydana gelebilir. Bu nedenle yenidoğan sarılığını olabildiğince erkenden fark edip gerekli önlemleri almak önemlidir.

Sarılık bulaşıcı mıdır? Belirtileri nelerdir?

Yenidoğan sarılığı bulaşıcı değildir. Belirtileri; öncelikle renk değişikliğidir. Farkına varılmazsa, ilerledikçe yeni belirtiler eklenir. Bebekte aşırı uyuma veya huzursuzluk, emmeme, kusma, halsizlik, beyini etkilenmişse; tiz çığlıklarla ağlama, kasılma, havale nöbetleri oluşabilir.

Tedavi yöntemleri nelerdir?

Öncelikle yakın takip önemlidir. Sarılık fark edildiğinde şiddeti ve nedenleri araştırılır. Neden saptamak çok önemlidir.

* İdrar yolu veya başka bir enfeksiyona bağlı sarılık varsa, enfeksiyonun süratle tedavi edilmesi gerekir.

* Kan grubu uyuşmazlığına bağlı ise, yıkılan maddelerin atılımına destek olmak gerekir. Bunun için kan dolaşımını artırmak amacı ile beslenmenin ve vücuda giren sıvının yeterli olmasını sağlamak; yani sık emzirmek gerekir.

* Ciltte toplanan bilirubinin ciltten çözünüp idrarla atılabilmesini sağlamak için belirli dalga boylarında ışın tedavisi uygulanır. Burada en çok mavi ışık; bu olmazsa fluoresan lamba ışığı kullanılır. Işığın çıplak cilde direkt gelmesi gerekir. Güneş ışığı da bu açıdan çok etkilidir. Ancak cam arkasından gelen ışığın yararı olmaz.

* Karaciğer enzimlerini aktive etmek için birkaç gün ilaç verilebilir.

* Barsaktan atılımı artırmak amacı ile beslenme artırılır. Bebeğin kendi emdiği yetmiyorsa, gerekirse damardan sıvı takviyesi de yapılabilir.

* Kanda belli düzeylere ulaşan bilirubini temizlemek için, kan değişimi yapılır. Burada temel prensip, bilirubinli kanı alıp, yerine uygun kan grubundan taze ve temiz kan koymaktır. Parça parça alıp vermelerle yaklaşık %80 civarındaki kan değiştirilebilir.

* Bu arada sebepler araştırılır. Tüm yaşam boyunca sarılık yapabilecek bazı kalıtsal enzim eksiklikleri saptanırsa, bebeğin ilerde de kullanamayacağı ilaçlar, yiyemeyeceği bazı gıdalar belirlenir ve aileye bu listeler verilir.

* Anne sütüne bağlı sarılıklarda genellikle anne sütünün kesilmesi gerekmez. Bunların çoğu hafif düzeydedir. Nadiren birkaç gün ara vermek gerekir. Sonra anne sütü yeniden başlandığında yeniden sarılık oluşmaz.

Anne babalar ne yapmalı?

Tüm bu anlatılanlar; sarılıkların çok az bir kısmını oluşturur. Büyük bir kısmı ise, hafif sararma aşamasında kalıp; vücudun kendi çözümleri ile kısa sürede, müdahale olmadan geçer. Bir kısmı ise çok hafif olup, fark edilmeden geçip gider. Anne babaların dikkatli olması; bebeğin beslenmesini sağlaması, sararma fark ettiklerinde bebeği mutlaka çocuk doktoruna götürerek muayene ettirmesi gerekir. Muayene sonucu gerekiyorsa canı yanacak demeden kan ve diğer tetkiklerini yaptırması, önerilen tedaviyi uygulaması gerekir. Panik olmadan, soğukkanlılıkla, bunun normal bir şey olduğunu kabullenip tedaviye odaklanmaları gerekir.

Bebişler Editörü: Billur Uyar

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!